"Elisha! Ben de seni arıyordum. Seni bıraktığım yere gittim ama orada yoktun." dedim telaşla açıklarken.Emily çıktıktan sonra hemen giyinip Elisha'nın yanına inmiştim ama orada yoktu. Evin içinde onu ararken mutfakta olduğunu görüp yanına koştum.
"Ben de sana bakmak için gelmiştim, biraz uzun... sürdü." dedi donukça beni incelerken.
Yüz ifadesi ve sessizliği beni deli gibi telaşlandırdı. Bir şey mi fark etmişti.
"Bir şey mi var?" diye sordum sakin görünmeye çalışarak.
Düğmelerimi düzgün iliklediğimden emin olmuştum oysa?
"Rujuna bakıyordum. Biraz dağılmış da." dedi sıradan bir ses tonuyla. Yüzümün beyazladığını hissettim.
Lanet olsun!
Kalbim suçlulukla sıkışırken ona ne açıklayabileceğimi düşündüm.
Yüzü tamamen ifadesizdi. Ve bu hiç iyiye işaret değildi."Elisha, ben... Ben..." daha açıklayacak bir şey bulamadan Emily elini omzuma koyarak yanıma geldi.
"Harikaydın Harry." diye kulağıma fısıldadı Elisha'nın duyabileceği bir sesle.
Demek bu da intikamıydı...
"Ah, fermuarın açık kalmış." dedi elini pantolonumun önüne götürüp fermuarı yukarı çekerken.
Daha sonra sadece göz kırpıp uzaklaştı.
Hala tepkisiz mi olduğunu görmek için Elisha'ya döndüm. Kaşlarını çatmış, gözleri dolmuş bir şekilde hayal kırıklığıyla bana bakıyordu.
Onu hayal kırıklığına uğratmıştım.Ağlamamak için yanağını ısırdığını görebiliyordum, ve bu anlamlandıramadığım bir şekilde fazla canımı yakmıştı.
Bir şeyler söylemem, telafi edecek bir şeyler söylemem, bir açıklama yapmam lazımdı. Ama ne bunu telafi edecek bir şey vardı, ne de bir açıklamam."Özür dilerim." dedim.
******
1 Hafta Sonra
Günlerdir yeni markalardan ve dergilerden yeni teklifler gelirken ben herhangi bir cevap vermeyi reddediyordum.
Tek yaptığım odamdan çıkmayıp Harry ve benim hakkımda yazılanları okumaktı.
Sahte bir ilişki de olsa ayrıldığımızı biliyorlardı.
Sadece sebebini bilmiyorlardı.Jamie ise beni iyi hissettirmek için elinden geleni yapıyordu.
Onu haketmek için ne yapmıştım bilmiyordum.
"Artık buradan çıkman gerekiyor biliyorsun değil mi?" diye sordu akşam üzeri odama girip perdeleri açarken.
"Yoksa bu odada çürüyeceksin."Hiç bir şey söylemeden uzanmaya devam ettim.
Harry'le uçaktayken hiç konuşmamıştık.
Beni evime bıraktıktan sonra da bir kere bile aramamıştı.
Kendimi suçluyordum.Sadece bedenimi kullandığını bildiğim birine beni kullanmasına bizzat kendim izin vermiştim. Bile bile.
Böyle son bulacağı çok belliydi.
Ama kalbim o kadar ağrıyordu ki.
Ona karşı hislerim olmasına rağmen ondan uzaklaşmamam aptallıktı.
Günlerdir tek düşünebildiğim şimdiye kadar yaşadıklarımızdı.
Şöyle bir baktığımda, yaşadığımız her güzel şeyin arkasından onu berbat edecek bir şey olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fame Trap // h.s.
FanfictionHarry'e baktım. Dün gece bardaki haline benziyordu. Mutsuz, çaresiz bir çocuk gibi. Dün gece dayanamadığım haline benziyordu. Ne yaşadıysak yaşayalım, içimde bir yerde, onu bu halde terk edemeyecek bir parçam vardı. Onun bu haline dayanamayacak. ...