6.BÖLÜM - KARDEŞ SEVGİSİ

9.9K 992 269
                                    

Geçen biri bana özelden bir şey yazmış, 'Kardeşiniz çok şanslı, kardeş sevgisini bu kadar güzel yazan biri, kardeşini kimbilir nasıl seviyordur' diye. Yazılan o kadar güzel bir şeydi ki, ama açıkçası yarama da dokunmadı değil. Benim kardeşim yok, abim yok, ablam yok. Olmasını çok ama çok isterdim. ama maalesef tek çocuğum. O yüzden sanırım kardeş sevgisinin merakını yaşıyorum ve yaşasaydım böyle olurdu diyorum.
Keyifli okumalar...

----------
Hiçbir acıya benzemez,
Canının yarısının gidişi
Ve en yüce sevgilerden biridir,
Yürekteki kardeş sevgisi.

Havaalanına geldiklerinde sessizce homurdanıyordu Ferzan; “Hayır, sanki kan bağımı var, nereden abisi oluyor onun? Abisi de abisi! Saçma.”
“Tamam, adamın yanında da böyle saçmalama. Üstelik Yaren onu çok seviyor. Belli o da Yaren’i seviyor.”

“Dicle Fırat! Onun adı Dicle.”
“Şimdilik kimse bilmiyor ama sende kullanma istersen o ismi.” Tekrar yolcu kapısına baktı, “Hah, geldi.”

Ferzan adamı baştan sona süzdü. Yırtık bir kot; beyaz, uzun, bol, yazılı bir tişört, üstünde kareli bir gömlek, beyaz spor ayakkabıları, elinde deri ceket ve sırt çantası. “Tam bir zibidi,” diye söylendi.
“Ona İstanbul’da tarz diyorlar.”
“Tarzına tüküreyim o zaman,” diye kız gibi çemkirdi Ferzan.

“Kes Ferzan Allah için kes!” sonra Berk’in yanlarına gelmesi ile hemen gülümseyip, adamı selamladı, “Hoşgeldin Berk.”
“Hoşbulduk. Yaren yok mu?”
“Seni bekliyor. Önce bizim konuşmamız lazım Berk.”

Berk başını salladı, “Neyle ilgili anlamadım?” -Yoksa evlenecekler miydi? Daha neler!
Fırat önce Ferzan’a baktı, sonra da yeniden Berk’e çevirdi bakışlarını, “Yaren’in gördüğü kabuslar hakkında.”

*

“Abinin ismi Berk demek? Ne hoş,” dedi Nehir, kıza zorla yemek yedirirken.
“Evet de doydum ben.” Bu kızın derdi neydi anlamıyordu Yaren.
“Ne iş yapıyor bu Berk? Var mıdır işi gücü, evi barkı?”

“Mimar, mimar. Evi de var, motoru da.” Lokmasını yuttuktan sonra, “Ben doydum,” dedi sinirle.
“Hımm, peki evli midir nişanlı mıdır? Nedir olayı yani?”
“Şıpsevdili. Günlük ilişkili biridir abim. Oldu mu? Her çiçeğe konanlardan yani. Bir nevi bal arısı. Ben seni bir yerden çıkaracağım ama...”

“Ne demek bal arısı? Aaa! Bildiğin çapkın mı? Bu gece barda gönlüm hovarda, cinslerinden, vay anam,” dedi şaşırarak.
“Evet. Ne yapacaksın, nikahına mı alacaksın?”
Nehir bilmiş bilmiş kıza gözlerini kıstı, “Belli olmaz bu işler. Kısmet işi bunlar hep, kısmet.”

Heja da başını eğdi, “Nehir, şarkısı var onun. ‘Ben bal arısı gibiydim senden önce, bak pervanelere döndüm seni görünce,’ diye. Sıkıntı yok yani.”
“Bencede. Bende dert etmedim zaten. Bu saatten sonra olursa amaaaa, o gözlerini oyarım acımam. Söyleyim de ben. Görümcesin bir yerde sana saygım var, ama bende sözümü esirgemem.”

Yaren iki kıza şaşkın şaşkın bakıyordu, “Lan manyak mısınız siz? Neyin kafası bu? Deliler mi neler?”
Nehir döndü kıza, “Yok be ne manyağı. Gelecek aile planlaması yapıyoruz. Hadi az daha ye. Benim güvercinler bile senden çok yiyor ha, kuş kadar yiyemedin,” deyip, ağzına reçelli ekmeği tıktı.

“Aa şimdi hatırladım seni,” dedi lokmasını yutmaya çalışırken, “Güvercinlere yem atan kızsın.”
“Hatırladın mı beni?” dedi gülümseyerek.
“Elbette. Abimin dibi düşmüştü sana. Kız dur ölümü gör fotoğrafını çekip, abime göndereceğim,” dedi cebinden telefonunu çıkarırken.

KALBİM DÖKÜLÜYOR SANA - Doğu Serisi II -FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin