Telefonda Beyza ismini duyunca afalladım bir anda. Sessiz telefonların ardından, bir de bizle çalışmak isteyen firmada Beyza ismi geçmesi...
Yok artık! İyice paranoyak olmuştum. Dünyada başka Beyza mı yoktu? Şirketimiz küçük olsa da önemli işler başardığımız olmuştu. Bu yüzden tercih edilmiş olmalıydık. Telefonla arayan kişi ise aklınca benle oynuyordu ama kim olduğunu öğrendiğimde gösterecektim ona, benle oynamak ne demek.
Firma yetkilileri iki gün içinde geleceği için yoğun bir çalışma içine girmiştik. Bu anlaşma imzalanırsa bizim için çok iyi olacaktı. Firma hakkında detaylı araştırma yapmaları için bir ekip görevlendirmiştim. Ve yapılan araştırmalara göre çalışmalar hazırlamıştık.
Ömer abim, çocuklarıyla ilgilenmesi gerektiği için çok geç gidemiyordu eve. Onun yükünü de ben üstlendiğim için geç saatlere kadar çalışıyordum. Nazlı halden anlardı, idare edebilirdi ama çocuklara kıyamıyordum.
İşyerindeki telaşın yanı sıra evde de düğün telaşı vardı. Hasret ve abisi Mahir'in düğünü aynı gün yapılacaktı. Mahir'in düğünü, benim düğünümün yapıldığı yerde yapılacaktı.
Mahir'i yıllardır tanıyordum. Lisede okurken geçirdiği kaza sonucu bacakları tutmuyordu. Uzun süren tedavi sonucunda umudunu kesip eve kapanmıştı. Mümkün oldukça kimseyle muhatap olmamaya çalışıyordu. Onu yalnız bırakmamak için arada bir yanına gidip sohbet ediyordum.
Babası, onu evlendirmeye çalışıyordu ve sonunda başarmıştı. Hasret'i verdiği ailenin kızını istemişti berdel olarak. Mahir bunu duyduğunda babasıyla tartışıp evden gitmişti fakat, babası onu bir şekilde ikna etmişti.
Hasret, gelinliğiyle evden çıkarken bir süre sonra yeni gelini de getirmişlerdi. Sağdıç olduğum için herşeyiyle ilgilenip düğünüm güzel geçmesi için elimden geleni yapmıştım. Nazlı ise gelinle ilgileniyordu.
Üzerine giydiği açık renk elbisenin üzerine taktığı yeşil şalı, gözleriyle uyum içindeydi. Yüzünde makyajdan eser olmamasına rağmen çok güzel görünüyordu. Saf ve duru güzelliği yetiyordu.
Düğünde mutlu olan tek kişi, Mahir'in babasıydı. Sonunda kendi isteğini gerçekleştirmişti ve birbirini istemeyen iki kişinin evlenmesine sebep olmuştu.
Mahir o kadar isteksizdi ki bir kez olsun kızı ne aramıştı nede görmeye gitmişti. Düğün günü, duvağı kaldırdığında ağlamaktan kızarmış gözlerle karşılaşmıştı.
Düğün bittiğinde tekrar işimin başına dönmek zorunda kalmıştım. Eve gittiğimde kapıda Nazlı'nın her zamanki gibi gülümseyen yüzüyle karşılaştım. Canı sıkkın olsa da beni kapıda karşılarken gösterdiği güler yüzü, bütün yorgunluğumu, stresimi unutturuyordu bana.
Yatağa girdiğimde bile kafam hala işteydi. Firma yetkilileri ertesi gün gelecekti. Herşeyi dört dörtlük hazırlasak da eksik bir şeyler kaldı mı diye düşünmeden edemiyordum.
"Artık hep böyle mi olacak?" Diyen Nazlı'nın sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.
"Ne böyle mi olacak?"
"Artık hep eve geç gelip kafanı işyerinde mi bırakacaksın?"
"Yarın büyük gün. Kaderimiz bu işe bağlı. Bu şans, hayatta bir daha karşımıza çıkmaz. İyi değerlendirmeliyiz."
"Kaderiniz bu işe bağlı değil. Bu zamana kadar o firma olmadan çalışıp kazandınız. İşinizi büyütmeniz, çok kazanmanız şart değil. Üstelik böyle evden kopacaksan, sürekli iş düşüneceksen hiç olmasın."
"Merak etme hatun, şimdi işi bağlamak için çalışmalar yapıyoruz. O yüzden bu kadar yoğunuz. İşi bağladıktan sonra yoğunluğa göre işçi alımı yapacağız ve bir düzen kuracağız. Abimin eve erken gitmesi gerektiği için tek başıma ilgileniyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖMRE BEDEL
EspiritualBEDEL SERİSİ 2 Biz, hayatımızla ilgili planlarımızı yaparken kaderimizin, bize hiç ummadığımız yollar çizdiğinden habersizdik. Nazlı ve Harun.. Yıllardır birbirilerinden nefret ederken, kaderlerinin birlikte yazıldığından habersizlerdi. Yaşadıkları...