Sanırım artık nefes alamıyordum.
Sahne arkasına geçtiğim anda kendimi bulduğum ilk koltuğa bırakmış, başımı geriye atarak soluklanmaya çalışmıştım. Boğuluyormuşum gibi hissediyordum. Kaslarımın tüm gücünü tükettiğini, nefes alamayacak kadar yorgun olduğumu hissediyordum.
Ama buraya, Şili'ye bir daha ne zaman gelirdik bilmiyordum. Bu yüzden son nefesime kadar elimden geleni yapmalıydım. Hayranlarımızın sevgisi ve bize olam güveni sayesinde buralara gelmiştik ve onlara güzel anlar yaşatabilmemiz için, burada, sadece iki günümüz vardı ve bugün ikinci, son, günümüzdü. Bunu en iyi şekilde kullanmalıydık.
Turumuz şu ana kadar güzel geçiyordu. Bugün, Şili'deki ikinci konserimizin hemen öncesinde bedenimin çok da iyi bir durumda olmadığının farkındaydım fakat elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordum işte. Hyunglarımı ve hayranlarımızı yüz üstü bırakmamak için elimden geleni yapıyordum.
Yanıma gelen ve benimle konuşmaya çalışan görevlilere cevap verecek durumda değildim fakat iyi olmadığını fark ettikleri için bana hava yapmaya başlamışlardı. Bir şişe su getirdiklerinde onların yardımıyla içmiş, tekrar eski pozisyonumu almıştım. Nefes almaya çalışıyordum sadece. Fazla tıkanmıştım.
Hyunglarım şu anda neredeydi bilmiyordum fakat muhtemelen son şarkımız için üzerlerini değiştiriyor olmalılardı. Benim de yapmam gereken oydu aslında ama bunun için fazla halsiz gibiydim. Ama sonuçta bunu yapmam gerekiyordu ve bu yüzden de üzerimdeki tişörtü çıkartmaya çalışmış, çalışanların yardımıyla üstümü değiştirmiştim. Sağlık ekibimizin başındaki hyungla birlikte ayağa kalktığımda enseme seri hareketlerle masaj yapmaya başlamıştı. Başımı eğerek sadece biraz daha iyi hissetmeye çalışmıştım. Buradaki son günümüzün sonunu güzel bitirmek istiyordum.
Sahne girişine doğru yavaş yavaş ilerlerken arkamızdan gelen hyunglarımın sesini duymuştum. Namjoon hyung yanıma gelerek omzumu tuttuğunda başımı kaldırıp ona bakmamıştım. Evet, elimde olan bir şey değildi fakat açıkçası kendimi kötü hissediyordum.
"Jungkook, iyi misin?" Demişti ilgili bir şekilde. Ona yalan söylemekten başka bir seçeneğim olmadığı için başımı onaylar anlamda sallamıştım yere çömelirken. İyi olmadığımın farkındalardı ama muhtemelen hepsi fazlaca şaşkındı. Çünkü daha önceden de turlara çıkmıştık ve asla böyle bir şey yaşamamıştık. Bu yüzden ne yapacaklarını bilemiyor olmalılardı.
"Jungkook, yavaşla. Duydun mu? Yavaşla" demişti Namjoon hyung ve benimle birlikte ayaklanırken diğer hyunglara seslenmişti. "Kendinizi yaralamayın ve zorlamayın. Önemli olan tek şey sağlığınız"
"Son otuz saniye!"
Görevlinin, Namjoon hyungdan hemen sonra bize seslenmesiyle birlikte derim bir nefes alıp vermiş ve yönlendirildiği için önden giden Jimin hyungun peşinden gitmiştik. Hoseok hyung sırtımı sıvazlayarak yanımdan geçip sahneye çıktığında son kalan gücümü de bu son şarkıya adamıştım.
Nefes nefese, daha doğrusu nefes dahi alamadan sonlandırdığım performansımızla birlikte bayılacakmışım gibi hissetsem de son konuşmamız için üyelerin yanıma gelmesini beklemiştim. Kısa sürede toplanıp Namjoon hyungla başlayan son konuşmalarımız sırasında sadece nefes almaya odaklanmıştım. Hiçbir konserde olmadığı kadar kambur ve yorgun bir şekilde kollarımı birbirine bağlamış, hayranlarımıza gülümsemeye çalışıyordum.
Fazla halim olmadığı için uzun bir konuşma yapamamıştım. Tüm üyeler teker teker konuşurken ben sıramı saldıktan sonra sadece ayakta kalmaya çalışmıştım çünkü beynim ciddi anlamda hata veriyordu. Gözlerim kararıp duruyordu ve aldığım nefes ciğerime ulaşmıyordu bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İdol: taekook
Hayran Kurgu"Kararlarım beni iyi veya kötü yargılamanız için değil, istediğim hayatı yaşamak için varlar" 04.05.2019