Bölüm 1

362 43 58
                                    

     Güneş doğuyordu. İstanbul yeni bir güne daha hazırdı. Bulutlar güneşin arasında kıpkırmızı bir şekilde sanatsal bir tablo oluşturuyordu. Poyraz bu manzaraya bakmaktan büyük bir keyif alıyor,  adeta manzaranın içine girmek istiyordu. Bir süre pencerenin önünde oyalandı ve saate baktı. Saat 06.00'a geliyordu. Yaklaşık bir saat kadar sonra okula gidecekti. Uykusu yavaş yavaş dağılıyordu. Seri adımlarla odasından çıktı ve mutfağa yöneldi. Ocağı açtı. Yumurta pişirmek güzel olacaktı. Yumurtayı tavaya kırdı ve pişmesini beklerken diğer kahvaltılıkları masaya koydu. Yumurta pişince iştahla yemeye başladı. Bugün onun için önemli bir gündü. Vizelerden önceki son hafta başlıyordu. Poyraz İstanbul'un en iyi üniversitelerinden birinde Yıldız Teknik Üniversitesi'nde  Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bölümü'nde okuyordu. Okulda herkesten başarılı olmak, öğretmenlik mesleğini en ince detaylarına kadar öğrenmek onun için her şeyden önemliydi. Çocukluğundan beri ona ne olmak istiyorsun diye sorduklarında onun cevabı hep aynıydı: ''Öğretmen olmak.'' Kahvaltısını bitirdikten sonra biraz kitap okuyarak zaman geçirdi. Özenle üstünü değiştirip evden çıktı. Tam yola koyulacaktı ki birden aklına şu düşünce geldi: ''Ya kapıyı kapatmadıysam.'' Bu düşünce, arkasından başka düşünceleri doğurdu. ''Eğer kapıyı kapatmadıysam, hırsızlar eve rahatlıkla girebilir; anneme veya babama zarar verebilir.'' Poyraz bu düşüncelerin verdiği rahatsızlıkla hemen kapıya koştu. Kapıyı bir iki kez kontrol etti. Tamam, kapalıydı. Şimdi rahatlıkla okuluna gidebilirdi. Bu olay adeta Poyraz için bir ritüel haline gelmişti. Bunu yapmamak istediğinde sanki vücudunu  yılanlar kemirirmişçesine acılar çekiyordu. Kendisinin bir takıntı hastası olduğunu biliyordu. Fakat Poyraz bu hastalığın ona zarardan çok yarar getirdiğini düşünüyordu. Takıntısı sayesinde pek çok derste başarılı olmuştu. Bu yüzden bu hastalığı büyük bir problem olarak görmüyordu. Fakat kötü olarak etkilendiği de oluyordu. Bazen kafasının içindeki sesler hiç susmuyordu. Sesler, sürekli ona bir şeyleri yanlış yaptığını veya bir şeylerde eksik olduğu düşüncesini  empoze etmeye çalışıyordu. Poyraz bu tür kötü zamanlarda derslerine sarılıyor ve bu şekilde kendini dengede tutmaya çalışıyordu. 

AYKIRI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin