2| Çok safsın.

32.2K 2.7K 3.4K
                                    

"Bunun ne işi var burada?"

Duyduğum ses gözlerimi aralamama neden olurken hissettiğim ağırlık ve sıcaklıkla birlikte gözlerimi açar açmaz göğsümde yatan kişiye çevirmiştim.

Taehyung göğsümde tatlı tatlı uyuyordu. Ah, yani Taehyung hyung diyecektim.

"Niye odanda yatmadın da ikinize de işkence ettin? Küçücük yatakta uyuyabildiniz mi?" Demişti Namjoon hyung gülerek yatağını toplarken. Taehyungu uyandırmak istemediğim için sessizce cevap vermiştim.

"Dün gece biraz konuştuk. Sonra da odaya gitmeye üşenip onunla uyumak istedim, o da izin verdi"

"Açıklama yapmanı istediğim için değil, rahat edemezsiniz diye söyledim. İstediğin kişiyle veya istediğin yerde uyuyabilirsin" dediğinde onaylar mırıltılar çıkarmıştım. "Hadi kalkın ve giyinin. Kahvaltınızı yapın" diyerek odadan çıktığında gözlerim Taehyunga çevrilmişti. Eli karnımdaydı ve burnuyla dudaklarını da hissedebiliyordum. Elimi çekinerek yumuşak görünen saçlarına daldırdığımda irkilmişti. Uyanık mıydı ki?

"Uyandın mı?" Desem de ondan ses gelmeyince uyanmadığını düşünmüştüm. Yavaş hareketlerle saçlarıyla oynamaya başladığımda onu uyandırmamaya çalışıyordum. Saçları çok güzel görünüyordu ve saçma sapan bir kesim bile onda harika duruyordu. Şu an ise kahvenin açık tonları hakimdi saçına. Parlak ve göründüğü kadar yumuşak olan saçları karnımda garip hisler uyandırıyordu.

"Saçlarım yağlıydı" demişti birden. İrkilmiş ve afallamıştım. Uyumuyor muydu yani?

"Oh? Hayır. Gayet temizler" demiştim ama utanmıştım işte. Yani resmen uykusunda onun saçlarına dokunmuş, oynamıştım ve beni yakalamıştı.

"Üzgünüm sadece göründüğü kadar yumuşak olup olmadığına bakmak istedim. Saçına dokunulmasını çok sevmiyorsun"

"Hayır, sorun değil. Oynayabilirsin" dediğinde utanarak elimi çekmiştim saçlarından. O da saniyeler sonra başını kaldırıp bir kolundan destek alarak hafifçe doğrulmuştu.

"Utandın" demişti gülerek yanaklarıma bakarken. Bu beni daha da utandırırken yutkunmuş ve gözlerimi kaçırmıştım. Yattığım yerden doğrulup ayağa kalktığımda beni izliyordu.

"Namjoon hyung-"

"Duydum" demişti gülerek. "Ben senden daha önce uyanmıştım"

Söyledikleri beni şaşırtırken kalbim garip bir şekilde hızlanmıştı.

"Ama çok rahattın. O yüzden kalkmadım. Keşke hep beraber uyusak" diye eklediğinde utangaçça gülümsemekle yetinmiştim.

"Ah, neyse. Ben banyoya gireceğim. Kahvaltıda görüşürüz" dediğinde başımı sallayarak hızla odadan çıkmıştım. Jimin hyungu görünce boğazımı temizleyerek normal davranmaya çalışmıştım.

"Günaydın hyung"

"Günaydın. Taehyungla mı uyudun? Odaya gelmedin?"

"Evet. Orada uyudum" dediğimde gülümsemiş ve karnıma hafifçe yumruk atarak başını sallamıştı.

"Giyin ve gel. Kahvaltıya geç kalma" dediğinde gülümseyerek başımı sallamıştım. O gittiğinde odaya girerek hızla üzerimi değiştirmiş ve aşağıya inip yemek yediğimiz yere girmiştim. Biz çalışanlardan ayrı bir yerde yiyorduk. Sadece grup üyelerinin olduğu küçük bir salonda. İçeriye girdiğimde Yoongi hyung dışında herkesin burada olduğunu görmüştüm. Bir de Taehyung hyung yoktu tabi.

"Yoongi hyung nerede?"

"Diyet yapıyormuş" demişti Jimin hyung direkt lafa atlayarak. "Daha ne kadar zayıflayacaksa artık" diye eklediğinde diğerleri de ona katılmıştı. Eh, haklıydı da. Yerime oturarak tabağıma baktığımda yüzümü buruşturmadan edememiştim. Kilolu değildim ama şirket biraz daha kilo vermemi istemişti. O yüzden sağlıklı şeyler yedirmeye çalışıyorlardı bana. Daha çok metabolizma hızlandıran, yağ yakan şeylerden. Haliyle pek lezzetli olmuyorlardı. İstemeyerek de olsa yemeye başladığım sırada Taehyung hyung içeri girmiş ve herkese günaydın diyerek yanıma oturmuştu.

İdol: taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin