Devrim beni Görkem'e Götürürken Görkemden telefonuma mesaj geldi...
"Ne işi kızım? Ne zaman döneceksin?"
klavyeyi açıp bende mesaj yazdım.
"Hallettim geliyorum..."Devrim bir yandan yola bir yandan da bana bakarak,
"Görkem mi?"
"Evet mesaj attı.Geliyor musun diye?"
"peki"
Kafamı yola kenetledim.Deli gibi Emir ile Ufuğu düşünüyorum.'Acaba ne konuştular?' Görkemin evine geldik. Arabadan inince Devrim de inip beni durdurdu.
"Hazan!"
"Efendim Devrim"
"Sana önemli birşey söylemem lazım"Kafamı güvene bilirsin misali sallayıp,
"tabi dinliyorum..."Gözlerini devirip,
"Geçen gün Size gelmiştim ya hani temizlik yapmak için geldiğim gün tabi sen işteydin.İşte o zaman Emirin odasını temizler iken çekmecesinin içinde küçük kırmızı kadife bir kutu vardı...Elime alıp açtım içinde beş taş vardı."Kafasını uzun bir süre sabitlediği yerden kaldırıp,
"Yani demek istediğim Hazan o yüzük kime ait biliyor musun?"
Güneş nedeni ile kıştığım gözlerimi kaldırıp,
"Büyük ihtimal senin içindir Devrim.Çünkü Emiri küçüklüğümden beril tanırım Sen onun ilk ve son aşkısın...Yüzük konusuna gelir isek dediğim gibi senin içindir yakında evlilik teklifi alır isen şaşırma!!"
Yüzüne koca bir gülümseme sığdıran Devrim bana sarılarak,
"Teşekkür Ederim Hazancığım..."
Koreli yerine gelsin diye cevabım,
"Önemli deyil yengeciğim..."
ufak ve kibar bir kahkaha atıp arabaya bindi yanımdan geçip gidene kadar el sakladım.Ve içeriye yani bahçeden içeriye girince durdum.telefonumu çıkarıp Emiri aradım...
"Alo Emir"
"Efendim canım "
"Ne oldu ne konuştun Ufuk ile? "
"Sen onu bunu boş verde.Neden böbreğini bağışlayan adamın Ufuk olduğunu soylemedin bana küçük hanım."
"Bak yemin ederim bende bilmiyordum ismini öğrendiğimde bana da süpriz oldu"
"Peki teşekkür ettin mi?
"Beni öldürmeye kalkan adama teşekkür mü edeceğim bırak alah aşkına yaa"
"Hazan ne kadarda seni öldürmeye kalksa ona teşekkür etmeliydin. Unutma şu an benim ile konuşuyorsan onun sayesinde... Ve ben bugün ki olanlar icin ona teşekkür edemedim benim yerimede et"
"Off tamam tamam, ederim bir ara neyse Geldim ben kapatıyorum bay"
"Tamam küçük hanım kendine dikkat et"
"Tamam bay"
...Telefonu kapatıp Bu defada Ufuğu aradım.
"Alo ufuk"
"Efendim Hazan"
"Şey...Ben Şey diyecektim şey..."
"Kızım gevelemede şöyle ne diyecek isen"
"Şey bak gülmiyeceksin söz ver bana"
"Tamam ama söz veremem"Ardından biraz kıkırdayıp,
"Tamam şöyle söz veriyorum gülmeyeceğim."
"Teşekkür ederim"
"Niçin ?"
"Hem bu gün için hem de böbrek için "
"Bu günü anladım da böbrek ne alâka?"
"IIı şey Emir böbreğini bana senin bağışladığını öğrenince sana teşekkür etmemi de istedi o yüzden "
"Önemli deyil nede olsa artık benimsin..."Eminim yine o meşhur sırıtışını sergilemişti...
"Orası hiç belli deyil BUDALA bey!"
"Neyse sen yine çok konuştun kapat bir iki adam oldürmem lazım "SAŞIRDIM.
"Ne!!?" Telefonu kapattı.Tekrar aradım.Yine kapattı.Sinirim ile beraber tekrar aradım.Bu defa açtı...
"Ne var Hazan bir rahat bırakmadın haa"
"Ufuk ne adam öldürmesi?"
"Neden bu kadar şaşırıyorsun..."
"Hayır şaşırmadım sadece...Neyse bana ne hem kapatıyorum..."
"Ne kadar tuhafsın Hazan ölesiye arıyorsun ve sonra kapatmaya hevesleniyorsun zorsun...Hemde çok "Telefonu kapatıp bir elimi belime bir elim ile de önüme düşen saçlarımı geri attım.Ve eve doğru yürüdüm.Bu defa normal kapıdan girmeye çalıştım.İki basamağıda çıkıp,Gold kampla olan kapının ziline bastım...etrafı Cıvıl cıvıl saran zil sesinin ardından Kapıyı Görkem açtı...Ve sanırım yine anlamıştı.
"Görkem iyi misin?"
"iyiyim"
Kollarından tutup ona baktım.Valla hiç de iyiye benzemiyordu.Ah Mete be ne hale getirdin kızı.Salona geçtik ve oturduk.Başını omuzuma katıp ağlayan Görkem,
"Biliyor musun Hazan belki şu an nişan yapıyordur..."
"Peki nerede yaşıyor...?"
"Me- memleketini bilmiyorum ama burada yaşıyor..."
"anladım."
"Peki Adı ve soyadı ne?"
"METE...METE SARIHAN..."
"ANLADIM..."
kafasının Omuzumdan kaldırıp kendime çevirdim.
"Bak ne ne diyicem Görkem ben şimdi sana bir kağıt kalem getiricem ve sen ona karşı hissettiğini yapacaksın...Ve bir şişeye katıp arkadaki gölete atacaksın içinden onun ile ilgili bir dilek tut. Tamam mı belki birazcık rahatlarsın..."Sadece kafasını salalmak ile yetindi...Koltuktan kalkıp karşı taraftaki çekmecede gördüğüm günlük misali olan defteri aldım.Resim çizerken kullandığı kalemler arasından kurşun kaleminde bulup ona verdim.Ve arkada duran amerikan mutfağından eski bir ilaç cam şisesinide alıp ona görürdüm...Koltuğa geçip yanına oturdum.İLK bir şey yazmak istemedi ama daha sonra rahatlayacağını söylediğim zaman bir kaç cümle yazdı. Ve bana verdi.Okumam için...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bedenim'in Katili...
Mystery / ThrillerİLK cinayet ne kadarda bana acı çektirse tranva yaşatsa... seri katil, adeta psikopat olmama neden oldu. Cinayet işlemek bana artık acı vermiyordu.Ben yaşadıklarımın bedelini ödiyordum sadece... insanlığın öldüğü bu dönemde kan dökmek sadece bir zev...