~Taylor Swift'in "Red" Şarkısının Coverıdır~
Loving him is like driving a new Maserati down a dead-end street [Onu sevmek yeni bir Maserati'yi çıkmaz sokağa sürmek gibi]
Faster than the wind, passionate as sin ending so suddenly [Rüzgardan daha hızlı, aniden sona eren günah kadar tutkulu]
Loving him is like trying to change your mind once you're already flying through the free fall [Onu sevmek boşluğa atladıktan sonra fikrini değiştirmeye çalışmak gibi]
Like the colors in autumn so bright just before they lose it all [Sonbahardaki renkler gibi sadece tüm renklerini kaybetmeden önce çok parlaklar]
Losing him was blue like I'd never known [Onu kaybetmek hiç bilemeyeceğim bir maviydi]
Missing him was dark grey, all alone [Onu özlemekse yapayalnız bir koyu griydi]
Forgetting him was like trying to know somebody you've never met [Onu unutmak hiç tanışmadığın birini tanımaya çalışmak gibiydi]
But loving him was red [Ama onu sevmek kırmızıydı]
Yeah red [Evet kırmızı]
Touching him was like realizing all you ever wanted was right there in front of you [Ona dokunmak şimdiye kadar istediğin her şeyin önünde olduğunu fark etmek gibiydi]
Memorizing him was as easy as knowing all the words to your old favorite song [Onu hatırlamak eski favori şarkının sözlerini bilmek kadar kolaydı]
Fighting with him was like trying to solve a crossword and realizing there's no right answer [Onunla kavga etmek doğru yanıtın olmadığı bir bulmacayı çözdüğünü fark etmek gibiydi]
Regretting him was like wishing you never found out that love could be that strong [Ondan pişman olmak sevginin bu kadar güçlü olabileceğini asla farketmemeyi dilemek gibiydi]
Losing him was blue like I'd never known [Onu kaybetmek hiç bilemeyeceğim bir maviydi]
Missing him was dark grey, all alone [Onu özlemekse yapayalnız bir koyu griydi]
Forgetting him was like trying to know somebody you've never met [Onu unutmak hiç tanışmadığın birini tanımaya çalışmak gibiydi]
But loving him was red [Ama onu sevmek kırmızıydı]
Yeah red [Evet kırmızı]
Burning red [Ateş kırmızısı]
Remembering him comes in flashbacks and echoes [Onu hatırlamak geçmişe dönüp yankıları duymaktır]
Tell myself it's time now, gotta let go [Kendime işte şimdi zamanı, bırak gitsin diyorum]
But moving on from him is impossible when I still see it all in my head [Ama hala hepsini kafamın içinde görürken ondan uzaklaşmak imkansız]
Burning red [Ateş kırmızısı]
Losing him was blue like I'd never known [Onu kaybetmek hiç bilemeyeceğim bir maviydi]
Missing him was dark grey, all alone [Onu özlemekse yapayalnız bir koyu griydi]
Forgetting him was like trying to know somebody you've never met [Onu unutmak hiç tanışmadığın birini tanımaya çalışmak gibiydi]
But loving him was red [Ama onu sevmek kırmızıydı]
Yeah red [Evet kırmızı]
Burning red [Ateş kırmızısı]
Burning red [Ateş kırmızısı]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MüziK'lerde DİNLENİYOR 1
Random- Biliyor musun şarkılara neden "parça" deniyor? İhtiyaç duyduğunda bazıları eksik bir yanını tamamlıyor. "Bırakın, müzikle öleyim." (Mirabeau) "Müzik dünyaya hükmeder." (Martin Luther) "Müzik sonsuzluğun anlatımıdır." (Schelling) {KAPAK TASARIMI ŞA...