(50) BİZ OLMAK

18.9K 1.7K 268
                                    

Açıklamayı mutlaka okumanızı rica ediyorum canlar.

Vee sonunda beklenen haber.
Uzun zamandır beklediğiniz ve ısrarla istediğiniz Fatma ve Mahir'in hikayesi yakında sizlerle. Profilime girerek Diğer Yarım adlı hikayemle ilgili detaylara ulaşabilirsiniz.

Ömre Bedel adlı hikayemin finaline az kaldı sanırım. Tam kestiremiyorum. Bu arada Bedeli düzenlemeyi bırakıp bölüm yazmaya ağırlık veriyorum. Belki size samimi gelmeyecek ama orda para kazanacağım bir çalışma dururken ben sizleri bekletmemek adına burda yazmaya öncelik veriyorum. Lütfen sizler de hikâyelerimin bir yerlere gelebilmesi için oy verip yorum yaparak desteğinizi eksik etmeyin.

Ömre Bedelin finalinden sonra Bedelin düzenlemesini tamamlayıp yayınevine ilettikten sonra Diğer Yarım adlı hikayeyi yazmaya başlayacağım inşallah.

Buyrun yeni bölüm.

"Sonuç ne çıkarsa çıksın ben hep yanındayım. Benden kurtuluşun yok. Bu eli ömür boyu bırakmam."

Eliyle buluşan ellerimi dudaklarına doğru çekip birer öpücük kondurduktan sonra hep görmeyi istediğim sevgi dolu bakışları gözlerimle buluştu.

"Sırf senden kurtulmamak için iyi olacağım. Çünkü hayata tutunduğum dallar çok kuvvetli." Derken daha sıkı sardı ellerimi.

Harun'un girdiği odanın kapısı kapanırken benim dilimden dualar dökülüyordu. Allah'ın izniyle sonuç tertemiz çıkacaktı. Hayatımıza, kaldığımız yerden devam edecektik.

Kaldığımız yerden değil aslında. O zaman bu kadar güçlü bir bağ yoktu aramızda. Fakat o zaman da olsa Harun'un ellerini yine böyle sımsıkı tutardım. Nikâhımız kıyıldığı gün elimle birleşen elini her şartta tutmaya söz verdim.

"Hatunum." Sesini duymamla daldığım düşüncelerden sıyrılıp başımı kaldırınca Harun'un gülümseyen gözleriyle karşılaştım. Yerimden kalkıp Harun'un boynuna sarılırken onu kaybetme korkusu sarmıştı yüreğimi.

"Bitti mi? Ne zaman çıkacak sonuç?"

"Üç saat sonra çıkacak. O zamana kadar bu güzel hanımefendi, yemekte bana eşlik eder mi?"

"Balık yemeye gidelim."

"Yemek deyince nasıl da canlanıyorsun."

"Ben hep canlıyım zaten. Yemek görünce hayata dönen sensin."

"Ben yemek değil, seni görünce hayata dönüyorum hatunum."

"Senin o hatunum diyen dilini yerim."

"Neyse biz yemeğe gidelim. Yemekle kafayı bozdun."

"Tamam gidelim. Zaten sen ne anlarsın güzel sözden." Şaka yollu surat asıp önden yürümeye başlamamla elimi tutup kulağıma fısıldadı.

"Güzel sözden anlamam belki ama hatunun güzelinden anlarım." Başımı diğer tarafa çevirip gülümsememek için dudaklarımı sıkarken bir daha fısıldadı.

"Buna rağmen yine de senin gibi birini aldım." Deyişiyle sinirli bakışlarım Harun'u bulurken kahkahası doldurdu kulaklarımı.

"Hah şimdi o güzel dudaklarını zorlamana gerek kalmadı. Sinirlenince ayrı güzel oluyorsun."

"Sen benim gibi birini bulduğuna şükredeceğin yerde bir de beğenmiyorsun. Ben olmasam ananın başına kalacaktın. Erkek kurusu."

"Biliyordum güzelim. Duygularını saklamana gerek yok. Bana varmak için nasıl yanıp tutuştuğunu biliyorum."

ÖMRE BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin