Beklettiğim için özür dilerim düzenlemem uzun sürdü. Ama bu bölüm baya uzun ve Harry-Elisha içeriği var sonunda :)
Multideki Jamie oluyor bu arada.
Oy verdiğiniz için teşekkürler, iyi okulamar...Jamie ve diğer L.A.C.E. çalışanları bir aradalarken, ben ve Jannette, Anthony'nin ( iş dışında ona Mr.Silver dememe izin vermiyordu) yanındaydık.
Anthony bir kolunu Jane'e sarmıştı ve diğer elinde şampanya bardağı duruyordu.
Bazen Jannette ve babasının ilişkisini çok kıskanıyordum. Babam bana karşı hep daha mesafeli ve otoriter dururdu. Ama Anthony Janette'e gerçek bir prenses gibi davranıyordu.Christopher'ın görüş alanıma girmesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.
El hareketiyle beni gülümseyerek yanına çağırdı.
Ona teklifini kabul etmeyeceğimi söylemeliydim.
"Christopher Gibbs beni çağırıyor, izninizi isteyeceğim." dedim ve yanlarından ayrıldım.
Chris'in yanına geldiğimde gülümseyerek bana sarıldı."İşte görmek istediğim kişi! Elisha muazzam görünüyorsun." dedi ve elimi öptü gözlerime bakarak. Yanındaki insanlar kendi aralarında konuşmaya devam ediyorlardı.
"Sizi gördüğüme memnun oldum Mr.Gibbs."
"Lütfen, bana Chris de. Ee söyle bana gecen nasıl geçiyor?"
"Gayet iyi, siz iyi vakit geçiriyor musunuz?"
"Seni gördükten sonra iyi vakit geçirmemem mümkün mü?" dedi ve kızardım.
Ben daha herhangi birşey söyleyemeden korktuğum şeyi söyledi."Lütfen bana teklifimi düşündüğünü söyle Elisha."
Yüzümü hafifçe buruşturarak kafamı kaldırdım."Aslında-" diye söze başladım ama olumsuz şeyler söyleyeceğimi anladığı için beni susturdu.
"Hayır hayır hayır. Sanırım sen yeterince düşünmemişsin. Benc-"
"Mr. Gibbs, ben gerçekten fikrimin değişeceğini düşünmüyorum. Modellik bana göre değil. Üstelik sakarım, sürekli düşerim podyumda falan yürüyemem." diye onu kendimden vazgeçirmeye çalıştım ama gerçi onun da vazgeçmeye pek niyeti yok gibiydi.
Ufak bir kahkaha attı.
"Tatlı balım, kimse seni podyumda yürütmeyecek, Balmain'in yeni koleksiyonu için fotoğraf çekimlerinde yeni yüzü olmanı istiyoruz. Sen tam aradığım kişisin!" dedi ellerini heyecanla birleştirerek.
Balmain mi?
Bu ufak ayrıntıyı bildiğimi sanmıyordum. Balmain gerçekten büyük bir markaydı. Böyle bir iş için beni nasıl uygun görebilirdi ki?
Düşüncelerimi okumuş gibi devam etti.
"Bir meleğin yüzüne sahipsin, fiziğin sadece muhteşem. Elisha modellik tam da sana göre." diye iltifat etti ben tekrar kızarırken.
"Ben gerçekten bilemiyorum ben-" diye söze başlarken beni tekrar durdurdu.
"Şimdi bir şey söylemek zorunda değilsin, bir kaç gün daha düşün. Ama lütfen düşün." diye belki de son kez ısrar etti.
Birden arkamızda beliren silüete karşı kafamı çevirdim ve yerimde sıçradım.
"Chris..." diye seslendi yavaşça, gülümseyerek.
"Ohh Harry! Seni de görmek çok güzel. Gel bize katıl."
Harry gülümseyerek elindeki bardağı önümdeki kokteyl masasına koydu ve yanımda durdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fame Trap // h.s.
FanfictionHarry'e baktım. Dün gece bardaki haline benziyordu. Mutsuz, çaresiz bir çocuk gibi. Dün gece dayanamadığım haline benziyordu. Ne yaşadıysak yaşayalım, içimde bir yerde, onu bu halde terk edemeyecek bir parçam vardı. Onun bu haline dayanamayacak. ...