Düğün, Anlaşma Ve Diğer Şeyler

57.9K 564 29
                                    

Olayların ilk bölümden sonra başlayacağını ve bazı şeylerin zamanla açığa çıkacağını söyledikten sonra iyi okumalar diliyorum.

"Çok güzel oldun Arya, peri kızı gibisin."
"Ah öyle mi? Bence benden olsa olsa bir şeytan olurdu. Neden burda olduğumu unutuyor gibisin anne."
"Sadece durumu normaline uydurmaya çabalıyorum. Ne var sen de sürekli bunu hatırlatıp durmasan."
"Özür dilerim ben sizin gibi yapamıyorum. Sonuçta benim düştüğüm duruma düşen başka biri yoktur herhalde."
"Pekala ama düştüğün durum benim suçum değil. Seni kurtarmak için çok çabaladım ama olmadı. Ne yapmamı istiyorsun?"
"Çeneni kapamanı? Evet sussan çok iyi olurdu. Hiçbir şey normal değil. Bir daha asla hiçbir şey normal olmayacak."
"Öyleyse buradaki rahat hayatından vazgeç Arya ve gidip polise teslim ol. Unutma bu kararı sen verdin, şimdi şikayet etmeye hakkın yok."
"Sakın bana tercih hakkı bırakmışsınız gibi konuşma! Hepimiz çok iyi biliyoruz ki sen ve kocan ailenizin o güzel ve şanlı adı kirlenmesin diye polise gitmeme asla izin vermezdiniz."
Annemin yeşil renkli gözlerinde umursamaz ve yıkıcı bir ifade dolandı. Artık kafese girmiştim, bu da onlar için tehlikenin geçtiğini gösteriyordu.
"Elini çabuk tut, birkaç dakika içinde tören başlayacak."
Uzun siyah elbisesinin kuyruğunu ardından sürüyerek odadan çıktı. Ben de yalnız kalır kalmaz bir koltuğa çöktüm. Gelinliğimin buruşması, saçımın bozulması hiç umrumda değildi.
Eskiden annem gibi görünmek isterdim; ona benzemek, onun gibi davranmak, onun sahip olduklarına sahip olmak tek hayalimdi. Çünkü annem güçlü ve güzel bir kadındı. Bir yere girdiğimizde insanların bazen hayranlık bazen de kıskançlık dolu bakışları hep onu bulurdu. Hiçbir şey karşısında kibarlığını ve serinkanlılığını kaybetmezdi. Annemdi ve muhteşemdi işte. Sonra büyüdükçe annemin mutsuzluk kalesine hapsedilmiş bir esir olduğunu anladım. Babamla kurduğu yapma hayattan çıkma şansı ona hiç tanınmamıştı.
Ama gelin görün ki tam da onun gibi bir duruma düşüverdim. Ve bunun bir dönüşü yok.
Gözlerim yavaşça bileğimden parmak uçlarıma kadar uzanan damgama kaydı.
Müstakbel kocamın isteği üzerine yapılan bu dövme, ki benim için yalnızca damga demek, kim olduğumu gösteriyordu.
Onun kim olduğunu da. Parmağımda bir yüzük yerine elimde bu dövme vardı.
Birazdan onunla evlenecek olmak benim seçimim değildi. Tıpkı bu gelinliğin de benim seçimim olmadığı gibi. Bazen bunu hak ettiğime inanıyordum. İki ay önce o silah parmaklarım arasında olmasaydı ben de burada olmazdım.
Ama ben o tetiği çekmiştim, o kurşun silahtan çıkmıştı ve her şey bitmişti. Nefesimi hızlıca bırakıp odada göz gezdirdim. İşime yarar bir şey yoktu, burada olmaktan da sıkılmıştım. Kalkıp odanın dışarı açılan kapısı dışındaki diğer kapıya yöneldim. Buradan yan taraftaki odaya geçebiliyordum, yan tarafta ise o hazırlanıyordu. Eğer o etrafta değilse eğlenecek bir şeyler bulabilirdim. Kapıyı oldukça sessiz bir şekilde açıp içini bir iki saniyede taradım. Yalnızdım. Karşı duvara sabitlenmiş küçük siyah buzdolabı çok çekici görünüyordu. Koşar adımlarla yanına ulaşıp dolabı açtım. Ellerime vuran soğuk hava iyi gelmişti ama içeriden ince bir şişe çektiğimde kendimi daha da iyi hissediyordum.
"Sek viski mi? İyi tercih sevgilim." 
Kafamı sesin geldiği yere çevirdim. Banyodan çıkmıştı. Siyah takımı ve beyaz gömleğiyle oldukça klasik ama yakışıklıydı.
"Bak bana beş dakika ver tamam mı? Ne de olsa biraz sonra imzaları atacağız ve hayatımı tam anlamıyla karartmış olacaksın. Bari son kez kafamı dinleyeyim."
"Sarhoş olmayacağına söz verirsen neden olmasın."
Bu söylediğine kahkaha attığımda o da gülümsedi. Metal renkli şişenin ufak kapağını çevirip açtım ve kafama diktim. Sişeyi dudaklarımdan uzaklaştırıp elimin tersiyle ağzımı sildiğimde rujumun dağıldığına emindim ama umrumda değildi.
"Her zaman böyle misindir? Sahip olduklarını benimle de paylaşacak bir adamla olmayı tercih ederim ve mümkünse bu şeyleri benim arayıp bulmam gerekmesin." İçki dolabını kastederek söylediğim şeyler üzerine koltuğa oturdu.
"Bundan sonra ayrı odalarda olmayacağımıza göre... Benim olan her şey senindir."
"Birazdan bir deliyle evleneceksin Cihangir, farkında olduğundan pek emin değilim."
"Fazlasıyla farkındayım ve benimleyken uslanacağına inanıyorum."
Bu söylediğine de güldüm. Ben asla uslanmazdım.
"Vakit geldi güzelim." Hayatımı mahvedecek şeyi yapmaya gidiyor olmaktan çok elimdeki şişeyi bırakmak zorunda olduğuma üzülerek uzattığı elini tutmak yerine koluna girdim.
"Gelin ve damat böyle yürür." Kapıdan çıkıp salona açılan uzun beyaz koridorda yürümeye başladık.
"Bir şey daha soracağım."
"Ne istersen."
"Sarhoş olmanın yasak olması genel bir karar mı? Yoksa bugüne özel bir şey mi?"
"Bugüne özel."
"Oh, çok rahatladım. Seninle böyle basit bir konu yüzünden devamlı karşı karşıya gelmek sıkıcı olurdu zaten."
"Benimle karşı karşıya gelmeyi mi düşünüyorsun?"
"Evet, yoksa sana bir ömür nasıl katlanabilirim değil mi?" Işıklandırma oldukça güzeldi, her bir adımda bir tutsağa dönüştüğümden çok özgürleştiğimi hissediyordum.
"Cihangir, bugünden sonra aynı hayatı paylaşacağız madem bir anlaşma yapalım. Yalan yok. Hiçbir koşulda yalan yok. Arkama bakmadan koşarak kaçıp gideceğim bir gerçek de olsa anlatacağın, söyle bana. Çünkü şu andan itibaren bunu asla yapamam. İstesem de arkama bakmadan koşup kaçamam."
"Kabul."
"Ve unutmadan Cihangir, bu durumda sana boyun eğmiş olabilirim ama beni sakın hafife alma. Ve birazdan salonda göreceğimiz o çakma sarışınlarla sakın beni aldatmaya kalkma. Yoksa-"
"Yoksa ne?" dedi alayla. Hiçbir şey yapamazsın demeye mi çalışıyordu.
"Ben de aynısını sana yaparım. Birazdan salonda göreceğimiz o bakışlarını üzerimden alamayan adamalar var ya işte onları kendi yata-" sözüm ikinci kez kesildi,
"Cümleni tamamlama. Sakın."
"Kısacası Cihangir, ben bir kenara çekilip beklemem. Senden boşanamayacağım diye hiçbir şey yapamayacak da değilim. Bana yaptıklarının aynısını yaparım sana." Sessizliğini pek beğenmesem de bir şey demedi ve onun suskunluğunun yerini salondaki abartılı alkışlar doldurdu.
Bilmem kaç katlı lüx bir otelin yine bilmem kaçıncı katında hayatımı kökünden değiştirecek imzayı attım. Tarih tam olarak o adamı öldürdüğüm tarihten iki ay sonrasını gösteriyordu.


Eksik, yanlış veya saçma bulup beğenmediğiniz kısımları belirtin lütfen.

Günah Tohumu (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin