Ani Karar

333 32 23
                                    

"James bekle!"

Arkasından seslendim.

Birkaç saniye önce bizi o şekilde gördükten sonra arkasını dönüp gitmişti.

Nedenini bilmiyordum ama kendimi berbat hissediyordum.
  Benim hakkımda böyle düşünmesini istemiyordum.
Onunla yaşadığımız şeyden sadece birkaç hafta sonra beni tanımadığım bir adamla bu şekilde basmıştı.

  Harry Styles'la.

  Ben şuan bunları gerçekten yaşıyor muydum?

 
Misafir odasından açılan terasa doğru gitti, ben de peşinden.

Balkonun kapısını arkamdan kapatıp bir şeyler demesini bekledim. Konuşmayıp sadece demirlere tutunup bahçeyi izliyordu.

  "James?" Cevap vermedi.

  "Bak bana kızgın olmakta haklısın b-ben de ne oldu bilmiyorum benim hakkımda böyle düşünmeni istemiyorum sen benim en iyi arkadaşımsın."

  Arkasını dönüp sinirle gülerek bana baktı.

"Sana kızdığım falan yok Leesha benim tek sorunum o sikik herif." dedi sakince. Ani tepkisi ve Harry'den böyle bahsetmesi karşısında afalladım.

"Anlamadım? Onunla ne sorunun var ki?"

"Onunla sorunum seni böyle kullanabileceğini düşünmesi. Adam olsaydı kulüpte sana bok gibi davranmazdı!"
 
  Gözlerim büyüdü.

Kullanmak kelimesi canımı acıtmıştı.

"Beni kullandığı falan-"

  "Evet öyle! Ne sanıyorsun seninle çıkacağını falan mı? Görmüyor musun ünlü olduğu için her gün farklı bir kadını elde edebileceğini falan düşünüyor. Başarıyor da.  Sen de az önce o kadınlardan biri oldun, tebrikler!"

Gözlerim dolmuştu, çenem titredi. Gerçeklerin derinde bir yerde farkındaydım ve bunları yüzüme vurması canımı acıttı.

Gözlerimin dolduğunu görünce daha da sinirlendi.

  "Ahhh yapma! Gerçekten iki dakika seninle öpüştüğü için umrundasın mı sandın? Değilsin! Hiçbir şey değil! Bak Leesha yıllardır bu kulüpte çalışıyorum onun gibilerden çok gördüm. Tek umurlarında olan şey seks, para, kadınlar. Hepsi bu! Bahse girerim şimdiye adını bile unutmuştur. Her gün modellerle yatıyor seni ise onların yanında görmezden geliyor. Fark etmedim mi sandın her şeyin farkındayım!"

  Artık bağırıyordu. En acıtan kısmı ise haklı oluşuydu.

  Arkamı dönüp partiyi terk etmek üzere yürümeye balşadım. Arkasını döndü ve peşimden gelmedi.

  Haklıydı. Onun yanında isteyebileceği bir kadın değildim.
   Bir Blair Spencer değildim! Ya da Kendall, ya da Georgia, ya da herhangi biri...

Zaten olabileceğimi de düşünmemiştim, zaten her şey bir anda olmuştu düşünerek yaptığım bir eylem değildi.
   Ama yine de canımı yakmıştı...

Az önce kullanıldığım gerçeğiyle yüzleşmek...

  Misafir odasından çıkıp kapıyı kapatınca karşımda Harry'i bulmayı beklemiyordum. Ama zaten hep beklemediğim anlarda karşıma çıkıyordu.
 
   Jamie ile konuşmamın bitmesini beklemişti.

   Belki de James haksızdı? Belki gerçekten bana bir şeyler hissettiği için beni öpmüştü?
 
  Hiçbir şey söylemeden bana bakıyordu.
Bana karşı birşeyler hissetmese, alt katta ne istese yapmaya hazır onu bekleyen ünlü ve güzel bir kadın dururken neden beni öperdi ki?

  Başımı öne eğdim. Jamie'nin peşinden gitmem hoş olmamıştı sanırım. Sonuçta o benim erkek arkadaşım değildi.

"Kusura bakma o, o bana karşı biraz korumacıdır-"

  "Açıklamana gerek yok. Aranızda her ne varsa bu sizin aranızda. Ben burada az önce yaşananları unutmanı söylemek için bekledim." Kafamı aniden yukarı kaldırıp ona baktım.

   Söyledikleri yüzüme tokat gibi vurmuştu.

  "Az önce her ne yaşandıysa anlık bir hataydı. Hayatına bunun farkında olarak devam etmeni isterim." Anlık bir hata...

Tokat değil, suratımın ortasına tekme yemiş gibi hissediyordum.

  Elimden geldiğince söylediklerine şaşırmamış, bir sorun yokmuş gibi durmaya çalıştım. Şaşırmamalıydım da. Ama gerçekte duymak daha farklıydı.

  "Olurum, merak etmeyin." dedim ciddi bir yüz ifadesiyle. Ağlamaya başlamadan bir an önce buradan gitmeliydim.

  Adım atar atmaz karşımda Georgia Fowler'ı görmemle yerimde donakaldım.
   Harry'e doğru yürüyüp kollarını ona sardı.

"Tatlım ben de seni arıyordum. Artık konuştuğumuz gibi sana geçelim mi burası gittikçe sıkıcı olmaya başlıyor." dedi o sırada bana bakarak.

   Harry ona zorla gülümseyerek kafasını salladı.
  Ne düşüneceğimi bilemiyordum.

 
  Demek zaten Georgia ile bir 'planları' vardı ve ona rağmen...

  Ah tabii! O Harry Styles öyle değil mi? İstediği kadını elde edebilir! Her gün farklı kadınla takılabilir. Aynı gün içinde de.

   Sinirimden akan gözyaşlarımı saklayamadan hışımla merdivenlerden iniyordum. Kendimi önemsiz hissediyordum. Kullanılmıştım. Öylesine.

  Öylesine biriydim çünkü. Önemsizdim.
  Gece kulübünde çalışan, muhtemelen birçok ünlüyle yatmak için yanıp tutuşan basit, sıradan biri.
   Gözünde öyle olmalıydım.

Söyledikleri, söyleyiş şekli hala aklımda yankılanıyordu.

   Anlık bir hata!

Demek onunla yatağa girmek için model olmak gerekiyordu ha?
   İçimde anlık bir alev belirdi.
Çok kısa bir anda birden içimde bir yangın oluştu.
   Blair, Georgia, Harry... Hepsinin gözünde önemsizdim ve aşağılanmıştım. Aksini onlara göstermek istiyordum.
   Saygı görmek için ünlü olmak gerekiyordu demek?
  
   "Mr. Gibbs... konuşabilir miyiz." Omzuna hafifçe dokununca arkasını dönmüştü.

  "Elisha? Her şey yolunda mı? Ağlıyor musun sen?" dedi gerçekten ilgilenerek.

  "Teklifinizi kabul ediyorum." dedim tüm yüz ifadesini değiştirerek.

  "Ne?" Bütün yüzüne gülümseme yayılmaya başlamıştı.

  "Modeliniz olmamı istediniz. Kabul ediyorum."

 

Fame Trap // h.s.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin