Bana uzattığı elini tutup ayağa kalktım. Gözlüğümü çıkarıp çantama bıraktım. Sonra onun gözlüğünü çıkardım. Bugün ilk defa gözlerini görüyordum. Gözleri o kadar güzeldi ki sahilde olmasanız bile size denizi hissettirebilirdi.
Eğilip gözlüğünü benimkinin yanına bıraktım.
Bana samimi bir gülümseme verip elini sırtıma koydu ve beni denize yönlendirdi.
''İskeleye son gelen dondurma ısmarlar!'' diye bağırıp çocuk gibi iskeleye koşmaya başladım.
Peşimden koşmaya başladı. Bir anlık da olsa nerede ne durumda olduğumuzu unutup gerçekten eğlendiğimi hissettim.
Sadece bir anlığına. Sıcacık sahil kumlarını, sıcacık havada yüzüme çarpıp saçlarımı karıştıran serin rüzgarı, tenimi ısıtan güneş ışınlarını hissettim. Kahkaha atarak dalga seslerine doğru koştururken bugünlük, sadece bugünlük, tüm yaşadıklarımızı bu kumsala gömmeye karar verdim. Çünkü nasıl olduysa, hayatımda ilk defa bu kadar özgür, umursamaz ve mutlu hissediyordum. Çocuk gibi hissediyordum. Sanırım sahil havası bana iyi gelmişti.
En son ne zaman sahile gitmiştim hatırlamıyordum. Ailem ortaokula geçtiğimden beri denizde yüzmeme izin vermemişlerdi. Ya okulun kapalı havuzlarında yüzmüştüm ya da hiç yüzmemiştim.
İskelenin tahtalarına ulaştığımda Harry neredeyse önüme geçmişti ama kazanan bendim.
''Dondurmayı sen alıyorsun!'' diye bağırdım gülerek, hala koşmaya devam edip.
İskelenin sonlarına yaklaştığımda yavaşlamıştım. Beni ittirmeye çalıştı ama bunu beklediğimden kenara çekildim ve benim yerime o dengesini kaybetti. Dengesini tekrar kazandığında kollarımdan tutup beni denize doğru atmaya çalıştı ama ayaklarımla yerden destek alıp direndim. Bir çocuk gibi kahkaha atıyordum. O da gülüyordu.
''Bu dondurma için!'' diyerek beni daha güçlü çekti ve ani etkiyle ona doğru yalpaladım. Vücudum onunkine çarpsa da dengesini kaybetmedi. İki elimle birden onu arkaya, denize doğru ittirdim. Ama düşerken kollarıma tekrar tutunup beni de kendiyle doğru çekti.
Suya düşmemin şiddetiyle bikinimin bedenimden sıyrıldığını hissettim ve daha kafamı bile sudan çıkarmadan kollarımı göğsümde birleştirdim.
Kafamı suyun yüzeyine çıkardığımda Harry bana sorarcasına baktı. Çaresiz şekilde mızmızlanır gibi cevap verdim.
''Bikinim açıldı.''
Nasıl bağlayacaktım şimdi? Her yerde paparaziler olabilirdi. Ya da Harry'i suda gören ve fotoğraf çekmeye çalışan hayranlar.
Vücudunu bana sararak benim vücudumu kapattı. Bedenlerimizi sudan çıkarmadan düştüğümüz iskeleye doğru suda ağır ağır yürümeye başladı. Böylece ben de onunla birlikte yürüdüm.
''N'apıyorsun?'' diye sordum anlam veremeyerek.
''Harry n'apıyorsun?'' diye tekrarladım daha cevap vermesine fırsat vermeden telaşlanarak.
''Sakin ol, bizi iskelenin altına götürüyorum. Orada bağlayabilirsin.'' dedi.
Birden kalbim daha hızlı atmaya başladı. Beni düşünüyordu.
''İşte. Burada hiçbir şey görünmez.'' dedi beni tamamen iskelenin altına çekerken.
Haklıydı. Denizle iskelenin arası gölge olduğu için oldukça karanlıktı.
Suyun içinde bikinimin iplerini sırtımda kurdele yapmaya çalışırken olmayacağının başından beri farkındaydım. Harry bana biraz mahremiyet bırakmak için çoktan arkasını dönmüştü ama kendi başıma bağlayamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fame Trap // h.s.
FanficHarry'e baktım. Dün gece bardaki haline benziyordu. Mutsuz, çaresiz bir çocuk gibi. Dün gece dayanamadığım haline benziyordu. Ne yaşadıysak yaşayalım, içimde bir yerde, onu bu halde terk edemeyecek bir parçam vardı. Onun bu haline dayanamayacak. ...