12

19 7 5
                                    

Polisler Rüzgar'ı okulun karşısındaki karakola götürünce zil çaldı. Su'yla Tufan'ın nasıl olduğunu sormak için Egemen'lerin yanına gittik. Yanlarına oturup "selam." Dediğimde Su'da bana katıldı. Egemen'e dönüp "Tufan nasıl?" Diye sorduğumda "daha iyi." Cevabını aldım.

Şimdi sorsam "Rüzgar'ı sen mi şikayet ettin?" Diye yine tersler mi ki? Deneyeceğim. Tereddütle konuşmaya başladım.

"Egemen... Rüzgar'ı sen-" diyecek oldum ama Egemen'in bana attığı bakış beni susturdu.

"Cidden mi?"

"Ama 'büyük oynarım.' Demiştin. Bu sana bir fırsat."

"Yanılıyorsun. Ben böyle bir şeyi kast etmemiştim."

Gri gözleri gerçekten yapmadığını söylüyordu. Ya da iyi bir oyuncuydu. Diğerlerine bakıp "sizden biri de mi yapmadı?" Deyince hepsi kafasını olumsuz anlamda salladı. Su yerinde dikleşip "orada başka kimse yoktu ki. Sizden başka kim olabilir?" Dediğinde Egemen sadece omuz silkmekle yetindi. Benim de kafam yine allak bullak oldu...

Bahçenin içerisinde bağırış sesleri duyunca kafamı o tarafa çevirdim. Yine bir sinir krizi ve yine onu tutmaya çalışanlar.

"Yine mi?" Diyen Egemen'de tıpkı herkes gibi gri gözlerini olaya odaklamıştı. Neler oluyor böyle?

Okuldan çıkan müdür yardımcısı ve revirden gelen sağlık görevlisi çocuğu içeri sokmaya çalıştı. Herkeste ne bu sinir abi?

 ♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾

Okul çıkışı Su'yla okulun karşısındaki karakola uğradık. Tabi Su bu durumdan hiç memnun değildi. Rüzgar'ı hiç hazetmiyor. Her ne kadar Rüzgar'a olan güvenim kırılmış olsa da ben iyi Rüzgar' ı görmüştüm. Sanki bir şeyler dönüyor ve biz farkedemiyoruz. Ama ne?

Bir polisin rehberliğinde nezarete indik. Bir yandan yürüyor bir yandan Rüzgar'ın olduğu hücreyi arıyorduk. Herkes hayattan bezmiş görünüyordu. Genelde fimlerde hücredekiler soğuk havalı bakışlar atar ama burada... Rüzgar' a şuan acımadım değil.

Sonunda aradığımız yere gelince Rüzgar yine beni şaşırttı. Herkes hayattan bezmiş gibi dururken Rüzgar elleri ensesinde yatıyordu. Burada bile nasıl bu kadar rahat olabiliyor? Ben "Rüzgar." Deyince göz ucuyla bu tarafa baktı. Kalktıktan sonra yanımıza geldi ve "buyurun." Dedi.

"Egemen'e sorduk, yine şikayet etmediğini söyledi." Dedim.

Sanki çok komik bir şey söylemişim gibi bembeyaz dişlerini göstererek güldü.

"Yine buna inanacağımı mı sandınız?"

"Sence kesin o mu yaptı?"

"Hayır. Siz ikiniz yaptınız."

Duraksadım.

"Ne saçmalıyorsun."

"Sizi tanımıyoruz ve her olayda birden çıkıyorsunuz. Bu şüpheli. Sizden önce böyle şeyler olmuyordu."

"Biz öyle bir şey yapmadık."

"Nereden bilebiliriz? He? Nereden? Bizimle takılmalar, her olayın içinde bitmeler, Hamza haklıymış. Size nasıl güvendim bilmiyorum. Fırsatçılar. Nezaretteyim mutlu musunuz?!"

Su ileri atıldı ve "düzgün konuş be! Biz bir şey yapmadık dedik ya! Ama sana neden bunu kanıtlamaya çalışalım ki?" Diye haykırdı.

"Buraya beni çaresiz görmeye falan mı geldiniz?" Dedi Su'yu dinlemezcesine "öyleyse yanılıyorsunuz. Buradan çıkacağım."

sonsuza kadar (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin