TUNA #Watty 2019

"Yeni Hayatımın İlk Günü"

" Sarhan: Buraya kadar okuduğum bu günlükte, benimle ilgili satırlara ulaşmak, okurken canımı acttığı gibi, anlatırken de o anı yaşamak, en kötüsü ise, karşındakini tanımaya fırsat tanımamak.
Daha küçük olsam bile annemin evlenme teklif etmesi, beni çok rahatsız etmişti.
Dünya çok kötü bir yer, izlediğimiz dizilerde bile üvey baba dehşeti, her akşam ana haber bültenlerinde kuzuların sessizliği.
Özür dilerim baba, yaşayamadım seni."

Okumaya devam ediyorum. Lütfen dinleyin.

  * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Tuna: "Gulya'nın evlilik teklifinin etkisini, yaşama fırsatı tanımadan, dostum Samet'in 'Evet' demesi, aslında içimdeki sesin, onun diline yansıyan etki gibiydi.

Evet! Gulya, dedim.

Dibimde ki küçük çocuğun mırıltısı, Anne ne olur evlenme bu adamla üvey baba istemiyorum demesi, yaralamıştı içimi o anda.

Neden oğlum? dedi Gulya.

Sarhan, istemiyorum anne, benim babam öldü. Bizim babaya ihtiyacımız yok anne.
Beni dövecek, seni üzecek, birine ihtiyacımız yok anne, dedi.

Gözlerimin içine baktı Gulya, sen ona bakma çocuk işte dese de, yüreğimi burkmuştu.

Sarhan, oğlum peki ben onlar gibi değilsem ?

Sarhan: Oğlum deme bana, oğlun değilim ben senin!

Cevabına, söyleyecek sözüm yoktu sanki, yutkunmaktan başka birşey yapamadım.
Samet, devreye girdi.
Çocuk ruhlu adam, çocuğun dilinden, kalbine erişti.

Samet: Sarhan,oğlum bu hayatta en çok neyi seviyorsun ?

Sarhan: Annemi!

Samet: Annen, üzülsün ister misin ?

Sarhan: Hayır!
Amca, sen neden soru soruyorsun bana.

Samet: Eğer annen bu adamla evlenmezse üzülür oğlum, onu demeye çalışıyorum sana.

Bak şimdi bana, ben askerim, evde görürsün.
Eğer size kötü davranırsa, bana söylersin, cezasını ben veririm.

Sarhan: Askermisin amca ?

Samet: Evet. Tuna'da eski asker.

Şimdi sana hediyeler almaya gideceğiz.

Sarhan: Sen nerede oturuyorsun amca ?

Samet: Sizin hemen yanınızda.

Sarhan: tamam amca.

Samet: Bisiklet kullanmasını biliyormusun ?

Sarhan: Hayır.

Samet: Öğreteyimmi sana ?

Sarhan: Olur amca.

Bu şekilde devam eden konuşmalar, sonucunda sarhan ikna olmuştu. Aslında anlıyordum, küçücük kalbindeki korkusunu.
Bende onun gibi, korkuyla geçirmiştim çocukluğumu.

Samet: Siz ikiniz hemen nikâh işlemlerini başlatın. Sarhanla ben, bisiklet almaya gidiyoruz şimdi.
Tamam mı ? Oğlum.

Sarhan: Gidelim mi Anne ?

Gulya: Gidin oğlum.

Samet ile Sarhan, uzaklaştıktan sonra, Gulya bana dönerek, Seni seviyorum ama acaba seni bulduğum halin gibi bir delilik yaparmısın ? Bunu bilmiyorum.

Gulya, Azeri çiçeği, kalbimin çorak topraklarında, sevgi yağmurlarınla filizlendiğini göremedin mi ?
O çiçeğe, güneş ışığı etkisi gibi, sarılmalarının enerjisini gözlerimdeki ışıktan göremedinmi ?
Karanlık içinde isyanımın kesildiğini ?
Kendini öldürmek isteyen birine yaşa dediğini ?
Çektiğim acılara karşılık, acımasız hayat, ilk defa beni seninle ödüllendirdi!
Her gece içimde ki sen ile nasıl mücadele ettiğimi, gecenin sessizliğinde dinlemedin mi?
Seni seviyorum demeye korkuyorum, bir şey çıkar seni benden alır korkusu yaşıyorum.

Gulya: Korkma söyle, yaşayalım bu Aşkımızı Ölümüne!

Tuna: Seni seviyorum Gulya!
Gulya: Bende seni seviyorum Tuna!

Gulya: Gidelim artık, nikahımızı kıydırıp, yuvamıza.

Tuna: Gidelim Gulya.
Karanlıklarımın, yörüngesinden çıkmış yıldızı, gidelim.

Gulya: Sen böyle güzel sözleri nereden öğrendin ?

Tuna: Yüzünde yazıyor, oradan okuyorum.

Gulya: Nasıl ?

Tuna: Yüzüne baktıkça, bir düğüm çözülüyor dilimde, kalbim büyüyor, sığmıyor göğüs kafesime.

Unuttum herşeyi Gulya.
Unuttum kendimi, bitmesin bu rüya.
Gidelim, seninle sonsuzluğa!

Gulya: Gidelim Tuna!