"Derin Düşüncelerim"

168 22 25
                                    

Saatlerce Salonda tek başıma oturmuş, Samet'in bana sitemini ve Gulya'nın hikayesini düşünüyordum, belki de fazlasıyla haklıydı Samet !

Hayatın hep benden götürdüğünü söylerdim kendi kendime gözyaşlarım içime akardı çoğu zaman.
Seni anlayamamışım be dostum !
Ama ne yapabilirim, ne yapsam elime yüzüme bulaşıyor diye düşünüyorken içim geçmişti, içeriden gelen sesler ile uyandığımda ses Gulya'nın odasından geliyordu.

Hemen kalkıp kapısına ilerledim, kapının hafif aralığından ağladığını ve elinde bir fotoğrafı öpüp kokladığını gördüm.
O an dilim tutuldu, Gulya diye seslenmek istediğim anda sesim beni terk etti boğazıma düğümlenen kelimelerle boğuluyordum sanki.

Gulya'nın sesine Samet'te uyanmıştı.
Kapısından çıktığında, Ne oldu ? Neden Ağlıyor ? diye bana sordu.

Samet'in sesi ile Gulya hemen kapı ya döndü gözlerimi kaçırmak istedim ama yapamadım.
Gulya hemen gözlerinde ki yaşları silerek, zora ki bir gülümseme ile buyurun dedi.

İçeri girdiğimizde, sadece yüzüne bakıyordum, sormak istediğim her sorunun cevabı sanki yüzüne yazılmış gibi oradan okuyordum.

Samet: Ne oldu Gulya neden ağladın ? " Zaten bu soruyu sorabilecek tek kişi o idi."
Gulya: Oğlumun resmine bakarak, bir daha Oğlumu görebilecekmiyim onu düşünüyordum, dün gece yaşadıklarım gözlerimde canlandı herşeyden habersiz öldürülen o adam, tutamadım kendimi. Özür dilerim !

Samet: Özür dileme, bu senin suçun değil.

Gulya: Teşekkür ederim. Teselliniz için.

Tuna: Gulya, Şu Villa tam olarak nerede ?

Gulya: Dün akşam beni gördüğün yönde.

Tuna: Nasıl bir yer ? Tarif edebilirmisin ?

Gulya: İki katlı büyük bir bahçesi var.

Ben gidiyorum.

Samet: Nereye ?

Tuna: Adam'a ne olmuş öğrenmemiz gerekiyor !

Samet: Polise git ! Sen ne yapabilirsin ?

Tuna: bu konuyu Polise söyler isen işte o zaman beni gerçekten kaybedersin !

Bu sözümün üzerine hızla evden uzaklaştım.
Her adımımda kaderimi yeniden yazacağım diyerek.
Bir süre sonra Gulya ile karşılaştığımız, benim isyan köşeme ulaştım.

Ormanda ki kederli dostum "Tuna'nın ikinci dostu" dediğim Ağaca gelerek biliyorum sende merak ediyorsun o gece burada olanları, şu iş bi bitsin herşeyi olduğu gibi yine gelip sanada anlatacağım.

Boynuma ip taktığım akşam olduğu gibi, bakışlarımı o yöne çeviriyordum,
Gulya üzerime koşuyordu sanki hala, öylesine içime işlemiş ki, gözlerimde canlanıyordu gelişi.

Onun geldiği yöne doğru epey bi yürüdükten sonra, Etrafı yüksek duvarlarla çevrili bir yere geldim, öylesine büyüktü ki, Allah yardım etmiş yoksa Gulya bu duvarları aşamaz idi.

Sessizce Villanın yanındaki Ağaca tırmanmaya başladım, Kapıdaki güvenliğe görünmemek için nefesimi bile yavaş alıp veriyordum, içeriden gelecek sesleri dinlemeye başladım.

Yaklaşık 3 saat kadar ağaçta oturmuş, beklemekten artık her yerim uyuşmuş idi.
Ağaçtan inmek üzere iken kapı büyük bir gürültü ile açıldı.
İçeriye iki tane siyah araç giriş yaptı.
Villadan kısa boylu bir adam çıktı dağda bana seslenen adam.

Ne yaptınız ? Buldunuzmu o kahpeyi ? diye seslendi.

Bulamadık Küçük bey dediler.

Yer yarılsa da bulacaksınız ikisini de.
O gece resmini çekmişti biriniz o adamın, hanginizdi o ?

İçlerinden biri, Bendim Küçük bey dedi.

Tam o sırada telefonu çaldı, Küçük adamın.

Tam olarak söylediği, ve duymak istedikleri mi bu görüşmede duymuştum.
"Ağabey'inin hastaneye bilinci kapalı olarak gittiğini, ameliyattan çıktığını ama koma ya girdiğini, Doktorların bu sürecin uzun zaman alabileceğini polis karakollarında ki adamlarına haber bıraktıklarını Azerbaycan uyruklu kim başvuru yapar ise haber verileceğini, Kadının Azerbaycan'da bir bakım evinde oğlunun olduğunu onu bulmak için araştırma yaptığını söylemişti".
.

Bir süre sonra ortalık sessizleşti, ağaçtan inmiş eve doğru yürümeye başladım.
Söylemesi zor bir haber ile.
Bunu Gulya'ya söyler isem kaçar mı?
Söylemez isem Oğluna bir şey olur ise ne yaparım ?

Tek bir çözüm geliyor aklıma....
Issız bucaksız bir arazi de lüks bir villa. Her ne olacak ise bu villa da olmalı.
Bizi bilen kişi sayısı yanlış görmedi isem 8 ya da 9 kişi idi.

"İçimdeki isyankar derinlerden sesleniyor bana, son bir defa Tuna !"

TUNA   #Watty 2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin