Bu sefer de birşeyin çıkmamasına mutluydum. Geçen seferkinin aksine otoparka topluca gidiyorduk.
"Melek pamuk eller cebe canım." Dedi Ata.
"Çok egleneceğiz lan, heyecanlandım." Dedi kıvırcık zıplaya zıplaya giderken.
Ne ara içlerine girmiştik biz bu gizemli grubun? Hergün bunlar hakkında başka başka şeyler öğreniyorduk. 'Gizeminizi çözeceğim' diye düşündüm. Evet buna kararlıydım. Neyin içine girdiğimi bilmiyordum ama onların hakkında ki gerçekleri öğrenmek istiyordum.
"Evet, iki arabaya ayrılıyoruz." Dedi Bahadır.
Otoparka gelmiştik. Zenvo' nun yanında şık bir araba daha duruyordu. Bunlar bu arabaları nereden buluyorlardı?
"Sizi bebeğimle tanıştırayım." Dedi Ata. Akabinde sarı arabaya yaslandı.
"Bu arabanın markası ne, çok guzel." Dedim.
"Ona araba deyince alınıyor, demesen?"
"Ne?"
"O bir Lexus lfa. Kısaca sarı fırtına."
"Kısaca?"
"Düştüm. ikisine de." Dedi Su.
"Bunlar neden bizimle takılıyor?" Hamza'nın Rüzgar'a fisıldamasını duymuştum.
"Meleğin sözü var. Bir daha olmaz zaten." Dedi Rüzgar.
Bizi istemiyorlar mı? Bu Hamza denen çocuk ya arkadaşlarını kıskanıyor ya da yeni arkadaşlara karşı ön yargılı olmalıydı.
"Bu arabalar grubun sanıyordum." Dedi Su. Ona ben söylemiştim.
"Öyle. Ama bu araba-"
"Lexus lfa" diye düzeltti Ata Bahadır'ı.
"Lexus lfa'yla aralarında ayrı bir bağ var."
"Nasıl yani?" Dedim.
"Siz bunu anlayamazsınız. Biz aramızda ki bağı hissediyoruz. Degil mi bebeğim?"
Arabayla konuşuyordu. Aklı ne ile çalışıyor acaba? Kıkırdadım. İki arabaya bölünüp bindik. Birini Ata diğerini Rüzgar sürüyordu. Diğer arabayı denemek istediğimle ilgili birşeyler geveleyip Lexus lfa'ya bindim. Su'da yanıma bindi. Yolda yarış falan olmadı. Sakin sakin (!) Vardık. Ata son ses müzik açmıştı orası ayrı.
Mağazaya girdiğimizde kıvırcık heyecanla "ne ısmarlayacaksın bize Melek?" Dedi. Ata meleğe bakıp "hepimize birer tane tişört ısmarlayabilirsin, sorun değil yani." Demesiyle Melek ciddi bir ifadeye büründü. "Onca tişörtün var, onlar nereye gitti Ata bey?" Dedi. Ata kendini savunmak ister gibi "tişörtlerime laf yok. Onları hala seviyor-" diyecek oldu ama Melek sözünü kesti.
"O zaman git onları giy." Demesiyle Ağa'nın yüzü asıldı.
Kıvırcık heyecanla bize dönüp "tişört demişken, tişört giyme yarışması yapacağız değil mi?" Diyince Ata'da ona katıldı. "Tabiki!"
Melek gözlerini kırpıştırarak masum masum baktı. "O tişörtler yırtılır mırtılır bana ödetmeye kalkarsanız onları size yediririm haberiniz olsun."
En sonda olduğum için kafamı öne uzatarak kıvırcığa baktım. "Tişört giyme yarışması mı?" Dedim. Kıvırcık aynı heyecanla yerinde zıpladı. "Evet!" Dedi.
"Hadi starbucks'a gidelim." Demesiyle Meleğin herkes ona baktı.
"Vaay! Turnayı burnundan vurdun aferin." Dedi kıvırcık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sonsuza kadar (Tamamlandı)
Teen FictionRuhları ve akılları aynı noktada buluşmuş iki insan; Anka ve Su. "sonsuza kadar" dediler, "sonsuza kadar dostuz." Maceralarını, hayallerini, üzüntülerini, sevinçlerini birlikte yaşayan iki dost. "bu sonsuzluk işareti bizi temsil etsin." dedi Su, "On...