Çekimlerin bitmesinin hemen ardından, kısa süreli de olsa gecikme dolayısıyla, direkt olarak yoğun pratik programımız başlamıştı. Taehyung hyung her ne kadar zorlansa da bunu bize itiraf etmemekte ısrar ediyordu. Bense iyiydim, yani iyileşmiştim.
Yorgunluktan artık sızlayan ayaklarımı rahatlatmak için ayakkabımı çıkarıp bir yerlere fırlattıktan sonra kendimi yere bırakmıştım. Vantilatörler tam gaz çalışsa da şu an terli ve feci bir şekilde yorgun hissediyordum. Hoseok hyung ve Taehyung hyung dışında herkes buradaydı. İkisinin nerede olduğu hakkında bir fikrim yoktu.
"Yere yatma Kook, şuradaki pufların üzerine yat"
Seokjin hyung bana seslendiğinde bir süre cevap vermemiştim çünkü kendimi bunun için yorgun hissediyordum. Hastalığı yeni atlattığım için olsa gerek bu aralar daha çabuk yoruluyordum. Daha sonra yine bir şey demesem de yerden kalkıp dediği yere gitmiş kendimi büyük puflardan birinin üzerine bırakmıştım. Kapşonumla da nemli saçlarımı korumaya almıştım. Bir süre sonra terim soğumuş, gözlerim de kapanmıştı.
Uyumak üzereydim ki duyduğum seslerle birlikte gözlerim aralanmıştı. Taehyung ve Yoongi hyung büyük pilates topuyla oynuyordu. Umarım bana sataşmazlar düşüncesini aklımdan yeni geçirmiştim ki Taehyung hyungun topu yere koyup bana gülerek baktığını görmemle topun üzerime gelmesi bir olmuştu. Ani bir refleksle topu itip birden kalkmış ve kaçmak için hazırda bekleyen hyungumun peşinden koşmuştum. Koşarken telefonum düşmüştü ama çok da umrumda değildi.
Arka taraflara doğru koşan Taehyung hyungu son sürat takip edip elbette kolayca yakaladığımda ise gülmeye devam ediyordu. İstemsiz bir şekilde ben de güldüğümde onu sıkıştırdığım duvara biraz daha sinmiş ama sonrasında boynuma sarılınca duraksasam da hemen toparlayarak ben de tek elimle beline sarılmıştım. Bir elimde duvardan destek alıyordum çünkü.
"Bir şey olmadı değil mi?" Dediğinde olumsuz mırıltılar çıkararak soluklarımı kontrol altına almaya çalışmıştım. "Biraz canlandırayım dedim" diye mırıldandığında da istemsizce kıkırdamış ve ondan ayrılmıştım.
"Çok güzel canlandım gerçekten" dediğimde gülerek belim sarılmış ve ikimizi yürütmeye başlamıştı. Ben de kolumu omzuna atıp ona ayak uydurduğumda birlikte pratik odasına geri dönmüştük. Ben yine yerime yattığımda bu sefer o da boynuma sarılarak yanıma uzanmıştı. Sesimi çıkartmayarak gözlerimi kapattığımda uyumadan önce hatırladığım tek şey Taehyung hyungun beni kollarıyla sıkıca sarmasıydı.
Ama uyuma sürem elbette uzun olmamıştı. On beş, yirmi dakika anca uyumuştum. Herkes pratik odasında toplanınca çıkan gürültüye uyanmıştım. Taehyung hyung bundan etkilenmiyor gibiydi fakat ben hareketlenince o da mecburen kalkmıştı. Gözlerimi ovuşturarak etrafa baktığımda hyungların tekrardan ısınmaya başladığını görünce istemsizce iç geçirmiştim. Bugün nedense hiç halim yoktu ve pratik yapmak istemiyordum. Normalde pratik odasından en son ayrılan kişi ben olurdum ama bugün nedenini bilmediğim bir şekilde durgundum.
"Jungkook, neyin var bugün?"
Namjoon hyung ilgiyle ve nazikçe sorduğunda omuzlarımı kaldırıp indirmiştim.
"Bilmiyorum, bugün hiçbir şeye hevesli değilim. Sadece uyumak istiyorum"
"Doğru yoldasın evlat"
Yoongi hyungun ciddi durmaya çalışarak söylediği şey hepimizi güldürürken Taehyung hyungun bana yaslanmasıyla birlikte ben de ona yaslanmıştım.
"İstersen bugünlük dinlen. Zaten bir sorunun yok kareografiyle ilgili. Yeterince hazırsın. Bir gün dinlenirsen bir şey kaybetmezsin"
"Doğru söylüyor, yurda gidip biraz dinlen Jungkook" diyerek Seokjin hyung da ona katıldığında ne yapacağımı bilemeyerek etrafa bakmıştım. "Balık gibi bakma oraya buraya, Taehyungla birlikte gidin işte. O da dizini fazla zorlamasın. Deli çocuk bir şeyleri kanıtlamak için koşup oynuyor ortalıkta ama koşarken nasıl göründüğünün farkında bile değil. Dinlensin biraz. Şu haline bak, nasıl da uyukluyor"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İdol: taekook
Fanfiction"Kararlarım beni iyi veya kötü yargılamanız için değil, istediğim hayatı yaşamak için varlar" 04.05.2019