Okumaya başlamadan önce bir uyarı yapmak istiyorum. Karakterin adını tekrar değiştirdim kafanızı karıştırdıysa çok üzgünüm ama eski isminin karaktere daha çok uyduğunu düşünüyorum.
İlk ismine geri döndüm. İyi okumalar <3Yanıma oturdu. Ben ona öldürücü bakışlar atarken, bana sadece sıcak ama kederli bir gülümseme verdi.
Saçı başı dağınıktı ve kırışmış, ilk düğmeleri açılmış beya bir gömlek giyiyordu.
"Selam." dedi mahcup sayılabilecek şekilde.Aklımdan o kadar fazla şey geçiyordu ki.
Ona o kadar fazla şey söylemek istiyordum ki.
Ona tokat atmak istiyordum, belki yüzüne tükürmek istiyordum, beni o halde bıraktığı için ona bağırmak istiyordum, ona çok fazla şey söylemek istiyordum.Ama yüzündeki acı, bütün düşüncelerimi uçurup götürdü.
"Sanırım son görüşmemiz çok iyi gitmemişti değil mi?" dedi.
Onu anlamaya çalışarak yüzüne bakmaktan başka hiçbir şey yapamadım.Onu hiç bu şekilde görmemiştim. Elinde ne olduğunu bilmediğim bir içki, yüzünde zorla gülümsese bile belli olan hüzün vardı.
Aramızda sessizlik oldu.
"Reklamı gördüm. Tebrik ederim." dedi.
Söylediği şey kalbimi hızlandırsa da sadece kafamı salladım.
"Neden yalnız içiyorsun?" diye sordu tekrar yüzünü bana çevirip.
İçimde kuvvetli bir ses bana 'Bu seni ilgilendirmez!' diyip onu orada bırakıp gitmemi söylüyordu.
Daha derinlerde, daha az insancıl olan tarafım elimdeki içkiyi yüzüne fırlatmamı istiyordu.
Ama onun yerine sakince, sanki son görüştüğümüzde beni kullanıp partinin ortasında bırakmamış gibi davranıp ona cevap verdim.
"Yalnız içmiyorum. Arkadaşımla geldim birazdan gelir." dedim yine de mesafeli bir şekilde.
Sanırım haline acımıştım. Evet, şu anda öyle savunmasız, çocuk gibi ve mutsuz duruyordu ki. İçimden hiçbir şey yapmak gelmedi.
"Asıl sen neden yalnız içiyorsun." dedim soğukça, benim değil onun yalnız olduğunu vurgulayarak.
Önüne eğilerek gülmeye başladı.
Büyük ihtimalle sarhoştu. Zaten sarhoş olmasa böyle nazik davranmasına şaşırırdım.
Önce bir süre cevap vermedi. Sonra tekrar bana dönüp bir süre kelimeleri toparlamaya çalışır gibi bana baktı.
"Biraz... kafayı toplamaya ihtiyacım vardı diyelim." diye cevap verdi sonunda.
Sorununun ne olduğunu merak ettim. Nasıl olsa sarhoştu. Belki yarın benimle konuştuğunu bile hatırlamayacaktı.
"Neden? Bir sorun mu var?" diye üstüne gittim.
Yüzünü ellerinin arasına alıp kafasını salladı.
"Bana inanmıyor... İnanmıyorlar..."
Aklıma okuduğum haberler geldi.
"Şeyle mi ilgili-"
"Okudun değil mi? Hakkımda yazılanları okudun."
Deli gibi kafasını sallamaya başladı.
"Hiç biri doğru değil. Medya beni kendi istediği şekilde göstermeye çalışıyor. Hiç biri doğru değil." Sayıklar gibi aynı şeyleri söyleyip durdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fame Trap // h.s.
FanficHarry'e baktım. Dün gece bardaki haline benziyordu. Mutsuz, çaresiz bir çocuk gibi. Dün gece dayanamadığım haline benziyordu. Ne yaşadıysak yaşayalım, içimde bir yerde, onu bu halde terk edemeyecek bir parçam vardı. Onun bu haline dayanamayacak. ...