5.0

8.6K 578 455
                                        

Dikkat aşırı bomba bir bölümdür. ;))

Giray bir dal daha yakarken gözleri gökyüzündeki bulutlarda geziniyordu. Küçükken buraya gelir, bulutları saçma sapan şeylere benzeterek saatlerce gülerdi.

Özlüyordu. O zamanlardaki dertlerini, eğlencesini en önemlisi o zamanki kendisini özlüyordu.

Şimdi kendine o kadar yabancıydı ki, bazen aynaya baktığında kim olduğunu sorgularken buluyordu. Ani çıkışları onu da bozguna uğrattığı gibi arada da zevk veriyordu. Bilmediği bir çıkmazda olmak canını sıkıyordu.

"Burada olacağını biliyordum."

Gelen sesle beraber Giray derin bir nefes aldı. Bakmasına gerek yoktu, kim olduğunu zaten biliyordu.

Alp, tıpkı Giray gibi çimenlerin üzerine uzanarak bulutlara bakmaya başladı. Elleri başının altında çoktan yer alırken boş bakışları berrak havada dolanıyordu.

"Buraya hep birlikte gelirdik, hatırlıyor musun?" dedi Alp ve gözüne kestirdiği bulutu işaret etti. "Bak şu kelebeğe benziyor."

Giray tebessüm etti. "Kuşa daha çok benziyor."

"Gövdesi küçük." dedi Alp inatla. "Nasıl kuş olabilir?"

"Kelebek olması için kanatları küçük." dedi Giray ve başını çevirdi. "Kabul et işte."

"Haklıyım Giray, inkar etme."

Giray gözlerini devirirken yeniden bulutlara baktı. "Ben haklıyım."

"Bazen." diye fısıldadı Alp ama Giray duymuştu.

"Biliyorum."

Alp'in bakışları ona kayarken, Giray hâlâ bulutlara bakıyordu. Yüzünde tek bir kas dahi oynamıyorken Alp dikkatle ona bakıyordu.

"Neyi?"

Giray derin bir nefes aldı. "Ne anladıysan."

"Bilmece mi çözüyoruz?" dedi, Alp huysuzca.

"Özür dilerim." derken uzandığı yerden doğruldu Giray. "Çok özür dilerim Alp."

Alp'in kaşları çatılırken o da yattığı yerden kalktı. "Ne diyorsun Giray?"

Giray yerdeki çimleri yolarken kafasını kaldırmadan konuştu. "Dün parkta Ali ile birlikteydin."

Alp nefesini tuttu.

"Ne zamandan beri biliyordun?"

"Giray ben..." dedi Alp fakat sesi titredi. Dudaklarını birbirine bastırırken dolu gözleriyle ona bakmaktan kaçınan adama baktı. Çaresizliği iliklerine kadar hissediyordu.

"Yeni mi?"

"E-evet." dedi Alp, kalbindeki sızı nefesini düğüm yapıyordu. "Bir iki hafta."

Giray yavaşça başını salladı. "Anladım."

"Sen?" dedi, Alp ürkekçe.

Giray öyle bir gülümseyerek başını kaldırdı ki, gözlerine yansıyan acıyı Alp tam kalbinde hissetti. İki genç de yoğun bir acıyla sarsıldı.

"Başından beri." dedi Giray, acıyla gülümseyerek. "En başından beri."

"Ne-neden sakladın?" dedi, Alp titreyen sesiyle. Gözleri iyice dolmuştu ve daha ne kadar tutabileceğini kestiremiyordu.

Giray'ın da gözleri doldu.

"Bunun için." dedi gözleri ile Alp'i işaret ederken. "Böyle yıkılacağını bildiğim için, senin için Alp."

"Buna benim karar vermem gerekiyor!" diye çıkıştı Alp fakat sesi umduğu kadar sert çıkmamıştı. O güç sanki onu terk etmişti.

Giray dolu gözlerine rağmen gülümsedi. "Kendi canın pahasına yanımda olacağını biliyorum." dedi Giray direkt gözlerine bakarken. "Ama canım pahasına seni uzak tutacağımı sen bilmiyorsun."

"Ne?" dedi, Alp suratına bakakalırken.

"Ben salak değilim, Alp." demesiyle bir damla yaş yanağından aşağıya yuvarlandı. "Ayrıca kör de değilim."

"A-anlamadım."

Derin bir nefes aldı. "İki yıldır beni sevdiğini biliyorum."

Alp'in dudakları aralandı ama tek bir kelime dahi edemedi. Artık gözyaşlarını tutamıyordu. Sessizce ağlamaya başladı.

"Tıpkı iki yıldır seni sevdiğimi bildiğim gibi."

Alp nefesini tuttu. Anlamak için gözlerini defalarca açıp kaparken, Giray buruk bir tebessümle onu izledi.

"Kör olan sensin."

"Sen," diyecek oldu ama ne diyeceğini bilmiyordu. Sustu.

"Özür dilerim." dedi Giray. "Sana bu kadar acı verdiğim için özür dilerim, Alp. Ama bu karmaşaya seni sürükleyemem."

"Ne?"

"Ben daha kendimi anlamadım," dedi sakince. "Gün gelir de sana zarar verirsem...ben bunu kaldıramam Alp."

Alp aniden Giray'ın ellerini kavradı. "Birlikte atlatabiliriz. Yemin ederim ellerini bir saniye bile bırakmam."

Giray, gözyaşlarına sahip çıkmak için gözlerini bulutlara dikti. "Biliyorum," dedi titrek bir nefesle. "Ama bunun sana zarar verme olasılığı bile canımı yakıyor Alp."

"Hayır, hayır..." diyerek başını iki yana salladı. " Buna kendin karar veremezsin."

Giray zorla ellerini çekerek Alp'e yaklaştı ve dudaklarını dudaklarına bastırarak küçük bir öpücük bahşetti. "Özür dilerim." dedi Giray, ondan uzaklaşırken. "Ama bunu kendine yapmana izin vermeyeceğim."

Giray hızla ayağa kalkarken Alp de kalkarak kolunu yakaladı. "Hayır, Giray."

"Kendine iyi bak, Alp."

Kolunu sertçe kendine çekerek arkasını döndü fakat Alp'in kolları beline dolanmasıyla duraksadı.

"Gitme, lütfen gitme Giray." dedi hıçkırıkları arasında. "Yapma bunu, lütfen."

Giray, karnında birleşmiş elleri sıkışa tutarak okşadı. "Kendini tüketmeye nasıl izin vereyim?"

"Tükeneceksem şayet senin yanında tükeneyim." derken çenesini omzuna yasladı. "Ve yaşayacaksam yine senin ellerini tutarak yaşamak istiyorum."

"Alp..."

"Sus ve dinle göt herif. Benim adıma karar veremezsin, tamam mı?"

Giray gülerken öylece durdu.

"Ayrıca daha hesap vereceksin."

"Hesap mı?"

Alp, çenesini biraz daha sert bastırırken Giray yüzünü buruşturdu. "İki yıl senin yüzünden süründük."

Giray derin bir nefes aldı. "Neyin içine girdiğinin farkında değilsin."

"Kes sesini artık. Buna ben karar vereyim." dedi ve Giray'ı kendine çevirerek sıkıca sarıldı.

Giray da bütün sırlarını döktüğü için rahatlarken kollarını sevdiği adama doladı.

O gün, Alp'i öyle ağlarken görmeseydi belki de şu an kollarında olamayacaktı. İki genç buruk bir tebessümle sımsıkı birbirlerine sarıldılar.

•••

Sizce Giray izin verecek mi?

Ayrıca bölüm hakkında düşüncelerini alabilir miyim? Bekliyor muydunuz?

Vee bayramını mübarek olsun bebeğimler öpüyorum kocaman. ❤

Senin İçinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin