Hello, Mr. Kim
25. Bölüm
Park Jiwoo'nun oğluna uyguladığı şiddet nasıl olduysa basına yansımış ve böylece Kim Taehyung'un gizemli sevgilisi öğrenilmişti. Jimin'in hastaneden çıkacağı zaman gazeteciler hastane kapısının önünü sarmış ve taze haberler için bekliyorlardı.
Taehyung bu süreçte sevgilisini hiç bir zaman yalnız bırakmamış sadece o uyuduğu zaman eve gitmiş, duş alıp kıyafetlerini değiştirmişti. Onunla beraber kalmıştı ve ailesiyle de gayet iyi anlaşmıştı.
Wonho, Jimin'i ilk gördüğünde kendine hakim olamamış ve ağlamaya başlamıştı. Jimin de ona dayanamamış ve Jimin de ağlamaya başlamıştı. İki dost birbirlerine sarılıp ağlamışlardı. Ardından Takuya gelmiş ikisini sakinleştirmişti ve böyle bir olay yaşanmamış gibi devam etmişlerdi. Bu üçü için en iyisi olacaktı. Üstelik Wonho'nun babası da Park Jiwoo ile bağlarını kesmişti.
Büyükbabası ve büyükannesi ise Seul'deki evlerinde kalmışlar aynı zamanda Jimin'i yalnız bırakmamışlardı. Özellikle Park Chanho hastanenin en iyi doktorlarını ayarlamış ve kontroller iki katına çıkmıştı.
Annesi ise bu süreçte hastaneye gelmemişti daha doğrusu gelememişti. Hem utanıyordu hem de eşinin baskıları buna izin vermiyordu. Park Chanho sayesinde elindekiler gitmişti ve bu ikisi için de bitmekti. Evli çift parayı severdi ve elindekiler gitmiş hatta polis Park Jiwoo'yu göz altına almıştı. Fakat Jimin babasından şikayetçi olmamış sadece uzaklaştırma kararı istemişti. Babasıyla bir daha görüşmek istemiyordu.
Jimin'in taburcu olmasına bir kaç saat kala koridorun başından bir kız gözüktü. Sakin adımlarla çevreyi süzerek geliyordu. Jimin'in odasının kapısını çaldıktan sonra gelen komutla içeri girdi. Jimin gelen kişiyi görünce şaşırmıştı. Açıkçası beklemiyordu.
"Geçmiş olsun, oppa." gelen kişi Jimin'e mektuplar yazan Do Hyerin'di.
"Teşekkür ederim." endişeliydi Jimin. Taehyung ikisine kahve almaya gitmişti ve birazdan burda olurdu. Hyerin'i burda görürse ne olurdu kestiremiyordu Jimin.
"Nasılsın? Haberleri görünce deliye döndüm resmen!"
"İyiyim, Hyerin ama gitsen daha iyi olur." şaşırmıştı kız. Beklemiyordu bu tepkiyi.
"Ne? Neden? Yoksa meşhur sevgilin mi kızar?" o da öğrenmişti Taehyung'u. O sırada içeriye Taehyung girdi. Elinde tepsi vardı ve tepside kahve ve bir kaç atıştırmalık vardı. Odada ki tanımadığı insana garip garip bakmış ve tepsiyi masaya koymuştu. Jimin'in yanına gidip şakağından öpmüştü daha sonra da.
"Hoş geldiniz? Kimdiniz?" sesi soğuk ve mesafeliydi.
"Ben, Do Hyerin. Jimin'in okuldan arkadaşıyım," diyip göz kırptı. Amacı Taehyung'u delirtmekti. Eh yanılmamıştı. Taehyung hafif bir sinirle bakmıştı.
"Hımm, öyle mi? Jimin hiç bahsetmemişti."
"Eh şey, bahsetmez tabii. Kim bahsederki mektuplardan." şimdi anlamıştı Taehyung. Sinirle nefes aldı. Şu anda kızı odadan kovmak istiyordu.
"Ya? Demek o kız sensin?"
"Siz, biliyor muydunuz?" alayla güldü Jimin.
