Resmen Azrayla iki gündür odadan çıkmıyor depresyon moduna girmiş oturuyorduk. Odaya gelenleri kapıdan çeviriyor, doğru dürüst yemek yemiyorduk. Gerçi ben yemiyordum, aynı şeyi Azra için söyleyemeyeceğim. Odada bulunduğumuz süre zarfında sürekli dışarı çıkmak istemiş ama büyüklerin ve Kayranın şu ' evlilik ' olayına verecekleri tepkiden korkmuştu. Ali'ye gelirsek, son gelen mesajdan sonra telefonumu kapatmış ve zorlada olsa Azra'ya da kapattırmıştım.
Neden kaçmıştım ki ? Neydi Ali benim için ? Kimdi ? Aklımı kurcalayan sorular beni karmaşaya iterken kafamı dinlemenin en iyi çözümünün uyku olduğunun farkında varmıştım.
______________ALİ
Duyduklarım beni mutlu ederken bir o kadar da karmaşaya sokmuştu. Sesini duymamın üstünden iki gün geçmişti ne onu görebilmiş ne de ulaşabilmiştim. Neden kaçıyordu benden? Ben ona sevmekten başka ne yapmıştım ki. Tabi sürekli didişmelerimizi ele alırsak ben ona onu sevdiğimi söylemek harici her şeyi yapmıştım. Kafamın iyice dumanlı olması beni yine ona götürdü. Burayı seviyordum. Küçükken onu biri üzdüğünde sürekli buraya kaçar kimsenin yanında dökemediği gözyaşlarını denize bakarak akıtırdı. Havanın kararmasıyla birlikte bir kayalığa çöktüm.
Denizi izlemeye dalmışken arkadan gelen araba sesine döndüm. Ha bir sen eksiktin koçum !
" ooo senin fırtına baya erken kopmaya başlamış. Ulan ben evlendim hatun dırdırı çektiğim halde bu kadar fırtına koparmıyorum sana noluyor ? "
Aklı sıra moralimi yükseltmeye çalışan Ekin'e boş gözlerle baktım.
" Boş konuşma, elin dolu mu geldin onu söyle bakayım "
Arkada kalan elini havaya kaldırdığında denizin derin sessizliğini bozan poşetin içindeki cam şişe vuruşları keyfi bir gülümseme sundu yüzüme
" Ulan sende az değilsin parasını ben ödedim ya nasıl yüzün gülüyor pis herif "
Ekin'nin bana takılmasını umursayacak durumda değildim.Yanıma çökmesiyle poşetin içinden çıkardıklarını bardaklara koydu. Baya hazırlıklı gelmişti anlaşılan.
" Şimdi anlat bakalım derdini, yoksa ben gördüğümü mü anlatayım ? "
" Ekin, bırak Allah aşkına bir keyfimiz var şurda saçma sapan muhabbetler yapıp sıkma canımı "
" Ben salak değilim, her ne kadar buralarda olmasam da yıllardır, gözünün içine bakan herkes Zeynep'e köpek gibi aşık olduğunu anlar "
Dedikleriyle elimde duran bardağı kafama dikledim. Madem böyleydi, madem anlaşılıyordu o neden anlamak istemiyordu ?
" Çok küçüktü, çaylıkların arasında koşuşturup İlkere mızmızlanıyordu. Sonra göz göze geldik. Tüm ormanı sığdırmışlardı sanki o gözlerine. Öyle masum, öyle naifti bakışları. Ona bakmaya devam edince burnunu havaya dikip laf atmaya başladı bana. Ama inan orda ne dedi hatırlamam, ben bırakmıştım kendime o gözlere. Böyle yüreğimin en derininden söküp aldı avucunun içine sığdırdı sanki. Ben o günden beri onun avcunun içindeyim. "
Gözümden akan yaşın elimde duran bardağa düşmesiyle ağladığımı farkettim. Erkekler ağlarmıydı ? Ağlardı tabii. Elimi uzatsam tutacağım kalbimi yıllardır ondan alamamak, içimde açılan kocaman boşluğu dolduramamak ağlatıyordu beni.
" Söyleseydin ya abi, yıllarca içini kemirmiş bu duygu gidip söyleseydin belki böyle olmazdınız "
İstemsiz bir gülüş oldu yüzümde.
" O bana abi derken kalkıp ona seni seviyorum mu diyecektim ? İlker gözümün içine bakarak ' kardeşimi senden başka kimseye emanet edemem ' dedikten sonra ben kalkıp nasıl diyecektim ona seviyorum diye. Bizim olmamız öyle imkansız ki. Hem kavuşsaydık aşk olmazdı bu değil mi ? Ben ölene kadar onu sevmeye devam edeceğim o bunu bilmese bile ben onu seveceğim "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karadeniz Fırtınası(Düzenleniyor)
Chick-LitBir tarafta ailesinin dizinin dibinde oturan bir kız olmaktan kaçınan, tam anlamıyla Karadenizin hırçınlığını almış Zeynep Çakır. Diğer tarafta hayatını sevdiği insanlara adayan , Karadenizin sisli havasını üstlenen Ali Demiroğlu. Küçük yaşlarda bir...