Jeff The Killer

12.2K 372 163
                                    

Bir CreepyPasta hikayesinin olmazsa olmazlarından

Yerel bir gazeteden alıntı:

BİLİNMEYEN KATİL HALA SERBEST.

Açıklanamayan cinayetlerden haftalar sonra , bilinmeyen katil hala iş başında . Bir kaç küçük ipucu bulunduktan sonra , katilin saldırısından kurtulduğunu söyleyen küçük bir çocuk cesur bir şekilde hikayesini anlatıyor.

"Çok kötü bir rüya gördüm ve gecenin ortasında uyandım ." dedi çocuk " Yatağa gitmeden önce kapadığıma emin olmama rağmen pencere açıktı . Ayağa kalktım ve bir kez daha kapadım  . Ondan sonra örtünün altına girdim ve tekrar uyumaya çalıştım . Garip bir hisse kapıldım , sanki biri beni izliyordu . Gözlerimi açtım ve neredeyse yataktan düşüyordum . Orda, perdeden sızan ışığın aydınlattığı yerde bir çift göz vardı . Bu gözler sıradan gözler değildi ; Karanlık ve uğursuzdular . Etrafları siyahla kaplanmıştı ve...  çirkinliği beni dehşete düşürmüştü . Sonra ağzını gördüm . Geniş,korkunç gülümsemesi vücudumdaki tüm tüyleri diken diken etti . Orda durup , beni izliyordu . Sonsuzluk gibi gelen bir süreden sonra , konuştu . Basit bir cümleydi , ama bunu sadece bir delinin söyleyebileceği tonda söyledi .

 Bana ' Uyku vakti ' dedi . Çığlık attım , bu da bana saldırmasına neden oldu . Bir tane bıçak çıkarıp kalbime doğru tuttu . Yatağıma atladı . Ona karşı koydum ; tekmeledim , yumrukladım , kaçmaya çalıştım . Tam o anda babam içeri girdi . Adam bıçağı fırlattı , bıçak babamın omzuna geldi . Eğer komşumuz polisi aramamış olsaydı babamı öldürebilirdi . Park alanına park ettiler ve kapıya doğru koştular . Adam arkasını döndü ve koridora doğru koştu . Cam kırılmasına benzer bir ses duydum . Odamdan çıktığımda evin arka tarafına bakan camın kırıldığını gördüm . Onu görmek için etrafa bakındım . Size sadece bir şey söyleyebilirim , o yüzün asla unutmayacağım . O soğuk , şeytani gözleri ve o psikopat sırıtmayı . Bunları asla unutamayacağım. "

Polis hala o adamı  arıyor . Hikayedeki tanımlara uyan birini görürseniz , lütfen hemen bir polis merkezine haber verin. 


Jeff ve ailesi yeni bir eve taşınmışlardı . Babası terfi etmişti ve 'modaya uygun' bir yerde yaşamanın en iyisi olabileceğini düşünmüştü . Jeff ve erkek kardeşinin bir şikayeti yoktu tabi . Yeni ,daha iyi bir ev . Sevilmeyecek ne vardı ?
Onlar kutuları açarken komşulardan biri yanlarına geldi ve "Merhaba." dedi "Ben Barbara ; sokağın karşı tarafında oturuyorum .  Kendimi ve oğlumu size tanıtmak istedim . " Arkasını döndü ve oğlunu çağırdı " Billy , bunlar bizim yeni komşularımız . " Billy de 'merhaba' dedi ve oynadığı yere geri döndü .

"Pekala," dedi Jeff'in annesi " Ben Margaret ve bu da benim kocam Peter , bunlar da benim oğullarım , Jeff ve Liu ." Hepsi kendini teker teker tanıttılar , ardından Barbara onları oğlunun doğum günü partisine davet etti .  Anneleri gelmekten mutluluk duyacaklarını söylediği sırada Jeff ve kardeşi itiraz etmek üzereydiler  . Jeff ve ailesi kutuları açmayı bitirdikten sonra , Jeff annesinin yanına gitti.

"Anne , neden bizi bir çocuğun partisine götürmek istedin ki ? Belki fark etmemişsindir diye söylüyorum , ben bir çocuk değilim. "

Annesi "Jeff." dedi " Buraya yeni taşındık . Zamanımızı onlarla harcamak istediğimizi komşularımıza göstermeliyiz . O partiye gidiyoruz , nokta ." Jeff konuşmaya başlayacaktı ama kendini tuttu , hiçbir şey yapamayacağını biliyordu . Ne zaman annesi bir şey söylese , karşı konulması anlamsız olurdu . Jeff odasına çıktı ve kendini yatağına attı . Tavana bakarken garip bir şey hissetti . O kadar da büyütülecek bir şey değildi , ama...garip bir histi . Sıradan bir şey olduğunu düşünüp umursamadı . Annesinin eşyalarını alması için onu çağırdığını duydu , onları almak için aşağı indi .

Ertesi gün , Jeff kahvaltı edip okula gitmek için aşağı indi . Yemek masasına oturmuş yemeğini yerken yine o garip duyguyu hissetti , bunu daha önce de hissetmişti . Bu kez daha güçlüydü . Ona hafif bir acı veriyordu , ama yine umursamadı . Liu da kahvaltı etmeyi bitirdikten sonra birlikte otobüs durağına yürüdüler. Durakta oturup otobüsü beklemeye başladılar. Sonra aniden kaykayları üzerindeki bir kaç çocuk neredeyse onların bacaklarına değecek mesafede önlerine atladılar. Jeff ve kardeşi şaşırmış bir şekilde yerlerinden zıpladılar. "Hey bu da neydi? "

Çocuk onlara döndü . Kaykayına ayağıyla basıp yukarı kalkmasını sağladı ve eliyle tuttu . Çocuk 12'lerinde görünüyordu ; Jeff'den bir yaş küçük . Aeropostale marka bir tişört ve yırtık modelli bir pantolon giyiyordu.

" İyi , iyi , çok iyi . Görünüşe bakılırsa yeni etlerimiz var . " Bir anda 2 tane çocuk daha belirdi . Biri acayip derecede zayıftı , diğeri de iri . "Pekala , hazır siz burda yeniyken , size kendimizi tanıtmaktan mutluluk duyarım . Şurdaki Keith " Jeff ve Liu sıska olana baktı . Bir tekme atmayı isteyeceğiniz salakça bir ifadesi vardı . "Ve bu da Troy ." Bu kez iri olana baktılar . Doğduğundan beri egzersiz yapmamış gibi bir hali vardı .

"Ve ben , "  dedi " Ben Randy . Şimdi , burda bütün çocukların otobüs bileti için ödemesi gereken küçük bir fiyat var , tabi eğer bana itaat ederseniz. " Liu çocuğun gözüne yumruk atmaya hazır bir şekilde ayağa kalktı . Çocuğun arkadaşlarından biri bıçak çekti " Hey, hey, hey . İşbirliği yapacağını umuyordum , ama anlaşılan zor yoldan gitmemiz gerekecek. " Çocuk Liu'nun yanına yürüdü ve cebinden cüzdanını aldı . Jeff tekrar o duyguyu hissetti . Şimdi ,tamamen hissedilirdi ; yakıcı bir histi . Ayağa kalktı , ama Liu ona oturmasını söyleyen bir işaret yaptı . Jeff onu dinlemedi ve çocuğun yanına gitti .

" Dinle beni seni küçük pislik . Ya kardeşimin cüzdanını geri verirsin ya da... " Randy cüzdanı kendi cebine koydu ve bıçağını çekti .

" Ah ? Ya ne yaparsın ? " Cümlesini bitirdiği anda Jeff çocuğun burnuna bir yumruk patlattı . Randy elini yüzüne götürdüğünde Jeff bileğini tuttu ve kırdı . Çocuk çığlık atarken Jeff bıçağını tuttu . Troy ve Keith Jeff'e doğru koştular , ama Jeff çok hızlıydı . Randy'yi yere fırlattı . Keith ona saldırdı , ama Jeff saldırıdan kaçarak onu kolundan bıçakladı . Keith bıçağını düşürüp bağırarak yere serildi . Troy da Jeff'e saldırmak üzere hamle yaptı , ama Jeff'in bıçağa bile ihtiyacı yoktu . Sadece Troy'un karnına bir yumruk geçirdi ve Troy'un işi bitti . Çocuk yere düşerken etrafa kustu . Liu Jeff'e şaşkınlık içinde bakmaktan başka bir şey yapamadı .

"Sen nasıl...?"  Liu'nun tek söyleyebildiğiydi . Otobüsün geldiğini gördüler ve herkesin suçu onlara atacağını biliyorlardı . Bu yüzden koşabildikleri kadar hızlı bir şekilde koşmaya başladılar . Koşarken arkalarına baktıklarında , otobüs şoförünün Randy ve diğerlerinin yanına gittiğini gördüler . Jeff ve Liu okula vardıklarında , olanları söylemeye cesaret edemediler . Yaptıkları tek şey oturup dinlemekti . Liu bunu abisinin bir kaç çocuğu dövmesi olarak düşündü , ama Jeff olayın bundan daha fazlası olduğunu biliyordu . Bu daha korkunç bir şeydi . Birine zarar verme isteğinin ne kadar güçlü olduğunu hissetti . Bunun kulağa kötü geleceğini düşündü , fakat buna rağmen mutlu hissetmek konusunda yapabileceği hiçbir şey yoktu. Bütün okul zamanı boyunca o garip duyguyu hissetmedi . Durağın yanına olan şeyler yüzünden eve yürüyerek gitti ,  artık okula giderken otobüse binmeyecekti . Mutlu hissetti . Eve geldiğinde annesi ve babası gününün nasıl geçtiğini sordular ve o da huzursuz bir ses tonu ile " Harika bir gündü . " dedi . Sonraki sabah birilerinin ön kapıyı çaldığını duydu. Aşağı indi ve iki polisi kapıda dururken gördü , annesi sinirli bir şekilde ona bakıyordu.

" Jeff , bu polisler bana 3 çocuğa saldırdığını söylüyorlar . Ve sıradan bir kavga değilmiş , onlar bıçaklanmışlar. Bıçaklanmışlar oğlum ! " Bunun doğru olduğunu gösterircesine Jeff başını yere eğdi.

"Anne, bana ve Liu'ya bıçak çeken onlardı ."

"Evlat," dedi polislerden biri "Biz üç tane çocuk bulduk , iki tanesi bıçaklanmış , birisi de karnına darbe almış ve bunları senin yaptığını kanıtlayacak bir görgü tanığına sahibiz. Şimdi , bu bize neyi açıklıyor?" Jeff bunun işe yaramayacağını biliyordu . Onların Liu'ya ve kendisine saldırdıklarını söyleyebilirdi ama ilk olarak onların saldırdıklarına dair bir kanıtı yoktu . Kaçmadıklarını söyleyemezlerdi , çünkü doğrusuna bakılırsa kaçmışlardı. Bu yüzden Jeff kendini veya Liu'yu savunamadı .

"Evlat, kardeşini aşağı çağır. " Jeff bunu yapamadı , çünkü çocukları döven kendisiydi .

"Bayım, o... o bendim . Çocukları döven kişi bendim . Liu beni durdurmaya çalıştı ama yapamadı ." Polisler birbirlerine baktılar ve aynı anda kafalarını salladılar.


"Pekala çocuk , görünüşe bakılırsa bir yıl..." 

" Durun ! " dedi Liu . Herkes ona döndü ve elindeki bıçağa baktılar . Polisler silahlarını çektiler ve Liu'yu hedef aldılar .

"O bendim , o küçük pislikleri döven bendim. Kanıtlara sahibim . " Kollarını sıvadı , kollarında onu kavga edip yaralanmış biri gibi gösteren kesikler vardı . 

"Evlat, sadece bıçağı elinden bırak ." dedi polis . Liu bıçağı yere düşürdü . Ve ellerini havaya kaldırıp polislerin yanına yürüdü .

"Hayır Liu , bendim ! Bunu ben yaptım!" Jeff'in yanaklarından yaşlar akıyordu . 

"Ah,benim zavallı kardeşim. Beni korumak için suçu üstüne almaya çalışman çok cesurca . Pekala, götürün beni . " Polis Liu'yu araca doğru götürdü.

"Liu,onlara benim olduğumu söyle !! Söyle onlara ! Çocukları döven bendim !" Annesi ellerini Jeff'in omzuna koydu. 

"Jeff lütfen, yalan söylemene gerek yok . Bunu Liu'nun yaptığını biliyoruz , artık durabilirsin ." Jeff Liu'nun da içinde bulunduğu polis aracı hızlanırken arkalarından baktı . Bir kaç dakika sonra arabayla gelen Jeff'in babası onun yüz ifadesinden bir şeyler olduğunu anladı .

"Oğlum,sorun nedir?" Jeff cevap veremedi . Ses telleri ağlamaktan hırpalanmıştı . Bunun yerine Jeff'in annesi olayları anlatmak için babasıyla birlikte eve girdi , Jeff hala ağlıyordu . Birkaç saat sonra eve girdi , anne ve babasının üzgün,hayal kırıklığına uğramış yüzlerini gördü. Onlara bakamadı . Bunu Liu'nun yapmış olduğuna inanmalarına katlanamadı . Olanları aklından uzaklaştırmaya çalışarak uyudu . 2 gün geçti , Liu'dan söz edilmedi. Arkadaş yoktu . Sadece üzüntü ve suçluluk vardı. Bu cumartesi sabahı Jeff annesi tarafından mutlu bir şekilde uyandırılıncaya kadar böyle geçti.

Annesi perdeleri açıp odaya gün ışığı girmesini sağladı "Gün bu gün."

Uyanmaya çalışan Jeff "Ne? Bu gün ne var? " dedi.

"Bu gün Billy'nin partisi var." Jeff artık tamamen uyanıktı.

"Anne,şaka yapıyorsun değil mi? Olanlardan sonra bir partiye gitmemi beklemiyorsun değil mi? Liu...-" Uzun bir duraklama oldu.

"Jeff, ne olduğunu ikimiz de biliyoruz. Bu partinin geçmişi aydınlatacak bir şey olabileceğini düşünüyorum.Şimdi giyin." Jeff'in annesi odadan çıktı ve hazırlanmak için alt kata indi . Jeff yataktan kalkmak için büyük bir çaba gösterdi . Rastgele bir üst ve pantolon giyip aşağı indi . Annesi ve babası giyinmişlerdi ; annesi bir elbise,babası da takım elbise giymişti . Neden bir çocuğun partisi için böyle süslü kıyafetler giyiyorlar ki? diye düşündü Jeff.

"Giyeceklerin bunlar mı?" dedi Jeff'in annesi.

"Çok süslü giyinmekten iyidir." dedi. Annesi ona bağırma isteğini bir gülümseme ile sakladı.

"Pekala Jeff, biz aşırı derecede süslü giyinmiş olabiliriz.Ama bu iyi bir izlenim bırakmak için gerekli." dedi babası. Jeff söylenerek odasına çıktı .

 Jeff  "Benim hiç süslü kıyafetim yok!" diye bağırdı.

"Sadece bul bir şeyler." dedi annesi. Süslü diyebileceği bir şeyler bulmak için dolabına baktı.Bir çift siyah üst buldu , ancak altına ne giyeceğini bilemediği için bıraktı. Biraz daha bakındı, sadece normal tişörtler vardı. Sonunda beyaz,kapüşonlu bir üst buldu ve onu giydi.

Annesi ve babası aynı anda "Bunu mu giyeceksin?" dedi. Annesi saatine baktı "Ah,değiştirmek için zaman yok. Hadi gidelim." dedi ve Jeff 'le babasını kapıya doğru itti . Sokağın karşısına geçtiler ve Barbara ile Billy'nin evinin önüne geldiler. Kapıyı çaldılar, açan kişi Barbaraydı . O da anne ve babası gibi aşırı süslü giyinmişti . İçeri girdiklerinde Jeff 'in tek görebildiği yetişkinlerdi , çocuk yoktu .

"Çocuklar bahçede Jeff . Gidip tanışmaya ne dersin?" dedi Barbara.

Jeff çocuklarla dolu bahçeye girdi. Hepsi garip kovboy kostümleri ile ortalıkta koşturuyorlardı ve birbirlerini oyuncak silahlarla vuruyorlardı. Bir anda çocuklardan biri yanına geldi ve ona bir tane plastik silah ve bir şapka verdi.

"Hey,oynamak iştey mişin?" dedi.

"Ah,hayır çocuk. Bu tür şeyler için fazla büyüğüm ." Çocuk garip köpek suratı ifadesi ile ona baktı.

"Yütfeeen?" dedi çocuk. Jeff  "İyi." dedi. Şapkayı taktı ve silahla ateş ediyormuş gibi yaptı . İlk başta bunun çok saçma olduğunu düşündü, ama sonra eğlenmeye başladı. Çok havalı bir şey olmayabilirdi ama bu düşüncelerini Liu'dan uzaklaştıran tek şeydi. Bu yüzden bir süre çocuklarla oynadı , sonra bir ses duydu. Bir şeylerin yuvarlanmasına benzeyen garip bir ses. Sonra aniden ne olduğunu anladı.
Randy, Troy ve Keith kaykayları ile beraber çitlerden atladılar . Jeff oyuncak silahı attı ve şapkasını çıkardı. Randy yüzünden açık açık okunan bir nefretle Jeff'e baktı .

"Selam, Jeff 'di , değil mi?" dedi. "Bitmemiş bir işimiz var."  Jeff yaralanmış burnunu gördü ve  "Bence herkes karşılığını aldı . Ben senin pestilini çıkardım, sen de kardeşimin hapse gönderilmesine neden oldun . " dedi.

Randy'nin gözlerine bir öfke yerleşti "Ah hayır , ben karşılıklı iş yapmam , ben kazançlı işi yaparım.O gün bizi tekmelemiş olabilirsin,ama bu gün olmayacak." Bunu dedikten sonra Randy hızla Jeff'e doğru gelmeye başladı.İkisi de yere düştüler. Randy Jeff'in burnuna bir yumruk attı , Jeff onu kulaklarından tuttu ve kafa attı. Ardından onu üstünden itti ve ikisi de ayağa kalktılar . Çocuklar çığlık atıyordu ve aileleri evden dışarı çıkıyordu . Troy ve Keith ceplerinden silahlarını çıkardılar .

"Kimse karışmasın yoksa canınız tehlikeye girer." dediler. Randy bıçağını çekti ve Jeff'i omzundan bıçakladı.

Jeff bağırarak dizleri üzerine düştü. Randy yüzünü tekmelemeye başladı . 3 tane tekmeden sonra Jeff ayağını tuttu ve büktü , bu da Randy'nin yere düşmesine neden oldu . Jeff ayağa kalktı ve kapıya doğru yürüdü. Troy onu durdurdu.

"Yardıma mı ihtiyacın var?" dedi ve Jeff'i boynundan tutup bahçe kapısına doğru fırlattı.Jeff ayağa kalkmaya çalışırken atılan bir tekmeyle yere düştü . Randy Jeff'in ağzından kan gelinceye kadar onu tekmeledi.

"Hadi ama Jeff,savaş benimle!" Jeff'i tuttu ve onu mutfağa doğru itti . Randy tezgahta bir kaç şişe votka gördü ve cam şişelerden birini Jeff'in kafasında kırdı.

"Dövüş benimle!" diyerek Jeff'i oturma odasına götürdü .

"Hadi Jeff,bana bak!!" Yüzünden akan kanlarla Jeff ona baktı. "Senin kardeşini hapse gönderen bendim! Ve şimdi sen oturup da onun bütün bir yıl orda çürümesine izin mi vereceksin?! Kendinden utanmalısın!" Jeff ayağa kalktı.

"Nihayet! Kalk ve dövüş!" Jeff ayaktaydı , yüzünde kan ve votka vardı . Tekrar o garip duyguyu hissetti , uzun süredir hissetmediği o duygu. Jeff'e doğru atılan Randy "Sonunda ayakta!" dedi.O anda bir şey oldu,Jeff'in içinde bir şeyler koptu . Aklı yerle bir oldu , mantıklı düşünme yeteneği uçup gitti , yapabileceği tek şey öldürmekti . Randy'yi tuttu ve onu yere doğru fırlattı . Ardından üstüne çıktı ve kalbine bir yumruk attı . Randy nefes almaya çalışırken kalbi atılan yumruk yüzünden bir süreliğine durdu . Jeff ona defalarca kez yumruk attı , Randy'nin vücudundan kanlar fışkırıyordu . Sonunda son nefesini verdi .

Şimdi herkes Jeff' bakıyordu . Ailesi, ağlayan çocuklar , hatta Troy ve Keith bile . Ancak ikisi şok durumundan hemen kurtulup silahlarını Jeff'e doğrulttular. Jeff silahları gördüğü anda merdivenlere koştu . O koşarken Troy ve Keith ateş ettiler,bütün kurşunlar onu ıskalıyordu . Jeff üst kata çıktı ve Troy'la Keith'in ayak seslerini duydu . Onlar son kurşunlarını ateşlerken Jeff kendini banyoya attı . Banyodaki havluyu aldı . Troy ve Keith ellerindeki bıçaklarla içeri girdiler.

Troy bıçağını Jeff 'e doğru savurdu , Jeff geriye çekilip havluyu Troy'un yüzüne doğru çok sert bir şekilde savurdu . Troy yere düştü . Şimdi sadece Keith kalmıştı . Ancak o Troy'dan daha çevikti . Jeff havluyu ikinci kez savurduğunda eğilip saldırıdan kurtuldu . Bıçağı bıraktı ve Jeff'i boynundan tuttu . Onu duvara bastırdı . Raflardan birinde olan çamaşır suyu şişesi üzerlerine düştü ve onları yaktı . İkisi de çığlık attı . Jeff hemen gözlerini sildi . Havluyu mümkün olduğunca hızlı bir şekilde Keith'in kafasına savurdu . Keith yerde kanlar içinde yatarken , rahatsız edici bir şekilde gülümsedi .

"Komik olan da nedir?" dedi Jeff. Keith bir çakmak çıkardı ve ateşledi. "Komik olan şey..." dedi "Sen çamaşır suyu ve alkolle kaplanmış durumdasın." Keith çakmağı ona doğru atınca Jeff'in gözleri şaşkınlıkla açıldı. Ateş ona değdiği anda, alevler votkadaki alkolü ateşledi . Alkol onu yakarken , çamaşır suyu cildini beyazlattı . Ateş her yerini sararken Jeff korkunç,tiz bir sesle bağırdı . Yuvarlanarak ateşi söndürmeye çalıştı ama başarısız oldu . Alkol onu cehenneme göndermiş gibiydi . Koridorda koştu , ve merdivenlere düştü . Jeff'i gördükleri anda herkes bağırmaya başladı . Ateşler içindeydi , yerde yatıyordu ve neredeyse ölmüştü . Jeff 'in en son gördüğü şey annesi ve diğerlerinin ateşi söndürmeye çalışmasıydı.O anda bayıldı.

Jeff uyandığında yüzü bandajlarla sarılmıştı . Hiçbir şey göremiyordu , omzundaki bandajları hissedebiliyordu, bir de vücudundaki yaraları . Doğrulmaya çalıştı ama kolunda kablo gibi bir şey bağlıydı , kalkmaya çalışırken yerinden çıktı . Ve bir hemşire hızla odaya girdi.

Jeff'i yatağa geri iterken  "Yataktan çıkman için çok erken." dedi ve kabloyu tekrar taktı . Jeff sadece orda oturdu ; görmeden , nerede olduğunu bilmeden . Sonunda annesinin sesini duydu .

"Balım,iyi misin?" diye sordu annesi . Jeff cevaplayamadı . Yüzü sarılmıştı ve konuşamıyordu. "Ah balım , sana iyi haberlerim var . Bütün görgü tanıkları olayı anlattıktan sonra Randy sana saldırdığını itiraf etti , Liu'yu serbest bırakmaya karar verdiler." Bu haber neredeyse Jeff'in yataktan fırlamasına neden olacaktı . Ama kolundaki kabloyu hatırlayıp kendine engel oldu .  "Yarın çıkacak ve tekrar birlikte olacaksınız."

Annesi oğlunu kucakladı ve veda etti. Sonraki iki hafta Jeff ailesi tarafından her gün ziyaret edildi . Ardından bandajların çıkarılacağı gün geldi. Ailesi yüzünün nasıl göründüğünü görmek için oradaydı. Doktorlar bandajları açarken herkes sandalyesinin ucuna oturmuştu. Son bandaj da çıkıncaya kadar beklediler.

"En iyisini umalım." dedi doktor . Yüzündeki bezi çekti ve yüzü ortaya çıktı.

Annesi Jeff'in yüzü karşısında çığlık attı . Liu ve babası dehşete kapılmış bir şekilde bakıyorlardı .

"Ne? Yüzüme ne oldu? " dedi Jeff . Yataktan fırladı ve aynaya koştu . Aynaya baktı ve ailesinin verdiği tepkilerin sebebini gördü. Bu...bu korkunçtu . Dudakları yanıp kıp kırmızı bir hal almıştı. Yüzü saf bir beyaz renkteydi , ve normalde kahverengi olan saçı siyaha dönmüştü . Elini yavaşça yüzüne koydu . Yumuşacıktı. . Aynadan ailesine baktı .

"Jeff," dedi Liu "O kadar da kötü değil..."

Jeff "O kadar da kötü değil mi?" dedi. "Bu mükemmel !!"  Bütün ailesi şaşkınlık içindeydi . Jeff kontrolsüz bir şekilde gülmeye başladı. Anne ve babası sol gözünün ve elinin seğirdiğini fark etti .

"Ah...Jeff, iyi misin?"

"İyi mi? Daha önce hiç bu kadar mutlu hissetmemiştim! Ha ha ha ha ha haaaaa , bana bakın . Bu yüz bana çok uyuyor !" Gülmesini durduramadı. Aynaya bakarak yüzünü okşadı. Buna ne neden olmuştu?

Pekala , Randy ile dövüşürken içinde bir şeylerin koptuğunu hatırlıyorsunuzdur , akıl sağlığı gitmişti. Şimdi o çılgın bir öldürme makinesiydi, bu ailesinin bilmediği bir şeydi .

"Doktor," dedi Jeff'in annesi "Oğlum...iyi mi? Yani aklı?"

"Ah,tabiki. Bu tür davranışlar çok fazla ağrı kesici alan hastalarda görülen tipik bir davranıştır. Eğer davranışları bir kaç haftada değişmezse onu tekrar buraya getirin , ona psikolojik testler yapacağız."

"Teşekkür ederim doktor." Jeff'in annesi oğlunun yanına gitti "Jeff,tatlım. Gitme zamanı."

Jeff başını annesine çevirdi, yüzünde hala o çılgın gülümseme vardı "Tamam annecik , ha ha haaaaa !" Annesi onu omuzlarından tuttu ve kıyafetlerini alması için yolladı.

Masadaki kadın "Bu buraya geldi." dedi. Jeff'in annesi oğlunun partide giydiği beyaz kapüşonlu üstü ve siyah pantolonu gördü. Temizlerdi ve üzerlerinde kan yoktu. Annesi onu odaya soktu ve kıyafetlerini giymesini söyledi. Sonra hastaneyi terk ettiler , o günün yaşayacakları son gün olduğunu bilmiyorlardı.

Akşam saatlerinde,Jeff'in annesi banyodan gelen bir ses yüzünden uyandı. Sanki biri ağlıyor gibiydi. Ne olduğunu anlamak için yavaşça baktı. Banyoya baktığında korkunç bir sahne gördü. Jeff eline bir bıçak almış yanaklarına gülücük şekli verecek şekilde kendini kesmişti.

"Jeff,sen ne yapıyorsun..?" dedi annesi.

Jeff annesine baktı "Gülümsemeye devam edemedim anne. Bir süre sonra ağrımaya başladı. Ama şimdi,sonsuza dek gülümseyebilirim." Annesi gözlerini fark etti, siyah halka gibiydiler.

"Jeff,gözlerin!!" Gözleri hiç kapanmıyor gibiydi.

"Yoruldum ve gözlerim kapanmaya başladı.Yüzümü göremedim. Ben de göz kapaklarımı yaktım, artık yüzümü sonsuza dek görebileceğim ; yeni yüzümü." Oğlunun çıldırmaya başladığını gören annesi yavaşça geriledi. "Sorun nedir anne? Güzel değil miyim?"

"Evet oğlum," dedi annesi "Evet güzelsin. Şimdi babanı getirmeme izin ver de yüzünü görsün." Odaya koştu ve Jeff'in babasını sarsarak uyandırdı. "Balım,silahını al.Biz..." Jeff'i kapıda görünce sustu,elince bir bıçak vardı.

"Anne,yalan söyledin." Bu , Jeff elinde bıçakla onlara koşarken duydukları son şeydi. Ardından Jeff ikisinin de içini çıkardı.

Erkek kardeşi Liu duyduğu sesler yüzünden uyandı. Ama başka ses gelmedi ,bu yüzden gözlerini kapadı ve tekrar uyumaya çalıştı. Tam uyuyacakken, birinin onu izlediğine dair bir hisse kapıldı. Jeff'in eli ağzını kaparken gözlerini açtı. Jeff bıçağı kardeşine saplamak üzere havaya kaldırdı. Liu Jeff'den kaçmaya çalıştı.

"Şşşş..." dedi Jeff  "Sadece uyu."

CreepyPastaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin