15| Kabul etmekten başka çarem yoktu.

18.8K 1.9K 1K
                                    

Merhabalar evet yanlış görmediniz yeni bölüm. Dünkü bölümü okumayan varsa hemmen koşsun okusun, orayı okumadan bu bölümü okursanız bir şey anlamazsınız ❤️

Ve birazcık yorumu da hak ettiğimi düşünüyorum ❤️ Ayrıca yorumlarınızın her birini okuduğuma emin olabilirsiniz sadece hepsine cevap verecek kadar fazla internetim yok ❤️

__

"Dikkat et biraz kendine, bu kadar kendini zorlamana gerek yok"

"Ben iyiyim, sorun yok" diyerek pratik odasında benden başka kimse olmayınca biraz kendime gelmek için başıma koyduğum buzları indirmiştim hemen. Hoseok hyung başını uzattığı kapıyı iyice aralayıp içeri girdiğinde gözlerimi kaçırarak oturduğum yerden kalkmıştım.

O günkü konuşmamın üzerinden iki gün daha geçmişti. Herkes o günden sonra benimle ilgilenmeye çalışırcasına yumuşakça hareket ediyordu. Arada Taehyung hyungun bile yumuşamış bakışlarını hissediyordum üzerimde ama dediğimi yapmıştım. Her an hayranlarımızın önündeymişiz gibi tam bir profesyonel gibi davranmaya çalışıyordum. Geçtiğimiz iki gün boyunca saygı çerçevesinde hareket etmem onları her hareketimde duraksatmış ve şaşırtmıştı. Buradan anladığım kadarıyla kimse ne kadar ciddi olduğumu düşünmemişti bile.

Ama yine de her gün biraz daha iyi hissediyordum çünkü ben onlara bir şeyler söyledikten sonra gerçekten bana yardımcı olmaya çalıştıklarını hissediyordum.

Onlara ne kadar kırgın olsam da içimde yaşadığım şeyi bilmedikleri için onları da anlayabiliyordum ama onlar, ben onlara o konuşmayı yapmadan önce beni anlamaya pek çalışmamışlar gibiydi. Bu mesafem abartı gelebilirdi onlara fakat benim de bir sınırım vardı. Ayrıca o gün herkesin attığı suçlayıcı bakışları ve bana sadece iki günlük bir süre verişlerini unutabileceğimi sanmıyordum.

Mesafe dediğim de fazla bir şey değildi, yanlış anlaşılmasın. Sonuçta onlar benim hyunglarım, ikinci ailemdi. Sadece gidip onlara sırnaşmıyor, fazla fazla yaptığım esprileri yapmıyor, onların her hareketine uyum sağlamaya devam ediyordum. Gülmemezlik falan yapmıyordum elbette. Sadece dediğim gibi, gidip sokulmuyor, benimle ilgilenmelerini istediğimi belli etmiyordum. Bir de onların istediği gibi çoğu hareketimi açıklıyor, cevaplarımı da açıklayıcı bir şekilde veriyordum. Ama bu iğnelemek için yaptığım bir şey değildi. Sadece daha fazla karışıklık istemiyordum ve bu yüzden de içgüdüsel olarak net oluyordum. Bu da, onlara içimde yaşadığım şeylerin ciddiyetini hatırlatıyor olmalıydı ki bana karşı çekingen davranmalarına neden oluyordu.

"Yemek yedin mi?"

Ben duş alanına doğru ilerlerken o da peşimden geliyordu. Kısaca ona bakıp olumsuz mırıltılar çıkarmış ama sonra bunun düzgün bir cevap olmadığını düşünerek açıklamayı da yapmıştım.

"Sizden sonra da biraz dinlenip tekrar pratik yaptığım için vaktim olmadı. Eve gittiğimde yiyeceğim. Zaten gelmeden önce de yemiştim"

"Birlikte yiyelim mi? Dışarıda? Ben de yemedim henüz"

"Olur, duş alayım önce"

Onaylayan mırıltılar çıkarıp aşağıda bekleyeceğini söylediğinde ben de onu onaylamış ve duşa girmiştim. Kısaca soğuk bir duş alıp çıkmış ve yine hızlı bir şekilde giyinip onu fazla bekletmemek adına seri bir şekilde aşağı inmiştim. Yaklaşık yedi dakika gibi bir sürede yanına indiğimde şaşkınca gülmüştü.

"Elli dakika banyodan çıkmayan birisin sen, kendine gel" demişti gülerek ayağa kalkarken. "Ne çabuk yıkandın?"

"Küvet olmayınca uzun durmuyorum" diyerek gülümsemiş ve omuzlarımı silkmiştim. "Bu kirli eşyaları yanımda taşımak istemiyorum, önce eve uğrasak olur mu?"

İdol: taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin