Dün ettiğim teklife olumla dönüş yapmasının ardından kalkıp birbirimize sarılmıştık.Onca zaman sonra ona itiraf etmiş ve duygularımın karşılıklı olduğu kanısına varmıştım.
O derin ve duygu yüklü sarılmanın ardındansa eve dönmüştük.
Jennie'nin ağzından;
Hayatımdaki tek güzel gelişmenin Jimin ve Rose'un dün akşamdan sonra çıkıyor olması oluşu üzücüydü.
Dünkü olaydan sonra Jungkook'u bir daha görmemiştim.Umursamıyor muydu?Bu çok saçma olurdu,umursadığını bende biliyordum.Lakin aklımı kurcalayan düşünceler bana her ihtimali düşündürüyordu.
Yoongi ile ise çok farklı bir ilişkimiz vardı.Bazen ona her şeyimi anlatabileceğim bir dostummuş gibi,bazen yabancıymış gibi,bazense sevgiliymişiz gibi hissediyordum garip bir şekilde.Sevgili olduğumuzu düşünmek kötü hissettirmiyordu.Aksine düşüncesi bile güzeldi.Onu gerçekten çok seviyordum ama ne kadar uğraşırsam uğraşayım ona o gözle bakamıyordum.
Düşüncelerimden arınmak ve kafamı rahatlatmak için yine sahile gitmeye karar vermiştim.Kış ayındaydık ve bugün kar tatili olduğundan okul derdide yoktu ve ben küçük çocuklar gibi kar tatillerine bayılıyordum.
Üzerime giydiğim dizlerime kadar gelen siyah montumu,gri uzun şalımı giymemin ve kapşonumu da takmamın ardından uzun botlarımı ayağıma geçirdim ve anahtarımıda alıp evden çıktım.
Bu sefer güneş batmıyor veya saçlarımı dalgalandıran hafif rüzgar esmiyordu.Dışarıda dondurucu bir soğuk vardı.Hava bir anda soğumuştu ve bu banada bağışıklık sistemimede yaramamıştı.Sanırım grip oluyordum.
Oturduğum yerden izlediğim manzara ve yumoş montum bana huzur vermeye yetiyordu her ne olursa olsun.
-Ne yapıyorsun burda.
Duyduğum kalın ses ve omzuma konan elle telaşlı bir şekilde kafamı çevirdim ve ona baktım.
-Camdan gördüm gittiğini.Üşüteceksin neden burada oturuyorsun.
-Boşver iyiyim ben sen git istersen.
Dedim ve omzumdaki elini tutup aşağı indirdim.
-İstemiyorum.
Demesinin ardından yanıma oturdu ve kolunu omzuma atıp beni kendine çekmesinin ardından beni kendi bedenine yasladı.Bende hiç karşılık vermeden kafamı omzuna koydum.Her ne kadar bunu yapmak istemesemde o duygularımla hareket etmiştim.
-Neden böyle yapıyorsun?
-Ne yapıyorum?
-Neden benden uzak duruyorsun?Neden bana yaklaşmaktan bu kadar korkuyorsun Jennie!?Neden hep uzağımdasın.Neden yanımda değilsin söylesene!!Neden en ihtiyacım olan zamanlarda benden böylece kaçıyorsun!?
Gözleri dolmuştu ve titriyordu.Soğuktan değildi biliyordum.Kendini kontrol edemiyordu.Ve bende o an anlamıştım ki benim yaşadıklarımı Jungkook'ta yaşıyordu...
-Sana ihtiyacım var Jennie.Hatta yalnızca sana ihtiyacım var Jennie!Ben sana böylesine bağlanmışken neden bana bunları yapıyorsun?
Beni sevmiyor musun?Benden nefret mi ediyorsun?Bana doğruyu söyle Jennie.Seni bu denli kendimden uzak tutacak ne yapmış olabilirim!Nasıl seni kendimden bu kadar uzaklaştırmış olabilirim!?
Hiçbir şey diyemiyor öylece onu izliyordum.Titreyen sesi,vücudu ve akan gözyaşlarıyla dedikleri içimi paramparça ediyordu.Ne diyeceğimi,ne yapacağımı bilmiyordum.
Ardından sahile dönük olan kafamı ona çevirdim.Ona dönmemle o da bana yaşlı gözleriyle bakmaya başlamıştı.
Sadece birbirimize bakıyorduk.Ağzımız değil gözlerimiz konuşuyordu adeta.
Ben ise daha fazla dayanamayıp birbirine kenetlediği ellerini avuç içlerime aldım ve;
-Lütfen ağlama!Lütfen ağlama Jungkook..İnan sen ağladıkça parçalanan ruhum yok olmaya yüz tutuyor ve mahvoluyorum.Banada kendinede bunu yapma!Seni bu denli severken sana yaklaşamamak ve senden uzak kalmak ne kadar zor biliyor musun!?Seni gördüğümde yüzüne gülümsemek,mutluymuş gibi davranmak,rol yapmak ve gittiğinde göz yaşlarına boğulmak ne demek sen biliyor musun!?Sadece susmak ve seninle göz teması dışında temasa geçememek ne demek sen biliyor musun?Aylardır mahvoldum ben Jungkook!Sana olan aşkımı dizginlemek ve sana o gözle bakmamak için o kadar çabaladım ki...Sana olan duygularımı sevgilin varken belli etmemek için o kadar uğraştım ki...ve önemliside kendime zarar vermemek ve umudumu her şeye rağmen yitirmemek için o kadar uğraştım ki...
İçimi dökmüş olsamda rahatlayamamıştım.Onu onuzlarından tutup sarsmak saçlarına yapışmak aynı zamandada bana yaptığını ona yapmak istiyordum.
Sözlerimi bitirip ortamı uçsuz bucaksız bir sessizliğe terkettiğinde beni öpmüştü.
İçim gıdıklanmış gibiydi.Hayatımda ilk defa biriyle öpüşmüştüm ve şokunu atlatamamıştım.
O ise dudaklarıma kondurduğu öpücüğün ardından geri çekilmiş ve bana o derin bakışı atmaya devam etmişti.
Ben ise kaskatı kesilmiş ve öylece onu izliyordum.Aynı onunda şuan yaptığı gibi...İkimizde kimsenin olmadığı ve sessizliğe boğulan bu sahilde yaşlı gözlerle birbirimizi izliyorduk.
Ardından yanımdan kalktı montunu çıkardı ve omuzlarıma düzgünce yerleştirmesinin ardından gitmek için arkasını döndü.
-Jungkook bekle!!
-Efend...
Demeden yanına adımlamış ve ona sımsıkı sarılmıştım.Evet,belki sarılmak yetmeyecekti ama onu öpemezdim.O kadar cesaretli değildim ve korkuyordumda.
Beline doladığım ve her saniye daha çok sıktığım kollarıma karşılık o da bana sarılmış ve kafama derin bir öpücük bırakmış derin bir nefes almıştı.
Kafamı göğsünden kaldırdığımda kollarımı bırakmadan ona baktım.Oda kafasını eğmiş bana bakıyor ve buruk bir gülümseme sunuyordu.Ve ben sanırım Lisa'ya,gururuma,bana yaşattıklarına ve bu gidişle yaşatacaklarına rağmen bunu yapacaktım.
💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ғʀɪᴇɴᴅ ᷯ ͤ ᷠ ᷜ ͦ ͦ ᷜ
FanfictionToz pembeydi hayatım,taki bazı şeyler değişene ve ben büyüyene kadar...