Bazıları için rahatsız edici olabilir.
Gülümsemem dudaklarımı kapladı. Üzerinde biraz eğilip ellerimi tıpkı onun gibi başının iki yanına koydum. Kaslı gövdesine ulaşabilmek için kendimi aşağı doğru kaydırmam gerektiğinde erkekliğine sürtündüm ve bu dudaklarından belli belirsiz bir inleme dökülmesine sebep oldu. Ellerini kalçamın iki yanına koyarak beni kendine bastırdı.
Pişman olacaksın. Yaptığına pişman olacaksın.
Karnına bir öpücük bıraktığımda dudaklarım ateşe değmiş gibi yandı. Dağınık ama hızlı geçişli bir sıra izleyerek kemerine kadar ulaştım. Bir elimi yastıktan çekerek göğsünü boydan boya çizdim. Şimdi boynunun altından başlayarak karnına dek uzanan dört kırmızı kabartı esmer teninde parlıyordu.
Dilim karnındaki ince tüylere değerken kendimi tamamen kasmıştım. Bir yandan hala belinde duran kemerini çözdüm. Bu damatlığı birlikte(!) seçmiştik. Pantolonunu tam çıkarmasam da boxerının bir kısmının görünmesine yetecek kadar indirdim. Önündeki kabartı kendini belli ediyordu.
"Önce ben başlamalıydım." dedim gözlerinin içine bakarak.
" Hmm... Neden?"
"Çünkü," elimi pantolonundan içeri doğru kaydırıp onu yavaşça okşadım.
"Senin yaptığın, benim birazdan yapacağımın yanında çocuk oyuncağı olacak." Belki.
O hırıltılı bir şekilde inlerken ellerimi aşağı yukarı kaydırmaya devam ettim. Bir elini benim elimin üzerine atarak sıktığında onu durdurdum.
"Şşhh... Beklemelisin, çünkü işime karışılmasından hiç hoşlanmam." İki elini de bacaklarımın üstüne koymayı tercih etti. Yeniden karnına eğilerek boxerının bitiş yerine bir öpücük daha kondurdum ve ellerimle boxerını yavaşça aşağı çekerken ortaya çıkan yerleri öpmeyi ihmal etmedim. Pantolunu da boxerı da yeterince aşağı indiğinde sertleşmiş erkekliği meydana çıktı.
Ucunu yavaşça ağzıma aldım ve sonuna yaklaşana dek devam ettim. Gözlerimi kaldırıp ona baktığımda benimkilerinin aksine gözleri çoktan kapanmıştı. Daha rahat edebilmek için kalan kısmı ellerimle sardım ve gitgellere başladım. Kalın, büyük ve sıcak erkekliği ağzımın içindeyken o derince inliyordu ve her inlemesinde belki de olmaması gereken bir biçimde memnun oluyordum.
"Bebeğim..." dişlerimin baskısını çok hafif arttırdım. Gırtlaktan gelen bir ses çıkardı ve elinin altındaki çarşafı tıpkı benim gibi sıktı.
"Bebeğim..." boşalması beklediğimden kısa sürdü ve beklediğimin aksine ağzıma dolan meniyi bir çırpıda tiksinmeden yutuverdim. Kafamı kaldırıp elimin tersiyle ağzımı sildiğim sırada "Sanırım artık kabul edebilirsin " dedim.
"Senden iyiydim."
Yatakta aniden doğrulunca bacaklarım bedeninin iki yanında kucağında oturur hale gelmiştim. Ellerini sırtıma sararak beni kendine iyice yaklaştırdı. Göğüslerimiz bütünleşmiş haldeydi ve ben omuzlarına tutunuyordum.
"Harikaydın bebeğim." dedi.
"Harikaydın."
Dudakları yine dudaklarımı hedef almış yaklaşırken hızla kaldırdım başımı. Dudakları çeneme çarptı. Bu durumdan hiç kaçınmadan öpüşlerini boğazımdan aşağı kaydırarak devam etti.
Belki bu aşamayı sevişmeden sonrasına bırakmalıydık. Belki de doğru sırayla gidiyorduk. Ama kimin umrundaydı?
Ben üzerinde yavaşça kıpırdanırken altımda yeniden sertleştiğini hissediyordum. Başımı geriye atarak ona boynumda biraz daha yer açtım. Kucağında oturmaya devam ederken geriye dönüp beni yatağa yatırdı yeniden ve üzerime uzandı. Eli bacaklarımın arasına ilerleyip durduğunda beklemeden bacaklarımı hafifçe araladım.
Parmakları vajinama doğru kayarak yavaşça sürtündü. Başını göğsümden kaldırarak, "Yeterince ıslak." dedi.
"Devam edebilir miyim güzelim?"
"Önce bir şey sormam gerek," gözlerime merakla baktı.
"Bittikten sonra karşılık olarak benim de seni düzmem gerekecek mi?" Ufacık bir kahkaha atarak
"Hiç sanmıyorum." diye yanıtladı beni.
"Hmm... Öyleyse devam edebilirsin..." ve bacaklarımı beline sardım.Eksik, yanlış veya saçma bulup beğenmediğiniz kısımları belirtin lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Günah Tohumu (+18)
Chick-Lit"Çünkü," elimi pantolonundan içeri doğru kaydırıp onu yavaşça okşadım. "Senin yaptığın, benim birazdan yapacağımın yanında çocuk oyuncağı olacak." Belki. O hırıltılı bir şekilde inlerken ellerimi aşağı yukarı kaydırmaya devam ettim. Bir elini beni...