That only heaven can make[Yalnızca cennette olabilir]
I pray to God everyday [Her gün Tanrı'ya dua ediyorum]
That you keep that smile [O gülüşün sende kalması için]
Yeah, you are my dream (you are my dream) [Evet, Sen benim hayalimsin (Sen benim hayalimsin)]
There's not a thing I won't do [Yapmayacağım bir şey yok]
I'll give my life up for you [Senin için hayatımı bırakacağım]
'Cause you are my dream [Çünkü sen benim hayalimsin]
And baby, everything that I have is yours [Ve bebeğim, sahip olduğum her şey senindir]
You will never go cold or hungry [Asla üşümeyecek veya aç kalmayacaksın]
I'll be there when you're insecure [Tehlikede olduğunda orada olacağım]
Let you know that you're always lovely [Her zaman güzel olduğunu bilmeni istiyorum]
Girl, 'cause you are [Kızım, çünkü sen]
The only thing that I got right now [Şu an sahip olduğum tek şeysin]
One day when the sky is falling [Bir gün gökyüzü düştüğünde]
I'll be standing right next to you [Senin hemen yanında duruyor olacağım]
Right next to you [Hemen yanında]
Nothing will ever come between us [Aramıza asla bir şey girmeyecek]
'Cause I'll be standing right next to you [Çünkü senin hemen yanında duruyor olacağım]
Right next to you [Hemen yanında]
If you had my child [Eğer çocuğuma sahip olursan]
You would make my life complete [Hayatımı tamalarsın]
Just to have your eyes on a little me[Sadece biraz gözlerini üzerimde tut]
That'd be mine forever [Sonsuza kadar benim olacak]
And baby, everything that I have is yours [Ve bebeğim, sahip olduğum her şey senindir]
You will never go cold or hungry [Asla üşümeyecek veya aç kalmayacaksın]
I'll be there when you're insecure [Tehlikede olduğunda orada olacağım]
Let you know that you're always lovely [Her zaman güzel olduğunu bilmeni istiyorum]
Girl, 'cause you are [Kızım, çünkü sen]
The only thing that I got right now [Şu an sahip olduğum tek şeysin]
One day when the sky is falling [Bir gün gökyüzü düştüğünde]
I'll be standing right next to you [Senin hemen yanında duruyor olacağım]
Right next to you [Hemen yanında]
Nothing will ever come between us [Aramıza asla bir şey girmeyecek]
I'll be standing right next to you [Senin hemen yanında duruyor olacağım]
Right next to you [Hemen yanında]
We're made for one another (one another) [Birbirimiz için yaratılmışız (Birbirimize)]
Me and you (and you, and you, and you) [Ben ve sen (Ve sen, ve sen, ve sen)]
And I have no fear [Ve hiç korkum yok]
I know we'll make it through [Bunu başaracağımızı biliyorum]
One day when the sky is falling [Bir gün gökyüzü düştüğünde]
I'll be standing right next to you [Senin hemen yanında duruyor olacağım]
Oh oh oh oh
One day when the sky is falling (when the sky is falling, falling) [Bir gün gökyüzü düştüğünde (Gökyüzü düştüğünde, düştüğünde)]
I'll be standing right next to you (right next to you) [Senin hemen yanında duruyor olacağım (Hemen yanında)]
Right next to you (right next to you) [Hemen yanında (Hemen yanında)]
Nothing will ever come between us (nothing will ever) [Aramıza asla bir şey girmeyecek]
I'll be standing right next to you [Senin hemen yanında duruyor olacağım]
Right next to you (right next to you) [Hemen yanında (Hemen yanında)]
Oh yeah Stand by my side, side, side [Yanımda dur, yanımda, yanımda] When the sky falls down [Gökyüzü düştüğünde] I'll be there, I'll be there [Orada olacağım, orada olacağım]
You've got that smile[Sendeki gülüş]
That only heaven can make[Yalnızca cennette olabilir]
I pray to God everyday [Her gün Tanrı'ya dua ediyorum]
To keep you forever [Seni sonsuza kadar tutması için]
Ooh
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.