...

1.3K 17 2
                                    

  Eve gelmiştim.İrem de benimleydi. Kız ağlamaktan perişan olmuştu. Ailesinin onu böyle görmesini istemediği için bir süre bizimle kalacaktı.

  Misafir odasını hazırlaması için Merve'ye söylemiştim. Ben de mutfağa geçip kahve yaptım ve İrem'le terasa çıktık. Ne diyeceğimi de tam bilemiyordum ama konuşmaya başladım:
- İrem. Evet çok üzüldün biliyorum ama eninde sonunda Mert geri dönecek. O seni çok seviyor.
İrem :
- Ya dönmezse. Mert güvene dayanan bir ilişki istiyordu. Bense arkasından çevrilen bir oyunla hayatına girdim.

İrem de haklıydı ama kızı böyle yüz üstü bırakamazdık. Şuan aklıma bir şey gelmiyordu. O sırada Merve yukarı geldi:
- Oda hazır.
- Tamam. Sağol. İrem hadi yat uyu dinlenmen lazım.
İrem hiç bir şey söylemeden kalktı ve odaya gitti. Onun uyuduğundan emin olduktan sonra odama çıkıp Duru'yu aradım. Duru:
- İrem nasıl?
- Kötü. Ağlıyor. Yattı şimdi. Uyuyor.
- Belki sabah daha iyi olur. -Bizim Mert'le konuşmamız lazım.
- Evet ama konuşamıyoruz. Özge'ler yanımızda. Kutay arıyor. Açmıyor.
- Sizde misiniz?
- Evet. Gel sen de Göktuğ'yla.
- Göktuğ gelmez şimdi. Yolda çok sinirliydi bana. Ben yarın konuşurum onunla. Şimdi ben geliyorum.
- Tamam.

Aşşağı indim ve mutfakta bir şeyler hazırlayan Merve'ye:
- Ben çıkıyorum. Bir saate gelirim. İrem'e dikkat et lütfen. Bir de annemler gelirse. Ailesi yurt dışındaymış Zeynep getirdi dersin.
Merve:
- Tamam. Sizin nereye gittiğinizi söyleyeyim mi?
- Söyle. Duru'ya gidiyorum. Bir de siz değil sen. Kaçıncı oldu.
- Peki.

           ...
- Duruların terasına çıktım. Duru:
- Hoş geldin. İrem bir şey dedi mi?
- Hayır. Burada olduğumu bilmiyor.
- Peki. Ne içersin.
- Şarap var mı?
- Rose, kırmızı ?
- Kırmızı. Sağol.
Kutay:
- Mert açmıyor.
- Kızgındır şuan.
Özge;
- Nasıl olsa yarın okula gelecek. Siz de aynı derstesiniz. Eninde sonunda göreceksiniz.
Kutay:
- Aşkım doğru diyorsun ama okula gelir mi ki?
Özge:
- Niye gelmesin.
- En güvendiği arkadaşları arkasından oyun çevirdiği içindir belki.

           ...

- Neyse ben eve gidiyorum. İrem'e bakmam lazım okulda görüşürüz.

  Evden çıktım ve Göktuğ'yu aradım. Açmadı. Ben de eve gittim.

            ...
  
  Alarmlar beyinimde ötüyordu. Dün ki şarap biraz fazla gelmişti. Kendimi kaldırdım ve aşağı indim. İrem masada oturuyordu. Annemler yiyip çıkmışlar. Ben de masaya oturdum:
- Nasıl oldun.
- Biraz daha iyi.

Kahvaltı ettik ve okula gittik. Kafeteryada Mert, Göktuğ ve Kutay hariç herkes oradaydı. İrem:
- Hadi Mert neyse Göktuğ, Kutay nerede?
- Göktuğ bana kızgın ama Kutay'ı bilmiyorum.
Özge:
- Şarap dokundu. Hastalanmış.
- Hmmm. Çıkışta gideriz ona.
- Olur.

Derse girdik. Sürekli etrafa bakıyorduk ama Mert'i göremedik. Derste sıkıcıydı zaten. Hepimiz çaresiz kalmıştık.

Dersten sonra bahçeye çıktık. Bizimkiler oturuyordu. Ceylin:
- Sizin gelmenizi bekliyorduk. Bir planımız var.
Duru:
- Umarım Mert'i bizden daha da uzaklaştırmaz.
- Hayır. 3 gün sonra Mert'in doğum günü. Sürpriz parti hazırlayalım.
Hilal:
- Kanka sizin kafeye hazırlarız.
Özge:
- Mert'i oraya nasıl getireceğiz.
- Özge doğru söylüyor. Bize gelmez. Onun evinde yapalım.
Kaan:
- Erken gelirse.
Buğra:
- Ailesine söyleriz. Sitenin tesisine giderler. Bir şey için eve gönderirler.
Ceylin:
- Olur. Çok güzel. Benim derse gitmem lazım. Çıkışta Kutay için bekleyin beni.
Özge:
- Bizim de dersimiz var zaten. Tekrar konuşuruz.

            ...

Saat 5'e geliyordu. Üniversitenin otoparkında buluştuk. Kutay'ın evine gittik. Kapıyı Sinem açtı. Kutay'ın kardeşi. Bizi çok sevmiyor. Sinem:
- Abi. Özgeler geldi.
Dedi ve gitti. Kaan:
- Aranız hala aynı galiba.
Özge:
- Ne demezsin.
Kutay'ın odasına çıktık. Midesi hala kötüymüş. Biraz oturduktan sonra:
- Benim gitmem lazım. Göktuğ hala açmıyor telefonumu.
Özge:
- Tamam canım. Ben bu gece buradayım. İstersen gelirsin.
- Tamam.

            ...

NEDEN OLMASIN Kİ?  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin