Kalktığımda Aras'ın hala uyuduğunu fark ettim ve sessizce kalkıo kahvaltı hazırlamaya başladım. Ali işteydi o yüzden az bir şey yesem yeterdi. Ben kahvaltıya başladığımda Arasın sesi gelince yukarı çıkıp yanıma aldım.
Eylül:Annesinin bir tanesi, her şeyim.
Bu sırada kapı çalınca Arası oyun alanına bırakıp kapıya baktım. Kapıdaki kadın bana çok tanıdık geliyordu.
Banu:Eylül, benim Banu
Eylül:Senin ne işin var burada? Sen hapisteydin.
Banu:Hapisten çıkalı çok oldu, sizi sonunda buldum. Evlenmişsiniz, çocuğunuz bile olmuş.
Eylül:Ali gelmeden git buradan
Banu:Tamam gidicem ama yalnız değil.
Diyip burnuma bir bez tuttu sonrası karanlık.YAZARDAN
Banu adamlarının yardımıyla Eylülü arabaya bindirdi ve eve girip cebindeki kağıdı sehpaya koydu. Aras her şeyden habersiz mutlu mutlu oyun oynuyordu.Akşam
Aras annesini göremeyimce ağlamaya başladı, uzun süredir ağlıyordu. Gözleri kızarmış sesi kısılmıştı. Ama ne annesi gelmişti ne de babası. Ali elinde çiçeklerle eve geldi. Kapıya anahtarını taktı. Arasın ağlama sesini duyunca anahtarı çevirip içeri girdi.
Ali:Eylül, hayatım ben geldim.
Salona doğru ilerledi, oyun alanında yalnız başına ağlayan Arası görünce çiçeği masaya koyup Arasın yanına gitti. Onu kucağına alıp yukarı yatak odasına sonra da evin her köşesine baktı, ama Eylül yoktu. En son telefonu eline alıp koltuğa oturdu tam Eylülü arayacakken sehpanın üstündeki kağıt dikkatini çekti. Kağıdı aldığında üstünde Ali'ye yazıyordu. Hızlıca kağıdı açtı. Okudukça kaşları çatılıyor ve gözlerinden birer birer damlalar akıyordu. Hemen Güneyi aradı. Herkes eve geldiğinde Güney kapığıdı okumaya başladı.Biliyorum bana çok kızacaksın. Ama yapamadım, beceremedim iyi bir anne olmayı. Aras'a iyi bak olur mu? Ben ona annelik edemedim ama sen ona çok iyi bir baba ol. Beni sakın aramayın, yurt dışına gidiyorum. Seni terk ettiğim için mutsuz olsam da Aras'la olmuyordu. Çok denedim, çok uğraştım. Ama her gün kabusla uyanmak istemiyorum artık. Benden nefret edeceksin belki, belki oğlumuza onu terk ettiğimi anlattığında o da nefret edecek, ama ben bunları göze aldım. Elveda...
Güney sinirle evde dört dönerken herkes şaşkındı
Songül:Nasıl ya? Eylül Aras'ı çok seviyordu.
Ali:Sevmiyormuş işte. Bizi terk edebilecek kadar sevmiyormuş.
Songül:Gğney bir şey yap, bul onu.
Güney:Neyini buluyum ha neyini? Gerizekalı küçücük çocuğu bırakıp gitmiş ben neyi buluyum?
Kader:Güney sakin ol
Güney :Ya hadi bu çocuğu düşünmedin lan hadi bu adamı da düşünmedin. BANA DA MI HABER VERMEDİN. Gelip bana niye anlatmadı size niye anlatmadı bu kız?
Ali:YETER! Güney yeter, bırakıp gitti. Hangi cehenneme gittiyse gitti. Bundan sonra ne benim Eylül diye bir karım var ne de Arasvın annesi. Aras annesini öldü nilecek tamam mı? Eylül Tahir abinin yanına gitti. Ablamın Cihanın yanına gitti o kadar.Ali Arası da yanına alıp yukarı çıktı. Arası yatağına yatırdıktan sonra Kadere onun yanında durması için rica etti. Kader Arasın yanındayken Ali yatak odasına gitti. Kapının önünde durdu, durdu, durdu.. Resimlerine baktı. Eşyalarına baktı. Gözlerinden yaşlar düşmeyr başladı. Dayanamadı, sinirini atamadı. Önce makyaj masasının üstündekileri tek tek, sonra çerçeveleri ve kıyafetleri yere fırlattı. En son Eylülün bir elbisesini eline alıp yere oturdu. Elleri hep cam kesikleriyle doluydu. Eylülün elbisesini burnuna götürüp kokusunu içine çekti. Kapının önünde Güney ona sesleniyordu. En son kapıyı kırıp içeri girdi. Aliyi o halde görünce içi parçalanmıştı. Sinirini atamayan Ali kalkıp yatağın örtüsünü ds yer attı. Güney onu tutmaya çalıştı ama olmadı. Ali yumruğunu duvara yapıştırdı acıyla yere çökünce Güney kollarında tutup sakinleşmesini bekledi. Oda savaş alanına dönmüştü. Ama hiçbiri Eylülün şuanda ne durumda olduğunu bilmiyordu.
Eylül gözlerini küçük bir evde açtı. Evde kimse yoktu ve dışarısı güvenlik kaynıyordu.
Eylül:Yardım edin!
Kimse duymuyordu onu. Boş boş bağırıyordu. Yatağın başındaki fotoğraf dikkatini çekti. Fotoğrafta Ali ve Aras vardı. Evin salonuna geldiğinde televizyonda evlerini gördü. Ali delirmiş gibiydi. Odanın her yerini dağıtıyordu. Eylül bunları gördükçe daha çok üzüldü. Sonra Güneyin Aliyle konuşmasını dinledi şok olmuştu. Alinin onu terk ettiğini düşünmesi daha çok üzmüştü Eylülü. O televizyona bakarken bir adam "Sevgilim" diyerek ona arkadan sarılmıştı. Eylül hemen geri çekildi.
Eylül:Sen kimsin
X:Aşkım benim Özgür
Eylül:Özgür müsün nesin bana aşkım demeyi kes. Nolur bana yarfım et çıkar beni buradan
Özgür:Üzgünüm Eylül yapamam
Eylül:Neden ya neden?
Özgür:Banu Aliyle sevgili olana kadar seni burada tutup kendime aşık etmem lazım.
Eylül:Sana asla aşık olmam ya yalvarırım çıkar. Oğlum kocam beni bekliyor.
Özgür:Şuan olmaz, daha sonra çıkarmaya çalışıcam seni. Ama şuanda değil.
Eylül:Benden nefret edicekler
Özgür:Odana çık şimdi Banu gelir. Çabuk
Eylül:Teşekkür ederim.
Özgür:Banu o adama gitmesin diye yapıcam.Güney Aliyi hastaneye götürdü elleri yara içindeydi. Sağ eli de incinmişti. O hep Eylülün tuttuğu eli. Eylülün "Benim bu el, başkası tutamaz, sol elini de sadece Asar tutar" dediği eli incilmişti. Ali eve gidince kızlar odayı topladıklarını Arasın da uyuduğunu söylediler. Ali Arası da yanına alıp yatağa yattı.Aras uyanıp ağlamaya başladı ama Ali ne kadar uğraşsa da susmuyordu. Ali en son Eylülün tişörtünü Arasın yanına koydu. Aras da huzurlu bir uykuya daldı. Ama Ali haç uyuyamadı
Ah kalbim, Alim sen napıyorsun?
Bu arada Burakcım bey Tek yürekte oynamaya başladı. Perşembe günü izleyin derim çünkü çok tatlı@thetozkoparann hesabımj da takip etmeyi unutmayın instagramdan
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tekrardan-BİTTİ
Fanfiction4 yıllık sevgilisi tarafından aldatılan bir kız, yeniden aşkı bulabilir mi?