Elimdeki tuş kilidi açılmış telefona uzun uzun bakıyorum.
Numarayı kaydet.
İstemiyorum.
Numarayı kaydet.
Yapmayacağım.
Rehbere gir.
Rehbere giriyorum. Sanki zafer tınısıyla dolmuş olan kıkırtısını duyuyorum.
Tuşlar yerine kaydedilmiş numaralardan Seungmin'in adını bulduğumda gülüşünün donakaldığı ve kaşlarını çattığını hissediyorum. Bu sefer gülümseyen benim.
Çok fena kazık yediniz bayım.
Ne yapıyorsun?
Sırıtarak arama tuşuna basıyor ve açmasını bekliyorum.
"Söyle Jisungie."
"Ne zamandan beri cüzdanıma numara bırakıyorsun?"
Seungmin'in şaşırdığını fark ediyorum. "Numara mı? Kimin?"
Seungmin yapmadı mı yani?
O yapmadı Jisung.
Tüylerim diken diken oluyor.
Zihnimden geçen şeyleri duyuyor olamaz, değil mi?
Güldürdüğün için teşekkürler sevgilim.
"Aptal." Sinirle söyleniyorum ve Seungmin tarafından yanlış anlaşılıyorum.
"Beni hakaret etmek için mi aradın? Önemli bir projeyle uğraşıyorum Jisung. Asıl sen aptallık etme ve milyoner olma şansımı kaçırmama neden olma." Telefon kapanıyor.
Seungmin mimarlık okuyor. Henüz ikinci sınıfta. Bazen eve gelir gelmez odasına kapanır ve sadece yemek olup olmadığını sormak için yanıma gelir. Bense kendi derslerime çalışmaktan yemekle uğraşamam. Onun kendisini hayattan soyutlayıp odasında takıldığı akşamlar dışarıdan yemek söylemiş oluruz. Malayca dili üzerine okuyorum ve seneye Malezya'ya gitmek için uğraşıyorum. Beni evde bilincim kapalı bulduğunda Seungmin'in ilk olarak Chan'a haber verme nedeni ise, onun tıp öğrencisi olması. Bölümünü hatırlayamıyorum ama cerrahlıkla ilgili bir şeydi herhalde.
Hatırlayamadığım tek şeyin bu olmadığından eminim. Sanki hayatımdan çok önemli bir şey gitmiş gibi geliyor. Chan'ın beni muayene etmek için eve gelmesinden önceki gün mesela, neden yemek bile yememiş ve bu kadar ders çalışmıştım? Sınavım yoktu, zaten genelde kafa dağıtmak için kendimi derse adardım. Bu denli kendimi zorladığımı hiç hatırlamıyordum. Tıpkı ondan önceki gün ne olduğunu hatırlayamadığım gibi.
Seungmin ve Hyunjin'le sinemaya gittiğimi hatırlıyorum. Beni de yanlarında götürdüklerini. İstemeye istemeye ben ürküyorum diye korku filmi yerine bir komedi filmi izlediklerini de. Seungmin'in, "Eğer biraz başka şeylerle meşgul olursan kendini daha iyi hissedersin ve daha kısa sürede unutmuş olursun," deyişini de. Neyi unutmuş olacaktım peki?
Jisung.
"Ne var ne?" diye bağırıyorum odanın içinde. Yine hiçbir şey duyamıyorum. Aklımı kaçırmak üzereyim. Bu bir erkek sesi ve daha önce duymadığıma emin olsam da bana bir hayli tanıdık geliyor. O konuşurken mimiklerini tahmin edebiliyorum ama yüzünü göremiyorum. Kıkırtısını hissediyorun ama gülüşünü zihnimde canlandıramıyorum. Kafayı yiyecek gibiyim ve bu sinirlerimi bozuyor. Nasıl kurtulacağım bu sesten?
Numarayı kaydet Jisung, her şey düzelecek.
Nefesimi bırakıyor ve kâğıdı elime alıyorum. Gözlerim bıkkınlıkla göz kırpan gülücüğü izliyor. Son derece yavaş hareketlerle numarayı telefonuma yazmaya başlıyorum. Sonuna kadar bütün sayıları girdiğimde gözlerime inanamıyorum. Telefonuma kayıtlı. "Sevgilim" mi?
Efendim sevgilim?
Sinirle başımı geriye atıyorum. "Şaka mı bu?"
''
19.7
23.7
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Voices ;; Minsung {✓}
FanfictionJisung, zihninde onunla konuşan birinin sesini duyar. *** | 2019 Ficteki shipler etiketlerde yazıyor, "yorum" yaparken neden kendi shipinizin olmadığını sorgulamaz ya da bitmiş ficin sonunda başka bir ship istemezseniz sevinirim.