Sabah uyandığımda güneşli güzel bir gün ile karşılaştım. Bugünün ve bundan sonraki tüm günlerimin bu kadar güzel olmasını istiyorum.
Bugün nasıl geçicek hiç bir fikrim yok ama içimde çok büyük bir korku var.
Nedensizce,sebepsizce korkuyorum.
Kendim için değil,
Giray için.Tam kalkmak istemişken bir çift ağır kol buna engel oldu.
Bir dakika.
Bir dakika.
Yanımda kim yatıyor?
Bu karnımın üstündeki eli, başı omzumda duran güzel kokulu bey de kim?Sağ tarafıma baktığım gibi bir güzel surat gördüm.
Hadi tahmin edin kim sizce?
Doğru tahmin.
Giray dediğinizi duyar gibiyim.
Giray.
Giraycığım.
Gamzelim.
Benim Gamzelim...İyi de ne arıyor acaba yanımda yatarak?!
Sessizce fısıldamaya çalıştım ev sakinleri uyanmasın diye.
"Giray!"
"Giray kalksana ya ne arıyorsun burda?!"
"Hey kime diyoruum!"
"Fısıldamana gerek yok güzelim annemgil gemi turuna çıkıcakları için sabah 06.00 da kalkıp gitmişler abimgil kahvaltı hazırlıyorlar aşağıda."dedi normal çıkan sesiyle.
"Sen nerden biliyorsun? Niye beni uyandırmadılar ki?"dedim kaşlarımı kaldırarak.
"Abimgili uyandırmışlar bizim uyuduğumuzu görünce dokunmak istememişler. Bana da onlar söyledi zaten."dedi hafif uykulu sesiyle.
"Sen ne geziyorsun acaba burda ablamgil görürse yanlış anlar!Kalksana!"dedim itmeye çalışarak ama malesef başarılı olamayarak.
"Ecem abla dedi zaten git kaldır Eslem'i kahvaltı yapıcaz diye"dedi daha çok bedenimi kollarına sararak.
"He sende beni uyandırmak yerine yanıma yatıp uyumanın daha mantıklı olduğunu düşündün öyle mi?dedim tatlı sinirimle.
Onaylamaz ses çıkardı dudaklarının arasından.
"Hayır güzelim senin o güzel yüzünün her zerresini ezberleyip, beni mest eden, huzur bulduğum kokunu içime çekerek günümü güzelleştirmek istedim. Hata mı etmişim?"dedi burnumu sıkarak.Kafamı salladım.
"İyi düşünmüşsün o zaman canım.
Sonuçta gününü güzelleştirdiğin kişi sadece sen olmamışsın."dedim kollarına sarılarak."Eslem?"dedi o güzel sesiyle.
"Mmm??dedim.
"Biz hep böyle kalsak ya.Nolur sanki sonsuza kadar kokun üstüme sinse. Yanımda olsan. Senin başına birşey gelicek telaşına kapılmadan yanı başımda kollarımın arasında hissetsem. Seni kaybetmekten korkmadan yaşasam.
Ben sana çok alıştım be fıstığım. Sen gidicem desen ben seni nasıl bırakırım?Ne derim sana?
Git diyemem ama kal demeye de hakkımda yok.
Sadece yıkılırım hayat sevincim, yaşama sebebim olmaz. Ruhumu alırsın sen benim. Kalbimi güzelleştiren güzelim. Hiç gitmesen hep burda kalsan olmaz mı?"dedi kalbini göstererek.
Ona doğru döndüm, elimi dudaklarına koyarak"Şştt o nerden çıktı güzel göz. Ben hiç bir yere gitmem. Sensiz gitmem. Seni bırakıp da bir adım atmam sen zaten benimlesin bak burdasın,burdayım"dedim kalbimizi göstererek.
"Hiç insan kendini unutur mu güzel gözlüm. Unutmaz. Unutamaz. Ölür o zaman insan ruhu olmaz, kalbi olmaz,gülüş sebebi olmaz..."dedim gözümden yaş damlayarak.Göz yaşımı sildi.
"Korkuyorum...
Bırakıp gitmenden korkuyorum. Ben sensiz naparım ufaklık.Ben seni,
ben kendimi nasıl yeni bulmuşken bırakırım, ben senden başka yarama merhem istemem, olsun varsın sen bana yara ol gel. O gelişin bile ayrı güzel olur bambaşka çiçek açar orda ama nasıl koparılıp ayrılırım senden. Bırakmak istemiyorum. Sana alışmışım ben ,senden gitmek istermiyim. Seni elimden almalarına izin verir miyim."dedi sonlara doğru kısılan sesiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umut Yolu
Teen FictionKoca bir yol düşün, yanında o var. O yol sana iyilikte getirir kötülükte. Yara da getirir, derman da. Mutluluk da getirir, hüzün de. Ama sen o yolu o'nunla her şeye rağmen yürürsün. Güç bulursun kendinde. Bir heyecan bir telaş takılı verirsin bir ç...