Ben 9 yaşımda tefeciler yüzünden annemi ve babamı , kaybettim.Emir hem kötü günümde hem iyi günümde bana çok yardımcı oldu.Ben o kışın soğuk caddelerinde iç camaşırımın kopçası çıkmış bir vaziyette kazağımın yırtık olan tarafından belirginleşerek görünüyordu.Dışarıda dolaşan insanlar benim Dış görünüşümü yargı ile bakan gözlerle izlenmek hiç hoşuma gitmiyordu.Tıpkı bana fahişe gözüyle bakınıyorlardı.Ama asıl gerçeği bilmiyorlardı ben hem öksüz hem yetim halde kalmıştım.Ne kadarda ACII...Açlıktan susuzluktan ağlarken soğukta uyurken o beni lüks bir arabadan şöför yardımı ile inerek bana bağırdı.'AYŞE GÜL ' diye.Sanırım kardeşine benzerliğim yüzünden. Beni buldu ve beni evine aldı.Bu günle beraber tamı tamına 7 sene birlikte kaldık. Emir benim hayatımda ki en önemli insan...
ve en büyük sırdaşımm.
Yine bir sabah uyandığımda Emir ' in ayağının midemde kolunun ise gözümde olduğunu fark ettim.O gece yine anılardan bahs ettiğimiz için ağladık.Ve yatağımda uyuya kaldık.Yine her zaman ki gibi sinirli bir şekilde uyandım. Artık Emir'in bu hareketini kasıtlı yaptığını düşünmeye başladım. Benim sinir halindeki refleksimi fark edince ufak ufak uyanmaya başladı. aslında tamamen uyandı sevimli bir şekildeEMİR... esmer suratı ile kumral rengi saçları ile yüzü de uyumlu bir ahenk içindeydi .Gözlerine bakarken gözlerine deyil uzun uzun olan kipriklerine bakardım hep.pes pembe dudakları sanki parlatılmıştı.Asi bir havası var ama özünde yufka yürek!
"Günaydın:)"
dedi...
çatık kaşalarıma yorum yaparak,
"Her uyanışımda bu suratı görmek zorunda mıyım?ben Hazan..."
"Ben sinir olmadan uyanırsam o gün sona erecek Emirciğim."
"PEKİ"
"Hadi bu gün ben çok acıktım aşağıya inip kahvaltı yapalım."
"Hadi."
İkimizde yataktan yorganı fırlatıp aşaya inmek için koşmaya başladık. O kadar açtık ki önümüze çıkan merdivenleri ikişerli üçerli indik.Hemen alt kattaki odannın sağın da olan mutfağa girdik.Emir dolabın kapısını açtı ve işaret parmağını ağzına dayayıp dolabı baştan aşağıya süzdü. İlk iş eline iki yumurta alıp kızgın yağda pişirip sonra da domates ve salatalıkları ince ince doğrayıp güzel ce tabağa dizdi.Salam sosis sucuk bu üç et ürünlerini de dilim dilim doğrayıp güzel bir tabağa yerleştirdi.Rengarenk olan reçeller ahenk içinde idi.Emir gerçekten de iyi bir aşçıydı.Emir kahvaltı hazırlarken bende kendime gelmem için bir taraftan da kahve yapıyordum.Güzel bir kahvaltı nın ardından dışarıdaki işlerimi halletmek için hazırlanmaya karar verdim. Emir biraz daha dinlenmek istemişti bunun için evde kalmaya karar verdi. bende elimdeki peçeteyi masaya bırakıp mutfaktan ayrıldım.Merdivenleri orta düzeyde çıkmaya başladım.odamın kapı kolunu açacakken birden odamdan tangır tangır sesler kulagıma sinyal verdi.o an 'acaba odada biri mi? var.' ben böyle düşününce hemen kapıyı açtım ve 'kim var lan!!' diye aykırdım. ama etrafa bakınca kimse yoktu ve açık kalan pencerenin perdesi bir birine çarparak garip sesler çıkarıyordu.Hemen kendime gülüp,'bu sabah mallığın üzerinde kızım ' diye kendimi hakaretledim. gardıroba yönelip kapakları açtım. Siyah deri pantolon, beyaz gömlek,siyah deri çeket,ve beyaz ayakkabı giydim. Saçlarım hafif dalgalı yaptığım için makyajımı da hafif yaptım, sırt çantama bir çekmece dolusu olan sprey boyalarımdan hoşuma giden renkleri de katıktan sonra hazırdım.çantamı sırtıma takıp dışarıya çıktım. İşlerimi hallettikten sonra mekanıma gitmeye karar verdim. Tren raylarında yürürken eski bir vagon gördüm. hayatımın fobisi olan vagon resimleri beni her defasında kendimden geçirir, bir nevzede olsa rahatlatır. Hemen vagona yöneldim ve oraya doğru koşmaya başladım. Sırt çantama kattığım sprey boyalar işime çok yaratacaktır. Vagona güzel bir resim çizdim. kulağımda yankılanan bu müzik te mütiş bir ilham verdi. karanlık bir oda ve o odada tek bir gül. Resmi bitirmeye çalışırken arkamdan bir kol boğazımı sardı ve kendine gerip sıkmaya başladı . Nefesimin kesildiğini hissedince birden kafamı arkaya doğru çektim.Boğazımı sıkan kol birden gevşedi ve çekildi hemen arkamı döndüm. Yerde biri vardı ama yüzünü göremedim. Çünkü yüz üstü düşmüştü. Kendine gelir gelmez bana doğru koştu ve bir yumruk salladı. Yumruğu dudağımı ve kaşımı patlamıştı. Yere düştüm ve üzerime çıktı. Boğazımı tekrardan sıkmaya başladı .Ellerim o hayinin pençelerindeydi.Kurtulmak için bişi yapmam gerekliydi. Sol bacağımı cinsel bölgesine vurdum. Ve vurmamla yere serildi. O yerde sizlanırken çantamı kaptığım gibi kaçmaya başladım.Tam kaçacakken ayağımı tutu.Ve yeniden yere düşürdü bu defa gerçekten köşeye sıkışmıştı.Boğazımı sıkıp saçımı çekti. Suratıma durmadan yumruklar attı. Gücüm tükeniyordu. Birden kot kemerinden düşen silahı yere düştüğünü gördüm ama o farkında deyildi. Bana doru yürürken karnıma bir tekme attı iki saniye ayakta kaldıktan sonra yere düştüm. Gerçekten hareket edecek gücüm yoktu. sağ tarafımdaki silaha bakarken onunda aynı yere baktığını fark ettim . Bir birimize baktıktan sonra ikimizde aynı hamleyi yaptık.Silaha doğru koştuk ama şansı yoktu, silaha ben yakın olduğum için ben kaptım silahı. Tekrardan ayağa kalkıp silahı o pisliğe doğrulttum.Bana yaklaşacakken birden ellerim sıcak tetik ile buluştu. Kalbine sapladığım kurşun nefesini kesti.Üç saniye ara ile yere düştü. Sanırım öldü. ben nasıl yaptığımı anlamadan gözlerimden yaşlar aktı. Dizlerimin üstüne çöküp ağlamaya başladım. Nasıl olurda birinin canına kıyarım diye...
Bir şeyler yapmam gerekiyordu. etrafıma bakındım ve cesede yaklaşmaya başladım.Nabzını kontrol ettim ve ölmüştü. ellerinden tutup yerde sürüklemeye başladım. Vagonun içine kattım ve kapıyı kapattım.Yerdeki silahı çantadan çıkardığım bir peceteye sarıp çantama attım. Ellerime baktığımda kurumuş kan lekeleri bulaşmıştı.Yerden sırt çantamı kaptığım gibi koşmaya başladım. Her adımıma göz yaşlarım uyum sağlıyordu. İlk defa ben birinin canına kıymıştım.Ve nasıl. ir acı ki, bu beni kötüye yordu.Yaklaşık yarım saat koştuktan sonra evin civarlarına yaklaştım.Sakinleşmem gerekiyordu.Emir 'in birşey anlaşamaması gerekiyordu.Kapıdan girdim ve odama doğru yöneldim tam merdivenleri çıkarken arkamdan Emir,
"hazan"
Arkamı dönük olduğum için o an yaptığım yüz ifademi göremedi. Dudağımı hafif sıyırarak kanatım ve kaşlarımı mahçup bir şekil e getirdim.Ve Emir'e döndüm.
"Efendim"
"Neden bu kadar telaşlısın?"
"Hayııır,sana öyle gelmiştir."
"Peki sen öyle diyorsan"
"hı hı"
Emir 'in konuyu kurcalamaması benim için iyi oldu. Çünkü biraz daha kurcalasaydı katil olduğumu öğrenecekti. Ve benden nefret edecekti. En iyisi bunu ona söylememek. Odama çıkıp duş aldım ve yatağa uzandım. Bu gün olanlar bir saniye bile çıkmıyordu aklımdan. gözlerimi kapadım.Ve korkarak uykuya daldım.Rüyam...Nasıl bir rüyaki bu beni sanki derin ve kör kuyuların dibinden Samara ile karşı karşıya getire bilecek bir korku düzeyinde idi. Yataktan sıçrıyarak, Tekrardan gözlerimi açtım ve saate yöneldim. Saat 00:00 dı bara gitmem gerekiyordu.Yatakta ellerimi yüzüme sürerek yüzümü ekşittim. Kalkıp ellerimi yüzümü yıkadım. Saçlarımı at kuyruğu yaptım.Siyah kapşon siyak bir pantolon beyaz konvwers giydim. Emir'in odasının önünde durdum. Kapısını hafif bir şekilde aralayıp adımımı bir üst düzeye getirerek odaya doğru bir adım attım.Emir e baktım. Uyurkende gerçekten çok tatlı.Bi o kadarda mahsun görünüyordu ben kendimden nefret ederek nasıl olurda ben böyle bir yalanı ondan saklarım.benim neyden korkup neyden korkmadığımı neyi yiyip neyi yemedeiğimi bile birinden benim tüm sırlarımı, bilen birinden nasıl böyle bir şey saklıya bilirim ki,. Kendimi geri çektim kapısını rahatsız olamayacağı bir şekilde çekip odadan ayrıldım merdivenleri yaşlı gözlerim ile indim.kapıya geldim.Ve sağımda bulunan boy aynasına baktım kendimden o kadar nefret ediyorum ki, bu nefret benim herkeste tehlikeli bir düzeye taşıyacaktır. evden çıktım. Bar'ın kapısından içeriye girdim. Büyük boss bana selam verdi ve nasıl olduğumu,sordu. Nasıl ola bilirdim ki katil olmak hiçde iyi bir şey deyil. Her anında her saniyede her dakikada her saatte aklına geliyor. Ne kadarda dışarıya vurmasamda bir can almak gerçektende acı veriyordu.Gün boyu morelsizdim. hatta bir ara nefretim yüzünden tovalette elime gelen aynayı bile param parça etmiştim.Ellerim kan içindeydi. Sargı bezi ve tantiriot ile temizledim.ve o gece çalışamadım.Uzun bir gece daha geçirdikten sonra neyseki hafta sonu gelmişti.Eve gittiğimde yatağım a uzandım.Derince düşünmeye başladım.Ben bu acıyla nasıl yaşıyacağım.Ellerimden o kadar iğreniyordum ki, bu eller benim bu kadar acı çekmeme neden oldu. rüyalarımda ueşeren ve solmak bilmeyen bir ACII...ama ne yapa bilirdimki sadece kendimi kurtarmaya çalışıyordum. Eğer kendim için bir şey yapamaz saydım, belki onun yerinde Ben olurdum.sadece anlamadığım 'O Kimdi?Ve benden ne istiyordu?'
Ben bunları düşünürken göz kapaklarım hafif hafif kapandı ve uykuya daldı. Sabahın erken vakitleri uyanmak bana çok iyi geliyordu. yatağımdan kalkıp elimi yüzümü yıkadım.Sonra tayt ve kapson gitip kulaklıklarımı taktım. Ve yürüyüş için yola koyuldum.Yürüyüş yaparken o kabusun yaşandığı yerin yanına geldim. O vagon hala orada idi. Derince baktıktan sonra oradan ayrıldım.Ve AĞLAMAYA BAŞLADIM...
ne yapacağımı bu acıdan nasıl kurtulacağımı gerçektende bilmiyordum.Çare gelmez ki ağlamaktan... bir şeyler yapmam gerekiyordu.O günü hafızamda silmek için elimden geleni yapmam gerek!!.bu kitabı yazarken bana ilham kaynağı olan ablam SEVCAN GÜMÜŞTAŞ'A ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.❤.❤.
BEĞENİLERİNİZİ BEKLİYORUM...Arkadaşlar ben bölümleri yazarken bir sıkıntı oluştu...Bu yüzden bölüm sıralarını numaralandirarak yazdım kusuruma bakmayın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bedenim'in Katili...
Mystery / ThrillerİLK cinayet ne kadarda bana acı çektirse tranva yaşatsa... seri katil, adeta psikopat olmama neden oldu. Cinayet işlemek bana artık acı vermiyordu.Ben yaşadıklarımın bedelini ödiyordum sadece... insanlığın öldüğü bu dönemde kan dökmek sadece bir zev...