"K-kaan -geliyormuş"dedim.
Ardından gözümden bir yaş akarak...
*
*
*Kaç dakika boyunca birbirimize baktık bilmiyorum ama durumun ciddiyetini Buğra bile anlamış olucak ki yaptığı salak esprilerini bize sunmayı tercih dahi etmeyip ciddi bir şekilde masaya dalmış birşeyler düşünüyordu.
Giray'ın ağızında birşey gevelediğini duydum.
"Hay s*keyim böyle işi"dedi sinirli bir biçimde.
Aynı şekilde Sude de söyledi.
"Gerizekalı geldi yine"diye.
"Napıcaz peki?"dedi Efsa dolmuş gözleriyle.
Buğra sinirle araya girdi.
"O şerefsiz çocuğun tekrardan kardeşimizi üzdüğünü görmicez. Buna izin veren olursa en adi o**spu çocuğudur. Herkesten önce ben hallederim abi haberiniz olsun!"dedi.Onu ilk defa bu kadar sinirli ve ciddi olduğunu görüyordum. Asla ciddi olabilen biri değildi normalde.
"Öyle birşey olmicak Buğra. Beni bu saatten sonra hiçbir şekilde üzemicek.
Bir daha o aptallığı yapmam. Yapmaya çalışırsam zaten buna izin vericek birilerini tanımıyorum. Beni gerçekten çok sevdiğinizi biliyorum."dedim buruk bir tebessüm ile her birinin elini alıp elimin üstüne koydum.Hepsi hafifçe gülümsediler.
Sahte olduğunu biliyorum.
Çünkü benim gözlerim doluyken onların gülmesi saçma olurmuş öyle demişlerdi.( 2 sene önce)
*
*
*
*Okulun arkasına koşarak gittim.
Ağladımı kimse görmesin, kimseyi mutlu etmeyim diye.
Yine Kaan için ağlıyorum...
O aptal zengin çocuğun beni üzmesinden nefret ediyorum.
Ben bunu hak etmiyorum.Ayaklarımı bağdaş şekline sokup duvara yaslandım. Kafamı ise bacağıma koydum.
Ağlama Eslem!
Hepsi geçicek Eslem!
Kendine bunu yapma Eslem!
Bunları hak etmiyorsun, onları mutlu etme Eslem!
Diye geçirdim içimden.Tam o sırada yanıma koşarak gelen tipleri gördüm.
Canlarımı.
Kardeşlerimi.
Bitanelerimi.Hepsi endişeyle yanıma gelip çöktüğünde Buğra her zaman olduğu gibi yine başımı göğsüne bastırdı.
Her zaman olduğu gibi...
"Biliyorduk burda olduğunu"dedi Efsa soluk soluğa.
"Geçicek canım, geçicek kardeşim, geçicek söz veriyorum!"dedi Buğra.
"Söz veriyoruz!"diye aynı anda tekrar söylediler.Biraz kendime gelince göğsünden uzaklaştırıp yüzüme yapışan saçları düzelten Buğra tekrar konuştu.
"Seni böyle görmeye alışık değilim, alışık değiliz anla artık şunu kızım.
Biz bir bütünüz. Aynıyız. Ayrılamayız.
Sen ağlarken biz gülemeyiz. Çünkü bir bütünüz. 1 can da 4 kişinin bir olduğunun göstergesiyiz kızım.
Lütfen artık kendini üzme o şerefsiz çocuk için. Değmiyor. Değmez. Bu hep böyle kalıcak. Değişmicek. Ağlama tamam mı! Lütfen! Biz seninleyiz! Hep böyle kalıcaz! Düştüğünde kaldıran değil! Düşmene izin vermeyen kardeşler olarak kalıcaz!"dedi yüzümü avuçlarken.Efsa ve Sude'ye de baktığımda gözlerinden sessizce yaşlar akıyordu.
Buğra'nın ise gözleri doluydu.Şaşırmamıştım.
"Siz hep benimle olun. Olur mu? İyi ki varsınız. Sizi çok seviyorum."dedim kucağımı açarak.
Hemen bana doğru gülümseyerek boşluğu doldurdular.
"Biz de seni kuzuuuu"dediler gülüşerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umut Yolu
Teen FictionKoca bir yol düşün, yanında o var. O yol sana iyilikte getirir kötülükte. Yara da getirir, derman da. Mutluluk da getirir, hüzün de. Ama sen o yolu o'nunla her şeye rağmen yürürsün. Güç bulursun kendinde. Bir heyecan bir telaş takılı verirsin bir ç...