Yeni Aşıklar

4.1K 215 10
                                    



Ne yapacağımı bilmiyor biçimde çantama bir kaç bir şey atıp balkon tarafından inmeye karar verdim.

Garip tipli adamlar kimdi ? Balkona sessizce çıktığımda içeriden gelen sesleri duymaya başladım.

Bu saatte evde kimse olmazdı e bunlar kiminle konuşuyordu ? Kayra ! İçeri gidip gitmemek arasında kaldığım bir biçimde balkonda etrafa bakıyordum ki o an evin merdivenlerini hızlıca çıkan Ali'yi gördüm peşinde

Allah aşkına burda ne oluyordu böyle ? İçimdeki ses bana " İçerdekileri merak etmiyor musun Zeynep hadi git bak bakalım noluyor " demeye devam ettikçe evden çıkmam kolay olmayacaktı tabi ki.

Çantamı bir kenara atarak hızla salona ilerledim ve görüş açıma sadece filmlerde görebileceğim mafya tipli adamlar, onların karşısında diz çöktürülmeye zorlanmış bir Kayra duruyordu. E ama yok artık !

Bu kadar aksiyon bana fazlasıyla yeterliydi arkamı dönüp hayatımda bir kez olsun Ali'yi dinleyip polisi aramaya gidecektim.

Yavaş adımlarla arkamı dönmüş ilerlerken omzumdan sertçe tutulup döndürüldüm ve içeri doğru sürüklendim.

Beni adama doğru gösterip Almanca bir şeyler saçmaladı. O kader kaba konuşuyorlardı ki anlamıyordum bile. Kayra gözümün içine bakıyor ve kafasıyla bana kaçmamı işaret ediyordu. Ali nerdeydi Allah aşkına !

Kayranın önünde duran adam bana göz gezdirdi ve Kayraya doğru döndü. Eliyle hafifçe Kayranın yanağına doğru vurdu bir iki kere ve konuşmaya başladı

X: Sen parayı ödemediğin için biz bu kızı ön ödeme olarak  alıyoruz. Artık devamını da kiminle ödersin bilemem.

Şaka mıydı bu ? Omzumu sıkan adam bir yandan sırıtıyor bir yandanda daha çok omzunu sıkıyordu.

Kayra çaresizce çırpınıp duruyordu. Bağırışlar da ağlamalar da boşunaydı. Üzerinde üç kişilik bir güç vardı. Ben de durumun çaresizliğini kabullenip çabalamayı bıraktım.

Vücudum adeta süzülüyordu; içimdeki zapt edilemez korku, yere yığılmam için vücudumla savaş veriyordu.

Dirençsizliğimden fırsat bulup ve beni arabaya doğru götüreceklerdi ki Ali'nin bağırmasıyla kendime geldim.

Tıpkı gerçekliğinde şüphe ettiğimiz mucizevi filmlerdeki gibi benim de kurtarıcı meleğim gelmişti. Tabi bu melek tek başına değildi, olamazdı da; karşılarındaki adamlar tek kişiyle baş edilecek cinsten değillerdi. Ortamın haşinliğinden ve benim takatsizliğimden etrafa bakacak durumda değildim. Gözlerimi kapatıp gözyaşı dökmekle yetindim. Ama bu kaçış yolu değildi; bağırış çağırışlar ortamın vahşetine tanık olmama yetti.

Sayamadığım telaşlı nefeslerimin ve geçmeyen dakikaların ardından sıcak bir eli tenimde hissettim: ''İyi misin?" sıcak ellere sahip olan ses aynı sıcaklığı veremiyordu; titrek ve soğuk bir sesti. Ama ne olursa olsun sesini duymak hep güvende hissetiriyordu. Yutkundum:"şu an iyiyim." kollarına atıldım.
"Geçti, geçti."
"Şey, ben..."başka bir ses irkilmemize yetmişti.

Ali kafasını kaldırır kaldırmaz yumruğunu sıktı.
"Kayra!"

"Ali, sakin olur musun?" eline yapıştım.

Kayra hızlıca konuşmaya başladı;
"Zeynep, dur. Şu an bana küfür etse, hatta dayaktan öldürse bile az kalır."

"Hayatında ilk defa doğru bir söz söyledin. O zaman ben şimdi senin-"

"Saçmaladığınızın farkında mısınız acaba? Daha hiçbir şeyin aslını astarını bilmiyoruz."

"Daha neyini öğreneceğiz Allah aşkına?!" Ali derin bir  nefes aldı ve elini saçlarının arasından geçirdi. Kendini sakinleştirmeyi başarmıştı sonunda.

Karadeniz Fırtınası(Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin