💙HALSEY - SORRY

44 2 1
                                    


I've missed your calls for months it seems [Görünüşe göre aylardır aramalarına cevap vermedim]

Don't realize how mean I can be [Ne kadar kaba olabileceğimin farkında değildim]

'Cause I can sometimes treat the people that I love like jewelry [Çünkü bazen insanlara sevdiğim mücevherlermiş gibi davranıyorum]

'Cause I can change my mind each day [Çünkü her gün fikirlerimi değiştirebiliyorum]

I didn't mean to try you on [Seni denemek istemedim]

But I still know your birthday and your mother's favorite song [Ama hala doğum gününü ve annenin en sevdiği şarkıyı biliyorum]


So I'm sorry to my unknown lover [Bu yüzden gizli aşkımdan özür diliyorum]

Sorry that I can't believe that anybody ever really starts to fall in love with me [Birinin benden gerçekten hoşlanabileceğine inanamadığım için özür diliyorum]

Sorry to my unknown lover [Gizli aşkımdan özür diliyorum]

Sorry I could be so blind [Özür diliyorum bu kadar kör olabildiğim için]

Didn't mean to leave you and all of the things that we had behind [Seni ve arkamızda bıraktığımız onca şeyi terk etmek istememiştim]

Oh, oh, oh


I run away when things are good [Her şey yolunda olduğunda kaçıp giderim]

And never really understood [Ve gerçekten asla anlayamadım]

The way you laid your eyes on me in ways that no one ever could [Daha önce kimsenin yapmadığı şekilde gözlerini üzerime dikmeni]

And so it seems I broke your heart [Ve görünüşe göre kalbini kırdım]

My ignorance has struck again [Cahilliğim beni yeniden vurdu]

I failed to see it from the start [Başından beri bunu görmekte başarısız oldum]

And tore you open 'til the end [Ve seni baştan sona kadar yırtıp açtım]


And I'm sorry to my unknown lover [Ve gizli aşkımdan özür diliyorum]

Sorry that I can't believe that anybody ever really starts to fall in love with me [Birinin benden gerçekten hoşlanabileceğine inanamadığım için özür diliyorum]

Sorry to my unknown lover [Gizli aşkımdan özür diliyorum]

Sorry I could be so blind [Özür diliyorum bu kadar kör olabildiğim için]

Didn't mean to leave you and all of the things that we had behind [Seni ve arkamızda bıraktığımız onca şeyi terk etmek istememiştim]


And someone will love you [Ve biri seni sevecek]

Someone will love you [Biri seni sevecek]

Someone will love you [Biri seni sevecek]

But someone isn't me [Ama o 'biri' ben değilim]

Someone will love you [Biri seni sevecek]

Someone will love you [Biri seni sevecek]

Someone will love you [Biri seni sevecek]

But someone isn't me [Ama o 'biri' ben değilim]


Sorry to my unknown lover [Ve gizli aşkımdan özür diliyorum]

Sorry that I can't believe that anybody ever really starts to fall in love with me [Birinin benden gerçekten hoşlanabileceğine inanamadığım için özür diliyorum]

Sorry to my unknown lover [Gizli aşkımdan özür diliyorum]

Sorry I could be so blind [Özür diliyorum bu kadar kör olabildiğim için]

Didn't mean to leave you and all of the things that we had behind [Seni ve arkamızda bıraktığımız onca şeyi terk etmek istememiştim]


And someone will love you [Ve biri seni sevecek]

Someone will love you [Biri seni sevecek]

Someone will love you [Biri seni sevecek]

But someone isn't me [Ama o 'biri' ben değilim]

And someone will love you [Biri seni sevecek]

Someone will love you [Biri seni sevecek]

Someone will love you [Biri seni sevecek]

But someone isn't me [Ama o 'biri' ben değilim]

But someone isn't me [Ama o 'biri' ben değilim]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
MüziK'lerde DİNLENİYOR 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin