Ortamda gerginlik hakimden sükunet de bu gerginliği arttırıyordu. Furkan bu durumu bozma eğilimdeydi. Duyulan ilk ses de çatalı sertçe masaya bırakması oldu. "Bu kadını da mı çağırdın baba? Ben her şeyin 10 yıl önce bittiğini düşünmüştüm de."
Metin de bu şok etkisindeki olaydan nasıl kurtulabileceğini düşünüyordu. Furkan'a da "Ben çağırmadım ki." diye karşılık verdi.
"Burada ne işi var o zaman? Bir toplu akşam yemeği yiyecektik, bu da mahvoldu."
Miraç, Furkan'a yanaşarak "Kim o kadın?" diye sordu.
"Babamın 10 yıl önce koluna takıp getirdiği, evleneceğiz dediği kadın." Miraç ağzı açık bir biçimde Furkan'a bakarken Furkan "Gerçekten." diyerek cümlesini pekiştirdi.
Metin olanları sindirdiğinde ayağa kalkıp İpek'e döndü. "Neden geldin?"
"Seni merak ettim, sürpriz olsun dedim ama bayağı yersiz oldu."
Furkan, İpek'e yönelttiği keskin bakışları ile "Bence de yersiz oldu." dediğinde Metin susması için yöneltti bakışlarını.
İpek de bakışlarını ikizlere yöneltmiş, onları bir süre süzmüştü. "Siz bir araya geldiniz mi? Hanginiz, hanginiz?" Furkan bunalmış biçimde alnını tutarken Miraç'a dönüp kısık sesle "Sakın söyleme." dedi.
Tekrardan oluşan sessizliği bozan da Yağmur oldu bu sefer. "Biz neden bu kadar gerildik ki?" dedi anlamamışçasına. Melis de olayı çözümlemeye yönelik davrandı. "Siz tam olarak kim oluyorsunuz? Furkan ile Metin babamın gerilmesinin sebebini anlayabiliriz beiki."
"Sen Furkan'ın eşi misin?" diye sordu İpek buna karşılık.
"Evet ama şu an konumuzla bir alakası var mı?" İpek bu tavra karşılık kendisine sorulan asıl soruya cevap verdi. "Metin'in yıllar boyu vazgeçemediği aşkı. Furkan müsaade etseydi şu an karısı bile olabilirdim."
Hilal'in bakışlarını Metin ile İpek arasında gelgit yapıyordu. "Bu ne demek oluyor? Sen bu kadını Furkan'a anne mi yapacaktın Metin?"
"Sen, Metin'in eski eşi misin?"
Oflayarak "Evet." dedi Hilal. "Beğenemedin mi?"
"Yok, beğenemedim."
"Düzgün konuş benimle!" Hilal sinirlenmesiyle sert çıkışlar yapmaktaydı. "Üvey annesi olacağın diye heveslendiğin çocuğu ben doğurdum, tamam mı? Bana laf etmeye zerre hakkın yok." Melis de ayağa kalkarak yanındaki Hilal'in kolundan tuttu. "Tamam anneciğim, sakin." diyerek onu rahatlatmaya çalıştı. "Ben de sakin olmak kızım ama olmuyor işte." Metin'e de dönüp orta şiddette bir sesle "Bu hayatına giren kaçıncı kadın acaba?" diye söylendi.
Furkan bu tartışma esnasında bakışlarını başka yöne çevirmişti. Miraç da bu sırada Furkan'ın boştaki elini masanın altından tutarak ona destek oluyordu. Sesler kesildiğinde başını karşı tarafa çevirirken Miraç'ın tuttuğu elini sakince çekti. "Bitti mi?" Sessizliğin ardından devam etti. "Ailecek şöyle bir yemek yiyelim dedim. Annemi ayrı babamı ayrı ikna ettim. Tam da her şeyin çok güzel olduğunu düşündüğüm sırada mahvetmeyi başardınız. Anlaşmalı olarak mı yapıyorsunuz?"
Metin kendini savunmak için "Benim hiçbir şekilde haberim..." dediği sırada Furkan sözünü kesti. "Sen bana söz vermiştin. Ne oldu o söze? Bu kadın durduk yere tek başına çıkıp gelmedi herhalde?"
"Sadece kanser olduğumu bilmesini istedim."
"Önemi var mıydı? Ta 10 yıl önce ilişki yaşadığın birisinin umurunda olur mu bu? Her şey 10 yıl öncesinde kalmamış ki umurlarda olan şeyler var." Sandalyesini geriye çekip ayağa kalktı. "Benim hiç tadım tuzum kalmadı. Tartışmanızı bitirdikten sonra yemeklerinizi yersiniz siz, afiyet olsun." Salondan çıkıp evin giriş kapısına yönelirken Miraç ile Melis de onun peşine düştü. Arabanın yanına kadar takip etmişlerken Miraç koşarak Furkan arabasına bineceği sırada yetişti. Elinden anahtarı alıp "Ne yapıyorsun?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir İkiz Meselesi [Tamamlandı ✔]
Ficção AdolescenteHenüz 1 yaşlarındaydılar anneleriyle babaları ayrıldıklarında. Ayrı ayrı büyüdüler, birbirlerinden bihaberdiler. Derken kader hiç ummadıkları bir anda ve bir mekanda karşı karşıya getirdi onları. 14,5 yaşlarında gerçekleşen bu olay hayatlarındaki dö...