Gözlerim kararıyordu,başım dönüyordu.Odada tek başımaydım ve odadın boşluğuyla sessizliği beni adeta boğuyordu.Nefes alış verişin güçleşiyor,çaresiz hissediyordum.Gerçekmiydi bu?
Ellerime,kollarıma dokunuyor,rüya görüp görmediğimi kontrol ediyordum.Sonu olmayan karanlık bir boşluğa düşüyordum,dönüşü olmayan...
Başımın hala dönüyor olmasına karşın yatağa oturdum.Ellerim titriyordu.O sırada okuldan dönmüş olacaklar ki odaya jimin girdi.Ellerimi iki yanıma koymuş yataktan destek alarak devrilmeden oturmaya çalışıyordum.Kalbim hızla çarpıyor,jimin'in endişeyle söylediği sözcükleri bir uğultu gibi duyuyordum.Beni iki omzumdan tutup sarsmaya başladı.Önüme eğdiğim kafamı yavaşça kaldırdım ve..
-O-o gitti..
-Nereye kim gitti jungkook?
-J-jennie
Sesim zar zor çıkıyordu,kekeliyordum,bir kerede aldığım nefesle ancak tek kelime söyleyebiliyor,cümle kurmaya çalışınca nefes nefese kalıyordum.
-Nereye gitti?
-
-JUNGKOOK JENNİE NEREYE GİTTİ!!!
-Öldü...
Jimin elleri omuzlarımda donakalmıştı hiçbir şey demiyor,gözlerini bile kırpmıyordu,şok olmuştu.Sonra ellerini yavaşça omuzlarımdan çekip yanıma oturdu,kafasını öne doğru eğdi,dirseklerini dizlerine dayadı ve ellerini saçlarının içinden geçirerek derin bir nefes aldı.Bense öylece yere bakıyordum.Jısoo girdi içeri koşarak.
-Haber mi geldi?diye bağırdı.
Sonra bizi görünce bir anda duruldu,haberi duyunca elimden düşen ve hala açık olan telefonu aldı yerden hızlıca ve kulağına götürdü.
-Buyrun kimsiniz?
-Evet Jennie Kim'in yakınıyım.
dedi ve bedenini yere bıraktı.Tepki vermiyordu,ya da sadece yüzünden dökülen damla damla yaşlar görünüyordu.
Ardından dizleri üstüne oturup bağırmaya,ağlamaya başladı..Bağırmasını duyunca herkes odaya toplanmıştı.Ben odayı terkedecekken jimin'in peşimden geldiğini farkettim.Ve;
-SAKIN!beni yalnız bırak.
İlerledim ve öğrenmiş olacaklar ki rose'un tiz sesiyle attığı acı dolu çığlığı duymamla kapıyı çarpıp evden çıktım.
Sokakta ilerliyordum.Öylece ilerliyordum.Seri ama yavaştı adımlarım.Hala başım dönüyordu.Nasıl olabilirdi?Şaka mıydı?Kendimi inandırmaya çalışıyordum.Ama olmuyordu.
Hayatımda ilk defa birinden böyle hoşlanmıştım.
Onu merak etmemin yanı sıra,ona sevgili olmayı teklif etmek için kaçmıştım okuldan.Ama onu yatağında mışıl mışıl uyurken,elimle omzunu okşayarak uyandırmayı hayal ederken.Onu bodrum katında tecavüz edilirken bulmuştum.
Boşluktan düşmüyordum artık.Yerdeydim.Yerin dibinde.Kimsenin olmadığı bir yerde.Silik silik görüyordum onu.Bana doğru geliyordu.Üstünde sarılı beyazlı küçük papatyaların olduğu beyaz bir elbise vardı.Saçları dalgalı ve salıktı.Yaklaşıyordu giderek.Benim gülüşümse onu her bir adımında daha çok artıyordu.En sonunda yanıma vardı elini uzattı.Elini tuttuğumda tüylerim diken diken olmuştu.
Tam ona sarılacakken gözlerim aralandı.Çift görüyordum herşeyi bana endişeli gözlerle bakan jimin'i,koşarak yanıma gelen namjoon'u ve bana bu kaç diye sorup ellerini suratımın öninde gezdiren jin'i.
Meğer evden çıkarken kapının önünde başım döndüğünden yalpalayıp başımı çarpmışım.Çok eksik hissediyordum.Bir parçam kopup gitmişte onsuz yaşayamazmışım gibi.
Nasıl bağlanmıştım bu kıza bu kadar kısa sürede?Şuan sadece onu evde saldalyeye bağlı bulduğum gün kollarımın arasında uyuduğu zamana dönmek istiyorum.
Rose'un ağzından;
Çığlık atmaktan sesim kısılmıştı.
Nerde?
Ne zaman?
Nasıl?öldü.Hala kafam almıyordu.Dün akşam çok huzursuzdu,birkaç kere okula gelsem hoca kızarmı diye sordu.Okuldan nefret ederdi,derslerdem...Niye okula gelmek istiyor diye anlam verememiştim.Meğer korkuyormuş.
Onu evde yalnız bırakmasaydık bunların hiçbiri olmazdı.Bu yüzden durgunmuş demek ki,bu yüzden gülmüyor,bu yüzden eskisi gibi bizi eğlendiren,güldüren espriler yapmıyormuş.
Üçümüzde Jennie'nin odasında oturmuş.Düşünüyor,ağlıyorduk.Ben yastığını elime almış sarılıyor,kokluyordum.Onu şimdiden o kadar özlemiştim ki..Jin,jungkook,jimin,namjoon bile çok üzülmüştü.
O sırada Lisa aklına birşey gelmiş olacak ki bir anda gözlerini pörtletti ve bağırmaya başladı
-JUNGKOOOK!!!
Hepimiz ona bakıyorduk.Jungkook'un ne alakası vardı?Lisa'nın bağırışının hemen ardından Jimin'in kolundan destek alarak jungkook girdi içeri.
-Sen biliyordun dimi!Jennie'nin başının dertte olduğunu biliyordun dimi!O gün geldiğimde Jennie'ye sarılmıştın.Jennie uyuyordu.Sana herşeyi o gün anlattı dimii!!!!!Cevap versene!Ve sana son bir sorum var.Jennie senin yüzünden öldü dimi??!!!!!Cevap versene!Senin yüzünden!
-Evet
Dedi jungkook.Jısooyla ben ve çocuklar şoktaydık.Jungkookla ne alakası olabilirdiki?
-Dün gece bize geldiğinizde odama geldi.Korktuğunu söyledi.Evde tek başıma kalacağım.Sende kalsan olur mu dedi.Bana sığında onu o gün o halde gören tek kişi ben olduğum için benden yardım istedi.
-HANGİ HALDE?
-Senin bizi gördüğün gün,Jimin beni arayıp jennie'ye arada bakmamı,onu kontrol etmemi söylemişti.Eve gittiğimde sesler geliyordu.Kapıyı kırıp içeri girdiğimde onu elleri,ayakları ve ağzı bantlı bir şekilde buldum.Bana anlatmadı,bende üstüne gitmedim.Dün ise bana herşeyi anlatacağını,yeterki onunla kalmamı söyledi.Ama ben kabul etmedim.Bu sabah içime kurt düştü.Hem onu kontrol etmek,hem yanında olmak,hemde ona çıkma teklif etmek için(herkes şaşkın😧)okuldan kaçtım geldiğimde onu bulamadım.Arka bahçeye gittiğimde bodrumdan sesler geldiğini duydum.Bir adam jennie'ye tecavüz ediyordu.Onu durdurmaya çalıştım ama kafama vurdu,bayılmışım.O da jennie'yi alıp kaçtı.Sonrasını biliyorsunuz zaten.
Hepsi bana bakıyordu.En sonunda önümde duran Lisa göğsüme vurmaya,ve bana küfür ederek ağlamaya başladı.Yumruk yaptığı ve bana vurduğu ellerini bileklerinden tutup sertçe kenara doğru ittim ve odadan çıktım.O sırada telefonum çaldı,-Jennie Kim'in ailesiylemi görüşüyorum?
-E-evet
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ғʀɪᴇɴᴅ ᷯ ͤ ᷠ ᷜ ͦ ͦ ᷜ
FanfictionToz pembeydi hayatım,taki bazı şeyler değişene ve ben büyüyene kadar...