Biz bir karar verdik ...

359 9 8
                                    

  Uyandım saat 7'ydi. Göktuğ yanımda yatıyor ve kasıklarım ağrıyor. Kendimi zar zor kaldırdım ve lovoboya attım. Duştan çıktıktan sonra büyük ihtimalle Göktuğ'nun olan havluyu üstüme sardım ve dışarı çıktım. Göktuğ yatağın üzerinde beni bekliyordu ve yarı çıplaktı. Ben de havluyu attım ve kucağına oturdum.
- Günaydın.
- Sana da sevgilim.
- Göktuğ bir şey sorucam annenler...  annemler evde mi?
- Evet evdeler.
- Aşkım sen gece eve kız attın. Ve şimdi yanlarına mı gideceğiz.
- Bir kere sen sıradan bir kız değilsin. Ve sanki annem ya da babam seni eve attığım için kızar. Müstakbel karımsın.
- Ama müstakbel karının ailesinin benim Sex yaptığımdan haberi yok.

Sarıldım ve kucağından kalktım. Dolabı açıp üstüme bol gelen tişörtlerden birini aldım. Altıma da dün giydiğim şortu giydim ve aşağı indim.  Ebru Anne;
- Günaydın.
- Günaydın.
Göktuğ:
- Günaydın.

Göksu'nun yanına oturdum ve bir şeyler atıştırdım. Çıkarken yarın akşam için onları yemeğe davet ettim. Annemler de bu gece gelecekti zaten.

Arabaya bindim ve guruba mesaj attım:
- Bu akşam hepiniz kafeye geliyorsunuz. İtiraz kabul etmiyorum. Hepiniz. Saat 7.30 da.

Göktuğ:
- Çocuklara akşam mı açıklarız.
- Olur. Annemleri de o yüzden davet ettim zaten söyleriz. Bir an önce bir şeyler olsun istiyorum.

Kafeye gelince mutfağa gittim ve bir şeyler yapmaya başladım. Her şey güzeldi. Abimleri de yemeğe davet etmem lazımdı. Onlara söylemezsem olmaz zaten. Göktuğ'yu gerçekten çok seviyorum. O benim bir tanem. Onunla kendimi tamamlanmış hissediyorum. Beraber yaşamakta o kadar heyecanlı ki. Zaten bir değişiklik olacağını sanmıyorum. Haftanın 5 günü onların evinde uyanıyorum.

.............................

Saat 5 oldu çok yoruldum. Elimde ki siparişi bitirip Göktuğ'nun yanına çıktım. Göktuğ:
- Aşkım. Bu ne hal. Yüzün düşmüş.
- Çok yoruldum. Hiç enerjim kalmadı.
- Hmm. Enerji verebilirim istersen.
- Eee. Nasıl olacakmış o.
- Şimdi şöyle aşkım. Sen bizim eve geliyorsun. Sonra ben seni ...
- Pislik... Kalk cezalısın.
- Ne?
- Cezalısın... Mutfağa hadi.
- Zeynep ben ne anlarım mutfaktan. 
- Bana ne. Cezalısın. Hadi.

Sonunda aşağı iniyordu. Tabi biraz zorlama ve çekiştirmeyle. Akşam yapılacakların listesini çıkardım ve Göktuğ'ya nasıl yapacağını anlattım. O ufak tefek işler yaparken ben de yanında bir şeyler pişiriyordum.

Saat böyle ilerledi. 7 gibi masa hazırdı. Bir 15 dakika sonra bizimkiler gelmeye başladı. Özge, Kutay, Hilal, Buğra, Ceylin, Deniz, Duru, Sinan, Mert, Bernis (Çok tatlı bir kız...) Kaan, Ceren ( Yeni yeni takılmaya başladığı kız.). Uzun zaman sonra beraber yemek yiyorduk.

Saat çok hızlı geçti. Sanki birbirimizi hiç görmüyormuş gibi bir özlem vardı üzerimizde. Sonun da Göktuğ :
- Evet. Şimdi şöyle biz bir karar verdik. Biz Zeynep'le eve çıkıyoruz.
Özge:
- Ne? Siz ne yaptığınızın farkında mısınız?
- Evet farkındayız. Birbirimizi seviyoruz. Beraber yaşamaktan daha garip ne var.
Özge:
- Aynı eve girince bir şeyler değişir. Bunun farkındasınız değil mi?
Kutay:
- Aşkım... Sakin ol. Niye bu kadar sinirlendin ki?
Özge:
- Çünkü sonra Zeynep'in üzülmesini istemiyorum.
Göktuğ:
- Ne? Ben Zeynep'i üzüyor muyum?
- Ya Allah aşkına. Sen bu kızı aldattığında ne yaşadığını biz biliyoruz sen değil.

Özge'nin böyle bir tepki vereceğini hiç düşünmemiştim. Hem de hiç. Ama bir yandan da haklı gibi. Bilmiyorum kafam çok karışık.

- Özge yeter!
Özge:
- Ne? Yalan mı Zeynep. Sen mutlu görünmeye çalışsan da biz senin ciğerini biliyoruz ya. Mutsuz olduğunu, kendini içten içe yiyip bitirdiğini biz biliyoruz. Barışmanı da desteklemedik zaten. Ama sen barıştın. Kaç yıllık arkadaşımız dedik arkanda durduk. Şimdi aynı eve taşınıyorsunuz. Biz yine sessiz kalmayacağız. En azından ben bu sefer susmuyorum. Göktuğ seni üzüyor. Anlamıyor musun?

Göktuğ:
- Özge sakin olur musun. Ne kadar alkol aldın? Gerçekten iyi değilsin.

Özge:
- Doğruları söylemek için illa alkol mü almak lazım. Ben yaptıklarını hep yuttum. Zeynep benim en yakınım. Kardeşim... Artık susmuyorum.

Deniz:
- Tamam. Sakin olun. Özge otur. Göktuğ sen de... Kafayı mı yediniz siz! Yaptığınız şeye bakın. Herkes kendi kararını veriyor. Özge sen de konuşucaksan bire bir konuş. Bizim yanımızda değil.

Uzun bir sessizlikten sonra vedalaşıp dağıldık. Moralim yerle bir olmuştu. Belki de Özge doğru söylüyordur. Nereden bile bilirsin ki yine aynı şeylerin yaşanıp yaşanmayacağını. Uffff kafama böyle şeyler sokmayacağım.

Ofiste oturan Göktuğ'nun yanına çıktım.
- Sevgilim.
- Efendim tatlım.
- Sana ihtiyacım var. Otele gidelim.
- Emin misin? Sarhoş gibisin.
- Eminim. Daha fazla konuşma hadi.

.............................

NEDEN OLMASIN Kİ?  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin