Hayatımın en zor gecesi idi. Bir gram uyku uyuyamamıştım. Aklımda hep o deli soru! Acaba bizi unutur mu?.
"Sabah olmuş, vakit dolmuştu.
İçimde, karmaşık bir duygu biraz mutsuz, biraz umutlu."Samet'in seslenişi ile çıktım odamdan.
Samet: Tuna, hazırlan hava alanına gideceğiz, uçuş programına baktım, Azerbaycan'a ilk uçak 13:30 da.
Saat 10:00 oldu ne yapıyorsun hala?
+Hazırlanıyorum, Samet!
Çabuk ol! Ben banka'ya gidip geleceğim hemen.
Geldiğimde hazır ol, lütfen!Hazır olacağımı söyleyişimle Samet evden ayrıldı.
Hazırlanmış, odamdan çıktığımda Gulya kapıda bekliyordu.
Ona baktığımda, kalbimi bir hüzün sarıyordu.
Ne yaptıysam, atamadım günlerdir bu duyguyu.Gulya'nın gözlerinde, bana sorduğu soruların tekrar bakışları vardı.
+Neden bana öyle bakıyorsun ?
Gulya: 3 saat sonra gidiyorum.
+Biliyorum.
Gulya: Kendin ile ilgili bir şey, anlatmadan gitmemi mi istiyorsun ?
Anlatacağını söylemiştin ?+Evet!
Çok fazla zaman yok, sadece kendimden bahsedeceğim.
Hayatım boyunca hiç bir olay, beni
senin olayın kadar etkilememiş bunu anladım!Gulya: Nasıl ?
+ Dün gibi hatırlıyorum, boynumdaki ilmiğin sebebini ve o an hissettiklerimi.
Neden ölmek istediğimi, bugün, inan hiç bilmiyorum.Gulya: Aşk acısı mı?
+Hayır! Ben hiç aşık olmadım. Daha önce hiç kadına dokunmadım.
Gulya: Daha önce mi ? Dokunmadın mı ? Anlamadım. Açıklarmıdemişti.+"Bana bu kadar yakın olan, tek kadınsın!
Daha önce bir tek 'Annem' sarılmıştı. Bir tek o öpmüştü!"Bu sözümün üzerine, Gulya çok utanmış, sürekli gözlerini kaçırıyordu.
O an ne hissettiğini çok merak etsemde, anlayamadım.
Kapı açıldı.
Samet, bankadan dönmüş, cebindeki tüm paraları ona teklif edip, yola çıkalım artık demişti.
Samet: Gulya, al bu parayı!
Gulya: hayır!
Samet: Alır mısın ? Demedim!
Burada, bir miktar para var.
Oğlunun, aylık ücreti ve kişisel ihtiyaçlarınızı giderirsin.Telefon numaran nedir
Gulya: Telefonum, o evde kaldı.
Samet: Sorun yok ! Telefon ve Hat alırsın.
Ben numaramı, yazdım kağıda inince beni ara.Hadi artık yola çıkalım...
Tuna: Yola çıkarken, gözlerim hep Gulya'ya dalıyordu.
Havaalanına vardığımız da, uçaklar sanki pist olarak benim içimi kullanıyor, her kalkan uçak,
ayrılığa uçuyordu.Sessizce, Gulya'nın bilet işlemlerini tamamladık.
Gulya, Samet'in, kendisine yaptığı herşey için teşekkür edip, elini sıkmıştı.
İşte beklenen veda anı!
Sıra bana geldiğinde, boynuma bir kere daha sarıldı.
Tuna, Kendine iyi bak ve hiç üzülme.
Tuna, korkularımın savaşçısı, beni unutma.
Dedi ve arkasını dönüp, uçağa bineceği alana ilerledi.
Köşeyi dönüşü ile gözlerimin feri gitti. Dizlerim çözüldü.Gözlerim doldu, bir yaş süzüldü.
Samet: Ağlıyormusun lan sen ?
+Samet, gidelim!Lütfen.
Samet: Oğlum, bu kız sana aşık !
Sende ona!
+ Saçmalama ya!
Samet: Sana beni unutma dedi.
Demek ki tekrar dönmeye niyetli.Ulan ona bakarken, elin ayağın titriyordu, gözlerin dolmuş, dilin dönmüyor.
Neyi inkar ediyorsun ?+Bırak Allah aşkına. Ne aşkı ne sevgisi.
Samet: Sen bu aptallıkla,o adamları nasıl vurdun. Hayret ediyorum.
*
İçimde büyük bir mahkeme başladı,Sorgulayanda benim, sorgulanan da!
"Acaba, Samet doğru mu söylüyor Tuna?
Seviyormusun onu ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUNA #Watty 2019
KurzgeschichtenAdım Tuna dedim. Ağlamaklı bir sesle bana yardım et diyerek, benden yardım istedi. Boynunda ip olan bir adamdan mı yardım istiyorsun ? Evet. Benden korkmuyor musun ?. Hayır. Neden ? "Boynunda ip olan bir adamsın, hayattan beklentisi kalmayan bir ad...