Cihangir bahçede küfür edip emirler yağdırırken eve doğru adımladım. Daha fazla karmaşanın arasında kalmak veya Miraç'ın birini döverek öldürdüğünü düşünmek istemiyordum. En iyi fikrin odama çıkmak olduğuna karar vererek odaya döndüm. Cihangir'in sakinleşmesi uzun sürecek gibiydi.
Dolması için sıcak suyu açtım ve küvetin önünde çıkardığım elbisemi kaldırma gereği duymadan köpüklü suyun çıplaklığımı örtmesine izin verdim.
Başımı arkaya yaslayarak dakikalarca suda kıpırdamadan kaldım. Sıcak suyun tüm bedenime nüfuz etmesi hoşuma gidiyordu. Sanki tüm hücrelerim arınıyor gibi geliyordu bana.
Odanın kapısı yavaşça aralandığında gelenin Cihangir'den başkası olmadığını biliyordum ama gözlerimi açmadım. O banyoya girerken de tepkisizliğimi sürdürdüm. Hem onun tepkisini merak ediyordum hem de ne demem gerektiğini kestirememiştim henüz.
Gözlerimi tekrar açmam için konuşması gerekti.
"Sana böyle bakarken," dedi soğuk ve soluk sesi. Lavaboya yaslanmış ellerini ceplerine sokmuştu.
"Diğerlerinin göremediğini görüyorum, seni gördüğüm ilk andan beri." Böylece konuşurken bile farklı bir havası vardı.
"Ailenin pahalı takılar, süslü elbiseler ve şu uzun isimli okullarla örtmeye çalıştığı, içindeki çürümüş tarafın kokusunu alabiliyorum güzelim." Küvetin kenarından sarkan yumruklarımı sıkmamak için direndim.
"Sen en az benim kadar kötüsün. Bir adamı hiç acımadan öldüren tarafın, küçük kızı çoktan yendi." Ayaklanıp başıma kadar yürüdü. Başım küvete yaslandığından bakışlarım direkt onun öne eğilen yüzüyle karşılaşıyordu.
"Başkaları gibi bundan kaçmıyorum aslını istersen," Üzerime doğru daha da eğilerek iki eliyle küvetin iki yanını tuttu ve dudaklarını kulağıma yaklaştırdı.
"Nefes aldığım müddetçe içindeki katilin karşısında diz çöküyor olacağım. Ben senin çürümüş tarafına tapıyorum, Arya." Nefes aldığım müddetçe ben de içimdeki katilin karşısında diz çöküyor olacaktım, beni buna mecbur etmişti. Kimseye bağlı olmadan, her bir zerresiyle sonuna kadar özgür olmak isteyen benliğimi Miraç'ın aşkı esir aldığından beri aşkım hükmü altında diz çökmeye mahkumdum. Miraç benim çürümüş tarafımdı, katilimdi ve ben bu aşkın karşısında diz çöküyordum.
Bir elim sudan çıkarak boynuna dolandı. Beklentiyle aralanan dudaklarından çıkan nefesi yüzümü yalayıp geçerken sigara kokusu bana yalnızca babamdan saklanıp odamın banyosunda yaktığım sigaraları anımsatıyordu. Yanağıma çarpan sakalları beni huylandırmıştı. Parmaklarım ensesindeki kısa saçlarda hafifçe dolanırken "Yanıma gel." dedim sadece. Başka şey demeye gerek yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Günah Tohumu (+18)
ChickLit"Çünkü," elimi pantolonundan içeri doğru kaydırıp onu yavaşça okşadım. "Senin yaptığın, benim birazdan yapacağımın yanında çocuk oyuncağı olacak." Belki. O hırıltılı bir şekilde inlerken ellerimi aşağı yukarı kaydırmaya devam ettim. Bir elini beni...