2

38 11 20
                                    

Okul çıkışı Su'yla eve yürüyerek gitmeye anlaştık. Evlerimiz aynı apartmanda olduğumuz için beraber gidip geliyoruz. Bazen otobüsle, canımız isterse de yürüyerek giderdik. Ama yolun yarısı ara sokaklardan olduğu için tenha oluyordu. Sonrası işlek caddelere çıkıyordu. Ailelerimiz bu yüzden yürümemizi çok istemiyorlar.

Yine ara sokaklardan ilerliyorduk. Su bana izlediği bir filmi anlatıyordu;

"... Sonra bu Angelina'nın karşısına Arthur çıkıyor. Sen nasıl benim sevgilimle kavga edersin? Falan diyor."

Meraklı gözlerimi Su'ya dikmiş devamını bekliyordum.

"Sonracığıma Angelina dedi k- aa bağcığım çözülmüş."

"Angelina bağcığım çözülmüş mü demiş?" Kıkırdadım.

"Ha ha ha. Ne kadar komik."

"Jokere mi özendin kanka?"

"Devam edeyim mi, etmeyeyim mi?"

"Et et." Kafamı hızla aşağı yukarı salladım.

Durduk. Su çantasını bana verip tek dizinin üzerine çöktü. Bağcığını bağlamaya başladı.

"Böyle diz çöktürürler."

Yüzüme zafer gülümsememi takındım.

"Sen varya çok pisliksin."

Baygın bakışlarını bana çevirdi.

"Tamam tamam hadi devam et."

"İşte Angelina dedi ki : o kaşındı. Git ona neden kaşındığını sor."

Bağcığını bağladıktan sonra kalkıp çantasını benden aldı.

"Arthur iyice sinirlendi tabi. Angelina'nın üstüne doğru yürümeye başladı. Sonra bir ses duyuldu!"

Gizemli bakarak adamın taklidini yaptı.

"Rahat bırak onu."

"Kimmiş o?"

"Tabiki de Jonathan."

"Şaşırdık mı?"

"Hayır!"

"Eee... sonra?"

"Jonathan bu Arthur'u iyice pataklıyor işte."

"Ohh! İçimin yağları eridi. Ellerine sağlık Jonathan."

"Hoşgeldiniz bayanlar."

Bu ses ikimize ait değildi. Sesin geldiği yöne baktım. İki tane çocuk biraz ileride durmuş bize bakıyorlardı. Bir şey anlamadığımızı belli ederek Su'yla birbirimize baktık. Açıkçası biraz korkmuştum.

"Belinda'ya bulaşan hanginiz?"

"Biz Belinda'ya bulaşmadık. O bize bulaştı." dedim.

"Bu dejavu mu oldu?"

Su sadece benim duyabileceğim bir ses tonunda konuşmuştu.

"O zaman şöyle sorayım; Belinda'yı döven kim?"

"Ben." Elimi kaldırdım. "Canı biraz dayak çekmişti."

Çocuk kaşlarını çattı. Direk gözlerime öfkeyle bakıyordu. Ben de gözlerimi kaçırmadım. Korkmadığımı bilsin istiyordum. Yani en azından o öyle sansın. Çocuk bana doğru gelmeye başladı. Dizlerim titriyordu. Böyle tenha bir yerde bana öfkeyle bakan biri. Tam karşımda durdu. Hala birbirimizin gözlerine bakıyorduk.

sonsuza kadar (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin