eleven: move away

4.4K 543 274
                                    

"Jimin? Çocuklar gelin, Jimin uyandı."

Gözlerimi aralamadan hemen önce kazandığım duyma yetimle işitebildiğim tek şey Namjoon hyung'un ağzından dökülen kelimelerdi, hemen ardından oluşan kargaşayla yeni yeni açtığım gözlerimi tekrar kısmak zorunda kalmıştım. Birbirinin itekleyip tepemde dikilen beş kafanın ilgili bakışlarından dolayı rahatsız olduğum için uyuyor numarası yapmak istemiştim fakat Namjoon hyung uyandığımı çoktan fark ettiği için mahcubiyetle gözlerimi araladım. Hepsinin telaşlı bakışları üzerimde dolanırken hepsine bakışlarımla özür dileyerek karşılık vermek istemiştim çünkü konuşacak halim yoktu. Jin hyung hemen başucuma oturup saçlarımı okşamaya başlarken Jungkook'un telaşlı sesi, dikkatimi ona çevirmemi sağlamıştı.

"Bizi endişelendirdin hyung." Elimden geldiği kadar gösterebildiğim bir tebessümle endişe etmemesi gerektiğini söylemek istedim fakat ne yazık ki konuşacak mecalim bile yoktu. Tüm gece boyunca karanlıkta kendimi savurarak dans ederken amacım sadece arkama bakmadan kaçmaktı yaşanan şeylerden, bunu bile becerememiştim.

"Salak mısın sen Jimin? Tüm gece dans etmek de ne demek? Seni dans salonunda baygın halde bulduğumuzda ne kadar çok korktuk, biliyor musun?" Odaya girdiklerinden beri beni izleyerek tırnaklarını yiyen Taehyung dayanamayarak bana patladığında korkmuştum açıkçası ama onun telaşını da anlayabiliyordum; dün peşimden gelmesine izin vermemiştim ama o da benim böyle bir şey yapacağımı tahmin etmemiş olacaktı ki yalnız kalmama izin vermişti. O da Jin hyung gibi dibime oturup elimi sıkarken ağlamamak için kendini sıktığını anlamıştım, elim üzerindeki elini kavrayarak kendisini suçlamaması gerektiğini ancak dudaklarımı oynatarak söyleyebilmiştim çünkü sesim o kadar kısıktı ki ben bile duyabildiğimden emin değildim.

"Taehyung, istersen biraz Jimin'in dinlenmesine izin ver." Namjoon hyung, Taehyung'un omzunu kavrayarak içtenlikle konuşurken arkadaşım bu sefer sol yanağında iz bırakmış bir yaşla bana bakıp başını sallarken onu bu denli üzmeye hakkım olmadığı gerçeğiyle yüzleşmiştim. Taehyung, benim yanımdaydı. Ne olursa olsun bana destek vereceğini biliyordum ve kendimi dans odasına kapatmak yerine onun omzunda ağlasaydım belki de daha çok rahatlardım, yüklerimi bir an bile düşünmeden sırtlayacağımı biliyordum çünkü.

Yanağındaki ıslaklıkları silme zahmetine girmeden ayağa kalkıp ona sarılmayı bekleyen Jungkook'un koynuna girerek odadan çıktı ikisi de. Jungkook'un bu halde olmam konusunda hatayı kendinde araması ve Taehyung'un beni tek başıma bırakmanın pişmanlığını yaşadığından dolayı onları istemeden de olsa üzmüştüm ve buna biraz bile hakkım yoktu. Arkalarından bakarken aynı şekilde gözlerimin dolmaması için kendimi sıkmaya çalışmama gerek kalmamıştı çünkü Hoseok hyung'un gülümsemesi bakış açıma girdiğinde işim biraz daha kolaylaşmış, berbat olan modum biraz da olsa iyi olmaya başlamıştı.

"Hey, biz buradayız Jiminie. Bir şeylerle yüzleşmek için tek başına olmadığını hatırla lütfen. Başını yaslayabileceğin altı omuza sahipsin." Beş, diye düzeltmek istedim. Sonuçta bahsettiği altı kişiden biri yüzünden bu haldeydim ya. Yine de elimden gelen, gözlerimi açtığımdan beri yaptığım tek şey olan fakat pek de sahici olmayan gülümsemelerimden birini göndermekti. İyi olduğumu söylemeye çalışıyordum ancak gerçekten iyi miydim? Kollarımda çizikler vardı fakat fiziksel bir acı hissetmiyordum bile, bahsettiğim boşluk içimde giderek büyüyordu ve bu boşluğun bir süre sonra beni bile içine sürükleyip beni yok edeceğini düşünmeden edemiyordum.

Hoseok hyung ve Jin hyung da odadan çıktıktan sonra Namjoon hyung ile karşı karşıya gelmem, artık kaçacak bir yerim olmadığını ve bal gibi köşeye sıkıştığımı gösteriyordu. Korkmama gerek yoktu, Namjoon hyung'un zor zamanlarımızda bize elinden geldiğince yardım etmeye çalıştığını ve bunu da elinden geldiğince en kibar ve en doğru şekilde yaptığını biliyordum fakat yine de korkuyordum işte. Son birkaç aydır olan şeyleri; grubu geçtim, içinde bulunduğumuz sektörden birinin yaşadığının bir kanıtı falan yoktu ve bir süreden sonra Namjoon hyung'un bile bana yardım edemeyeceği bir haldeydim işte, bu kadar fazla dibe batmıştım.

WattpadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin