Kafeteryada

1.6K 19 3
                                    

  Okula gelmiştik. Doğruca kafetryaya gittik. Zaten biraz daha oyalansaydık. Bizimkiler meraktan ölecekti. Büyükçe bir masaya oturmuşlardı. Yanlarına gittik:
- Selam...
Hilal:
- Hanımefendiler ve beyfendiler gelebilmişler sonunda.
- Uzun bir gece oldu. Amma abarttınız siz de. Daha ilk derslerimiz başlamadı bizim.
Mert:
- Uzun bir gece derken. Herkesin merak konusu bu.
Göktuğ:
- Size ne be.

   Bizimkilerin saçma sapan konuşması böyle giderken. Ben de İrem'e mesaj attım:
- Kafeteryaya gel. Mert de burada.
- Geliyorum.
  Bir süre sonra İrem geldi. Ve yakında ki masalardan birine oturdu. Ceylin:
- Aaa İrem.
Dedi ve el salladı. Mert'te oraya baktı:
- Kim o kız. Güzelmiş.
Ceylin:
- Bizim bölümde. Adı İrem iyi bir kızdır.
- Hmmm.
Mutlu olmuştuk çünkü Mert'in İrem'i beğendiği her halinde belli oluyordu. O sırada Duru:
- Kahve alalım mı?
- Olur ayılmam lazım zaten.
  Masadan kalkıp kahveleri söyledik beklerken de Duru yine o mükemmel soruyu sormuştu:
- Uzun geceden kasıt neydi?
Özge:
- Kesin içmiştir yine bu.
Devam ettim:
- Yok içmedim. Zaten Göktuğ izin vermiyor.
Hilal:
- İyiki de vermiyor. Yoksa sen kendini kaybederdin zaten. Neyse uzun gece ne demek.
Ceylin:
- Yoksa...
Devam ettim:
- Çok ısrar ettiniz peki. Terastaydık kahve içiyorduk ve sonra olanlar oldu. İlk defa gerçekten yaptık. Tamam mı? Oldu mu? Bu kadar.
Özge:
- Peki. Sence Göltuğ bunu onlara anlatıyor mudur?
- Eğer isterse anlatır. Gerçek bir şey yaşadık. Kahveler soğuyacak hadi.
Hilal:
- Mert sevdi İrem'i. Umarım akşamda böyle olur.
- Umarım...

NEDEN OLMASIN Kİ?  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin