(55) UMUDUM

16.4K 1.3K 100
                                    

"Bebeğim! Bebeğim öldü mü?"

"Sakin olun Nazlı Hanım. Hastaneye gelmeniz gerekiyor..."

Konuşurken bir anda doktorun sesi kesilmişti telefonda. Ne olduğunu anlayamadan telefonun kapanma sesi kulağıma dolarken boş gözlerle Harun'a baktım.

"Ne oldu Nazlı? Bir şey mi oldu Yusuf'a."

"Eve gelmeyelim dedim sana. Hastanede kalalım dedim. Yavrumuzu yalnız bırakmayalım dedim. Öldü işte. Biz burda keyifli uyurken yavrum dayanamadı daha fazla."

"Ö.. öldü mü?"

"Ölmese neden arasın bu saatte. Bir şey oldu kesin."

Harun'a cevap verirken titreyen ellerimle beni arayan numarayı tekrar aradım fakat ulaşılmıyordu.

"Bir şey yap Harun. Doktora ulaş bir şekilde. Oraya gidene kadar dayanamam ben."

Yerimden kalkıp aceleyle giyinmeye çalışırken Harun da Ömer abiyi aramıştı.

"Bebeğin durumu nasıl abi?
Bir şey varsa saklama benden.
Nn..nasıl?
Gerçekten iyi mi?"

Harun'un yüzü gülmeye başlayınca yüreğim biraz olsun ferahlamıştı. Harun telefonu kapatır kapatmaz çalınmaya başlamıştı.

"Buyrun doktor hanım.
Çok şükür.
Tamam hemen geliyoruz."

Harun'dan cevap beklerken gülerek beni kollarına sardı.

"Acele et hatunum. Oğlumuz acıkmış. Senin sütünü vereceklermiş. Düzelmeye başlamış."

"Gerçekten mi? Acıktığı için mi çağırıyorlar?
Şükürler olsun."

Az önceki telaşımızın yerini sevinç almıştı bu kez. Oğlumun durumu düzelmeye başlamıştı. Allah'ın izniyle daha iyi olacaktı.

Çocukların yanında kalması için Gülsüm anneyi arayınca o da bizim gibi korkmuştu. Güzel haberi duyunca sevinç içinde gelmişti evimize.

Aceleden elimiz ayağımıza dolaşmıştı. Üzerime ne giydiğimi bile bilmiyordum. Kapıdan çıkmamızla Serhat abiyi gördüm karşımda.

"Sizi bekliyordum. Hazırsanız gidelim."

"Sen nerden çıktın abi. Hızır gibi yetiştin."

"Ömer yolladı beni. Bu aralar sen araba kullanma Harun. Özellikle hastaneye giderken."

Serhat abi arabayı hızlı ama sakince kullanıyordu. Kısa sürede hastaneye ulaşınca hızla arabadan inip içeri koştuk.

"Bebeğim.. bebeğim nerede? Hemen emzirmem lazım."

"Şuan emzirmezsiniz. Sütünüzü alıp biberonla besleyeceğiz."

"Tamam, nasıl verirseniz verin. Yeterki doysun yavrum."

Biz gidene kadar Ömer abi süt sağmak için gerekli cihazları temin etmişti. Hemşirenin yardımıyla sütüm akarken bebeğime şifa olması için dua ediyordum.

"Bebeğimi görebilir miyim? İyi olduğunu görmek istiyorum. Onu en son baygın halde gördüm. O hali gözümün önünden gitmiyor. İyi olduğunu bir kez göreyim."

"Peki Nazlı Hanım. Sütünüzü sağdıktan sonra içeri alabiliriz sizi."

Hemşire, sütümü alıp götürdükten bir süre sonra beni odaya alınca buruk bir sevinçle yavruma baktım. Uyanıktı ve biberonu iştahla emiyordu. Hemşire, biberonu ağzından çıkarınca ağlamaya başlaması güldürmüştü beni. Gecenin bu saatinde acıktığı için ortalığı ayağa kaldırmıştı.

ÖMRE BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin