Benim hiç sevgilim olmadı.
Bundan eminim. Ben kızlara ilgi duymazdım. Konuştuğum hiçbir kızdan hoşlanmamıştım. Hep arkadaş edinmiştim ama hiçbirine karşı bir duygu beslememiştim. Nefret etmiştim, acımıştım, eğlenmiştim, kendimi yakın hissetmiştim ama hiç hoşlanmamıştım. Sevgilim olması imkânsızdı.
Sevgilin oldu.
Benimle alay ediyor. Kesinlikle alay ediyor.
Yine de gözlerimi telefonumdan alamıyorum. Kıpır kıpır hissediyorum, o kadar heyecanlanıyorum ki nefes alışım bile değişiyor. Kendi kendime, bir delilik yapmadan önce telefonu kapat, diyorum. Ama yapacağımı hissediyorum.
O deliliği yap Jisung.
Parmaklarım arama tuşuna yöneliyor. Basacakken midemde büyük bir bulantı hissediyorum ve kalkıp tuvalete koşuyorum.
Yaklaşık on dakika sonra midem tamamen boş halde koltuğa çöküyorum. Marketten eve her zamankinden daha yavaş gelmiştim. Eve gelmek istememiştim. Sonbahardayız ve hava üşütmeme neden olacak kadar soğuk. Buna rağmen sıkı giyinmemek benim hatam. Zayıf bir bünyem olduğunun farkındayım.
Jisung? İyi misin?
Gülüyorum. Her şey bitti şimdi de hâlimi hatrımı soruyor. Evet, gayet iyiyim.
Jisung? Duyabiliyor musun?
Az önce cevap vermemiş miydim? Gayet iyiyim, seni salak. Beni dinleyecek kadar ciddiye almıyorsan benimle konuşmayı bırakmalısın.
Jisung? Endişelendirme beni.
İyiyim dedim ya işte!
Üzgünüm, duyamadım.
Aklım karışıyor. Düşündüğüm her şeyi bildiğini zannediyordum. Yani, sesli söylediklerimde geçerli değil tabi ki bu ama-
Bir şey fark ediyorum ama ne olduğunu bilmiyorum. Çözdüğümü hissediyorum, sanki her şeyi anlamış gibiyim. Her ne oluyorsa ben bundan zaten haberdardım. Hatta bunun olmasına ben izin verdim. Bunu ben istedim.
Seni duymamamı mı? Seni duymam gerekiyor Jisung. Benim de iyi olmam gerekiyor, seni duymak zorundayım. Bir daha yapma.
Hayır, hayır bir dakika. Kafam karışıyor.
Üzgün yüz ifadesini hisseder gibiyim. Parlak ve düzgün dişlerini, sanki o iç geçirince görebiliyorum.
Bu tuhaf, diye düşünüyorum. Nasıl konuşuyorum seninle?
Duraksıyor gibi. Tanrım, onu görmeyi her şeyden çok istiyorum. Şu an bana bir şey söylemek için hazırlanıyor ve o konuşurken yüz ifadesini izlemeyi o kadar çok istiyorum ki anlatamam.
Bu yeteneği sana ben kazandırdım Jisung. Benim zihnime konuşuyorsun. Ne düşünmüştün ki, düşündüğün her şeyi görebildiğimi falan mı?
Gülmemek için dudağımı ısırıyorum. Aslında tam olarak buydu. Ama ona söyleyecek değilim.
Yine heyecanlanıyorum, ona söylemek isteseydim bunu nasıl yapacaktım? Az önce düşündüklerimi duymuş muydu? Acaba o da benim onu hissettiğim gibi benim yaptıklarımı hissedebiliyor muydu?
Tekrar konuşmasını istiyorum. Sesinin hoşuma gittiğini fark ediyorum. Galiba benimle konuşmasını istememin sebebi merakım değil, sesinin güzelliği.
Şarkı söylüyor musun? diye düşünüyorum gülümseyerek.
Kahkaha atmış gibi bir his doğuyor içime. İçim ısınıyor ve gülümsemem genişliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Voices ;; Minsung {✓}
FanficJisung, zihninde onunla konuşan birinin sesini duyar. *** | 2019 Ficteki shipler etiketlerde yazıyor, "yorum" yaparken neden kendi shipinizin olmadığını sorgulamaz ya da bitmiş ficin sonunda başka bir ship istemezseniz sevinirim.