37.ɓöℓüɱ

177 34 19
                                    

Korkuyorum
Acınası haldeyim

Çok korkuyorum
Sonunda sen de beni terk edersin diye

(BTS - The Truth Untold)

30 Temmuz 2014 - Çarşamba

Furkan'dan

Vakit akşama yaklaşmış, akşamüstü diyebileceğimiz zaman dilimine girmiştik. Yine Melis ile olan bir buluşmamızı gerçekleştiriyorduk. Güzel bir mekanda öğlen yemeği niyetine fazla ağır olmayacak bir şeyler yemiş ve sahile doğru yol almıştık. Özellikle sahili seçmiş ve istemiştim. Birlikteliğimizin üzerinden bir buçuk ay geçmişti. Bence bunun için de yeterli zaman dolmuş ve öğrenmesi gerekmişti. İster beni kabul etsin ister etmesin.

İçinde bulunduğum duruma da bir şey diyemiyorum. Flört desen flört değil, tanışma dönemi gibi bir şey. Yıllar boyunca asla bu sevgili tabirlerinden de hoşlanmamış birisi olarak asla flört kelimesini tercih etmem.

Arabamı uygun yere park ettiğimde inerek sahile yürüdük. Kayalıklardan oluşan bir sahildi, tam da istediğim gibi. Kıyıya vuran dalgaların çıkardığı sesler konuşmamıza eşlik edecekti. Hep böyle bir ortam hayal etmiştim bunları açıklamak için. Nihayet kendimi hazır hissetmemle zamanı gelmişti.

Kenarda duran banklar yerine kayalıkların üzerine oturmayı tercih etmiştim. Melis de arkamdan geliyordu. Benim bir kayanın üzerine oturmamla Melis de karşımda olacak biçimde bir kayaya oturdu.

"Yemek sonrası sahile getirmek gerçekten güzel oldu." dedi etrafına bakınarak.

"Trafiğin içinde biraz zorlandık ama." Ondan daha durgun bir şekilde söylemiştim bunları. Düşünmem bile beni bu hâle sokmaya yetiyordu. Anlatmaya başladığımda ise sigarayla yatıştıracaktım kendimi. Melis ise benim durumumdan habersiz etrafını öylece izlemekle meşguldü.

Derin bir nefes alıp verdiğimde söze girdim. "Benim söylemek istediğim daha doğrusu bilmeni istediğim bazı şeyler var. Birlikte olurken bunları da bil. Sonradan öğrendiğinde bir sorun olmasın. Benim kimseden gizlim saklım yoktur, sen de bil değil mevzu. Benim çoğu kişiden gizli saklım var. Şimdi sen de bunları bilen azınlığa gireceksin. Amacım sadece beni daha yakından tanı. Sonrasında beraber olmamamız hiç önemli değil. Burada konuşulanlar burada kaldığı sürece hiçbir zararı yok."

Melis de tabii bir anda neye uğradığını şaşırdı. Ciddi konuşalım deyince mevzu hep ayrılığa gelir ya bu da onun gibi bir şey oldu. Tabi öyle bir şey yok. Birkaç saniye altımızdaki kayaları seyretti ve başını kaldırıp çekingen bir tonda "tamam" dedi.

"İlk olarak bir şey soracağım, bir izin almam lazım. Bir buçuk ay boyunca rahatsız olursun diye yanında hiç yapmadım ama... Sigara içebilir miyim? Çünkü gerçekten buna ihtiyacım var."

"Peki, iç." Bir yandan da gerildiği anlaşılıyordu.

Paket ile çakmağı cebimden çıkarıp elimde tutmaya başladım. "Hemen şimdi yakmayacağım." Başını öne doğru salladı. "Önce sana bir soru sorayım. Direk pat diye kendimden girmek olmaz." Aldığım nefesi derin bir şekilde ağzımdan geri verdim. "Sen çevren tarafından seviliyor muydun?"

"Yani arkadaşlarım vardı. Liseyi üçüncü sınıfta bırakıp açıköğretimle tamamlayınca görüşemedik artık."

"Peki ya ilkokul, ortaokul? Görüştüğün arkadaşların var mı?"

"Oralarda da bir arkadaş çevrem vardı. İlkokulda ayrılınca hiç görüşmedik ama. Öylesine takılıyoruz gibi bir şeydi. Ortaokuldan görüştüğüm 2-3 kişi vardı. Babamın hastalığı çıktığından beri kimseyle doğru dürüst görüşmemiştim ama... Çevren tarafından seviliyor muydun sorusuna cevabım evet. Bir ortama kolay uyum sağlayabilirim ve kabul edilebilirim."

Bir İkiz Meselesi [Tamamlandı ✔]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin