twelve: kiss

4.9K 488 307
                                    

[yazar ağzından]

Yoongi, Jimin'in bayılmasından sonra şirketin verdiği haftalık tatilden dolayı dün geceden beri odasında kalıp akşama doğru yurttan çıktığında stüdyosuna olanları hala sindirememiş bir halde giderken gözlerini açık tutmak zordu onun için, gözlerinin kan çanağına döneceğini bildiği halde tüm gece ve tüm gün uyumamıştı. Aslında, uyuyamamıştı desek daha doğru olurdu; Jimin'in dün gece söylediği şeyleri oturduğu koltukta, bıraktığı sarı battaniyeyi etrafına sararak saatlerce hazmetmeye çalışmıştı fakat pek işe yaradığını düşünmüyordu; yarasaydı şayet, Jimin'in kendisini sevdiğini söylemesi hala kulaklarında çınlıyor olmazdı.

Her şey inanılması güç bir şaka gibiydi.

Pekala, ona bir şekilde bu olanlar sürpriz olmamalıydı fakat yine de yerinde duramıyordu. Evet, son birkaç aydır Jimin'in tavırlarından şüphelenmiş ve bir şekilde umutlanmadan edememişti fakat öylesine imkansızlıklarla dolu bir nehrin içinde yüzüyordu ki, bu akıntının içinde boğulmamaya çalışırken onu tutacak kolların Jimin'e ait olduğunu nasıl tahmin edebilirdi ki? Kendisini kurtarmasını istediği kişiyi kurtarması gerektiğini nereden bilebilirdi? Fakat öğrenmişti işte, bu yeterdi Yoongi için. Jimin'i bulutlara çıkaracak fakat bir daha asla yere çakılmasına müsaade etmeyecekti.

Sürdüğü arabayı hızla park ettikten sonra stüdyonun şifresini girerken içeride kendisini Namjoon'un beklediğini gördüğü halde nasıl olur da günler önce buraya uğramış Jimin'in kokusunun tüm stüdyoya sinmiş olduğunu algılamaya çalıştı fakat buna da diyecek bir lafı yoktu; onun varlığı kendi varlığına işlemişti zaten, en bir sevdiği kokusunun dört duvar arasına sinmesine şaşırmamalıydı.

Yoongi stüdyonun içine adımını attığı gibi saçlarını stresle karıştırarak koltuğa oturdu, yurtta konuşamayacaklarını bildiği için stüdyoya çağırdığı ve şu anda kendisi gibi karşısındaki koltukta oturan Namjoon, onun hareketlerini izledi bir süre; gerçekten de yerinde duramıyordu. Hyungunun bu haline gülmek istedi çünkü gerçekten de grubun en uyuşuğu olan insanı bu halde görmek alışagelmiş bir durum değildi fakat böyle bir durumda yanlış anlaşılmak da istemediğinden kendini zapt edebildi ve sesini bulmak için hafifçe öksürdü. "Öğrendin mi?"

"Öğrendim! Sikeyim ki öğrendim! Bunun hala gerçek olduğuna inanamıyorum." Yoongi sanki bunu bekler gibi eğdiği ve parmakları arasına gömdüğü başını kaldırıp konuşmaya başlayınca Namjoon, bu ani atakla hafifçe irkilse de sükunetini korudu. Tam olarak nasıl hissettiğini anlayabilmiş değildi, anlayamazdı da zaten fakat empati kurmaya çalışıyordu elinden geldiğince. Seneler önce Yoongi'nin içindeki sıkıntısını bir tek kendisine açıklamasının ardından tepki bile veremediğini hatırlıyordu, zaman gittikçe alışsa da şu anki olayla birlikte seneler önceki o halinden bir farkı yoktu şimdi.

"İnan ki ben de hyung, zamanında sana bile inanamamışken şimdi de Jimin..." Namjoon farkındaydı başından beri, belki Jimin ve Yoongi bile farkında değilken Jimin'in de bu çukura düştüğünü anlamıştı; küçük olan bakışlarını asla gizleyememişti ki, bunun için çok zeki olmaya gerek yoktu aslında. Sadece; belki Yoongi'nin senelerdir yaşadığı ve hissettiği şeylerin anlamını bilmeseydi, belki Jimin'i de fark etmezdi. Anlamazdı ki bakışlarındaki anlamı, fakat Yoongi'nin Jimin'e olan bakışlarından dolayı artık öğrenmişti aşık bir insanın nasıl baktığını.

"Nasıl oldu bu? Sana bir şey anlattı mı, y-yani ne zaman bana karşı bir şeyler hissetmeye başlamış?" Yoongi titreyen ellerini durdurmak amacıyla Namjoon'un yanına oturup uzun parmaklarını dizlerine yerleştirse de sanki ellerinin titremesi temasla birlikte bacaklarına ulaşmış ve onların da titremesine neden olmuştu. Namjoon sakince Yoongi'yi izliyor, hyungunun telaşlı ve heyecanlı haline kıkırdamak istiyordu. Gerçekten, belki de onu ilk kez bu halde görmenin şaşkınlığını halen üzerinden atabilmiş sayılmazdı ve bir yandan mutluydu onun için, senelerdir bu hislerle nasıl başa çıktığına bizzat şahit olmuştu ve imkansız dedikleri şey ummadıkları bir anda ortaya çıkmıştı.

WattpadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin