Hello, Mr. Kim
6. Bölüm
Öğle arasıydı. Park Jimin, Shin Wonho ile yemek yerken aynı zamanda farklı farklı konulardan konuşuyorlardı.
"Jimin, seneye eve mi çıksak acaba?" diye fikir attı ortaya Wonho.
"Olabilir aslında da sen Takuya ile çıkmak istemez misin?"
"Sen benim için her zaman önceliklisin. Hem oda gelir yaşar bizle ne var?"
"Mantıklı aslında. Gerçekten de artık Park evine katlanamıyorum," diyip suyundan büyük bir yudum aldı Jimin.
"Şu bir kaç ay geçsin de kurtulalım istiyorum."
"Peki ya, Park Jiwoo? O izin verir mi?" alayla gülümsedi Jimin.
"Umrunda olur mu sence?" bişey diyememişti Wonho. Park Jiwoo, parayı severdi, başka bir şeyi değil.
"Of şimdiden heyecanlandım," demişti Wonho konuyu değiştirmek amacıyla.
"Bu dönem biter bitmez taşınalım!" gülmüştü Jimin onun bu hallerine.
"İyi de dönemin bitmesine daha 3 ay var?"
"İyi işte 3 ayda evi hallederiz. Eşyaları falan." göz devirmişti Jimin.
"Haberim yokken evleniyor muyuz acaba?" demişti. Wonho yüzünü buruşturmuştu.
"Siktir ordan! Seninle mi evlenirim ben?"
"Park Jimin'im ben tatlım. Sevimli, melek yüzlü aynı zamanda seksi olan ben? Herkes kapımda," demişti egoyla.
"Onlardan da birisi Kim Taehyung işte." Jimin donup kalırken Wonho kahkaha atmıştı. Çok eğleniyordu.
"Ya neden öyle diyorsun?"
"Çünkü öpüştünüz? Doğru insanı bekleyen kişi seni öptü? Demek ki doğru insan Park Sevimli melek yüzlü aynı zamanda seksi Jimin'miş." Jimin kıpkırmızı olurken ayağa kalkmış ve sinirle Wonho'ya bakmıştı.
"Gidiyorum ben!" yemekhanenin çıkışına ilerlerken Wonho gülerek onu takip ediyordu.
Jimin, 15 dakika sonra başlayacak İngilizce dersi için dolabından kitaplarını almak için dolapların olduğu koridora girdi. Bu koridor genelde sevgililerin cilveleştiği koridordu. Her köşede sevgili bulmak mümkündü. Dolabının önüne geldi ve şifreyi girip açtı. Dolabı açmasıyla pembe kokulu bir zarf düşmüştü dolaptan. Şaşkınlıkla eğilerek mektubu aldı ve etrafına baktı başkasına aittir diye. O sırada Wonho yanına geldi.
"Jiminne? O ne?" diyip elindeki zarfı aldı.
"Bilmiyorum dolabımdan düştü. Yanlış dolaba koydular sanırım," diyip dudak büzmüştü. Wonho zarfı ters çevirince güzel bir el yazısıyla Park Jimin yazıldığını gördü.
"Yoo, basbaya senin adın yazıyor burda." Jimin kitaplarını aldıktan sonra zarfı Wonho'nun elinden aldı ve sınıfa ilerdi.
Birisinin ona pembe zarflı kokulu mektup vermesi onu utandırmıştı.
Sınıfa girdikten sonra her zamanki yerine geçti ve bir kaç saniye sonra Wonho gelmişti bile.