14

22 5 15
                                    

*Anka*

Teneffüs' ün bittiğini belli eden zil çalarken Egemen ve Rüzgar hala ortalarda yoklardı. Korkum, ikisini çoktan birbirine girmiş olmasaydı. Gözüm Su'ya takıldı. O da gözü yerde düşünceler peşinden koşuyordu. Normalde aksiyon ve macera arayan biz, birbirimize maceradan zaman ayıramıyor olmuştuk. Tenefüslerde hunharca tıkınır, ona buna laf atıp sinir eder veya müzik dinlerdik. Rüzgar'ın sınıfı ilk geldiği zaman hatırladım. Ona hunharca bağırışım... O gün değişmişti hayatımızdaki rutin.

Bahadır'ın Su'ya bakarak konuşması düşüncelerimi kovaladı.

"Su, annen kızdı mı? Özür dilerim, ben sadece endişelendiğim için...

"Sorun değil Bahadır."

"Ben gerekli uyarıyı yaptım." Dedim ve kolumu Su'nun omzuna atarken Bahadır'a göz kırptım.

Kıvırcık iç çekerek "ben merak ediyordum da..." Demesi ile hepimiz ona döndük.

"... İnsanlar 'tüylerim diken diken oldu' der, eğer bazı hayvanlar konuşabilseydi 'kıllarım diken diken oldu' mu diyecekti?"

Herkesin ciddi bir konuşma beklediği anda bu olmadı be...

"Al işte, sonra neden kızlar bize bakmıyor." Diye sitem eden tabii ki Ata'dan başkası değildi. "Hep bunun yüzünden."

Melek saf saf etrafı bakarak "ben şu an hayat sorguluyorum." Dediğinde kıkırdadım.

Biraz sonra Rüzgar ve Egemen binanın arkasından çıkıp yanımıza geldiler. İkisini de süzüp bir hasar olmadığını görünce kavga etmedikleri kanaatine vardım. Hayret! İki grup ayrıldıktan sonra herkes Rüzgar'dan bir açıklama bekliyordu. Rüzgarda bir açıklama beklediklerini anlamış olacak ki konuşmaya başladı:

"Öncelikle bu sorun çözeceğim. Belli bir zaman lazım. Konuştuklarımızı şu anlık söylemeyeceğim."

Herkes şaşkınlıkla bakarken ne hissettiklerini anlayabiliyorum. En azından empati ile. 'bizim suçumuz ne?' diyen olsa da aralarında ajan varsa söylememesi en doğru olandı.

Rüzgar "alınmaca yok." Diyip göz kırptı. Birden kalbimin teklemesine anlam veremedim. Ne oluyor be?! Niye tekliyorsun hayırdır?

Herkes teker teker okula doğru yürümeye başlayınca ben de yürümeye yeltenmiştim ki kulağımda sıcak bir nefes hissedip duraksadım.

"Beni izlediğini de söylemeyeceğim."

Gözlerim sonuna kadar açıldı. Bir anda yüzüm Alev Alev yanmaya başlamıştı.

"N-neyden... B-bahsediyorsun?"

ben kekeleyerek konuşmaya çalışırken o grubuna yetişmişti bile.

"Ne oluyor? Yüzünün hali ne?"

Su'nun sesini duyunca irkildim.

"Hiç!"

♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾

Ders başlamış ancak içimdeki kıpırtılar hala tamamen Durulmamıştı. Kalbimse kendini şaşırmış bir şeyler olmuştu. Kendini bozdu hep. Zamani kalpleri (!)

"Kes artık." Dediğimde yanımdaki inek Ebru garip garip suratıma baktı. Bir şey olmamış gibi ona bakmadan dersi dinlemeye devam ettim. Ama aklıma veremiyordum. Ebru'da önüne dönüp dersi dinlemeye devam ettiğinde kafasını derse verdiği anlaşılıyordu.

"Anka bu soruyu sen çözeceksin."

Hocanın sesi ile irkilip düşüncelerimden sıyrıldım. Kafam artık kesinlikle dersteydi. Ders matematikti değil mi ya?

sonsuza kadar (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin