Bir yaz akşamı... Hararetli ve bunaltıcı. Evde yalnızdım.Bilgisayar oynuyordum. Annemler düğüne gitmişlerdi ve beni evde bırakmışlardı.Bilgisayar oynamayı severdim fakat bilgisayardan bir süre sonra sıkıldım ve televizyon izlemeye salona gittim.
Televizyonumuzda gerçekten çok kanal vardı. Hepsini gezememiştim bile. Aklıma bütün kanalları teker teker gezmek geldi.Gezmeye başladım.
10,20,50,90,200,400,600,650...Kanalların hepsinde reklamlar vb.şeyler vardı. Hepsi sıkıcıydı. 666.kanala gelene kadar..
Kanal bir müzik kanalına benziyordu ama biraz garipti. Sağ köşede yazar ve şarkı adı yazıyordu ama bunlarda bir gariplik vardı...
Yazar:Clomph
Şarkı adı:Death Time
Şarkı adına bakılırsa metal bir müzik diye tahmin ettim. Clomph diye bir şarkıcıyı daha önce duymamıştım. Neyse.
Dinlemeye başladım. Şarkı başladığında kıvırcık sarı saçlı küçük bir kız bir melodi söylüyordu. Ama kızın gözleri içine çöküktü ve ağzı da simsiyahtı.Korkmaya başlamıştım.
Hemen 667. kanala geçmek için ''ileri'' tuşuna bastım fakat ekranda bir kutucuk belirdi ve kutucukta ''You can't Run.'' yani ''Kaçamazsın'' yazıyordu.
Hiçbir şey yapamıyordum. Ne televizyonu kapatabiliyordum ne de sesi kısabiliyordum. Ve melodi bitti, sözler başladı...
Bir, İki, Senin için geldi,
Üç, Dört Kapını iyi ört,
Beş, Altı Yanından ayırma bıçağı,
Yedi, Sekiz Etrafına iyi bak deriz,
Dokuz, On Bu senin için son.
Gözlerimden yavaşça yaşlar süzüldü. Ellerim titriyordu. Bir anda kapı gıcırtısı sesi duydum. Ev kapısına baktığımda açılmıştı.Hemen mutfağa koşup elime bir bıçak aldım. Bir anda vazo devrildi. Vazonun yanına baktığımda bir şey yoktu. Kafamı hızlıca çevirerek etrafa bakınıyordum. Televizyon bir anda kapandı ve salonun kapısının karşısında bir şey belirdi. Bir insana benziyordu ama değildi. Ağzı kocamandı. Kulağıyla birleşmiş dev halka küpeleri vardı,yılan gibi gözleri vardı ve keldi. Açıkcası çok korkunçtu. Bir anda etraftan kayboldu. Sonra yanımda tekrar belirdi. Bıçağını göğsüme sapladı ve çevirdi. Sonrasında hastanede uyandım. Göğsüm sarılıydı.Annem yanıma geldi ve ne olduğunu sordum. Bıçaklanmışım.Gördüklerim rüya değilmiş.Salonun duvarında bir yazı bulmuşlar.' 'Henüz çok gençsin.
Yazar:Efe Aytekin